Aralık ayının ortalarındayız.  
Hava soğuk ve ara ara kar yağışları insanları olumlu olumsuz etkiliyor. 
Kimileri  işin eğlencesinde, kimileri de işkencesinde.... 
Akşam yemeğimi yerken, dışarıdaki kar yağışı sıcacık evimde güzel manzara oluşturuyordu. Sokakta bir karartı dikkatimi çekti. Başında şapkası, sırtında şahane bir mont ve ellerinde eldiven olduğunu, sokak lambasının altına gelince fark ettim. 
Refüjün üzerinde birazcık birikmiş ve hiç bozulmamış karların üzerine yatıp eğleniyor, sonra kalkıp başka yere yatıyor oradaki düzgün karların üzerine vücudunun kalıbını çıkarıyordu. 
Ne hoş ne eğlenceli diye düşünürken, birden bire sokaklarda yaşayan üzerinde eskimiş bir kazaktan başka bir şey olmayan, ayakkabısı delinmiş yüzlerce çocuk geldi aklıma.....
Hatta yüzlerce değil ülkemizde 40 bini aşkın sokak çocukları...
Ne büyük çelişki..
Bazıları kardan eğlenmeye  çalışırken, bazıları işkence çekiyor. Bizler bunların farkında mıyız acaba ?

Kaloriferli sıcacık evlerimizde otururken....
Kar yağışı bizim için manzara iken....
İçim sızladı birden. Çocuklarımıza üşümesinler diye en güzel botları, montları alıyoruz.
Hatta yedekleri var çifter çifter.... 
Ya sokakta yaşayan insanlar...
Geçen yıllarda hanımlarla bir bot, bir mont kampanyası yapıp ihtiyacı olan çocukları giydirmiştik.  
Ne çok çocuk sevindirdik. Çok ta içimizi acıtan anılar oldu aslında.... 
Durumu iyi olan her aile ihtiyacı olan bir çocuğu kışın bu soğuk günlerde giydirse ne kadar çok çocuk sevinir, mutlu olurdu.
Çok zor değil, çok pahalı da değil.
Sadece bir çocuk. 
Belki bu ay fazladan zevk için alacağın bir kazaktan vazgeçip bir çocuğu giydirsen hiçbir şey kaybetmezsin. 
Evet ben karar verdim. Hemen bunu yapacağım. Hani derler ya "Herkes kapısının önünü süpürse bütün şehir tertemiz olur" Her aile bir çocuk giydirse sokakta hiçbir çocuk açıkta kalmaz üşümez. 
Bir kişi, iki kişi, üç kişi, beş kişi bunu yapmaya başlarsa çığ gibi büyürüz.

Bir Başka konuda sokak hayvanları...
Maalesef kış mevsimi onlar için de çok zor. Üstelik hiç biri konuşup derdini anlatamıyor. 
Açım, susuzum diyemiyor. 
Kuşlar, kediler ,köpekler kışın zor şartlarında hayatta kalmaya çalışıyor. 
Üstelik onların yaşam alanlarını bu kadar talan etmişken, yaşama şansı bile bırakmamışken...
Dünya sadece bizim mi?
Elimizi vicdanımıza koyalım.
Sosyal medyada paylaşılan o kadar güzel öneriler var ki, 
Hiçbiri zor değil. Plastik su şişelerinden  bile kuşlara yemlik yapıp, pencere veya balkon demirlerine bağlamışlar.

Ben bayat ekmekleri çöpe atmak yerine pencere kenarlarına koyuyor artan yemekleri plastik dondurma kaplarına koyup uygun yerlere bırakıyorum.
Hatta süt bile koyduğum oluyor. 
Bu benim bir nebze içimi rahatlatıyor, beni mutlu ediyor.
Sizler de deneyin nasıl bir mutluluk olduğunu... 

Bu hafta yazımı bunlara ayırmak bile çok mutlu etti beni....

Sıcacık evlerimizde otururken sokakta yaşayan canlıları unutmayalım. 

BU SİZLERE ÇAĞRIMDIR.

İnanın çok mutlu olacaksınız... 

Mutlu haftalar dileğiyle,

Görüşmek üzere...