“Diyabet, düzgün tedavi ve takip yapılmadığında çok tehlikeli hale gelebilen bir hastalık” diyen Ulu, “Ben hastalarıma diyabeti anlatırken bir canavara benzetiyorum. Düzgün tedavi ile bu hastalığı uykuda tutabilirsiniz. Ama canavarı uyandırırsak riskler başlıyor. Yani diyabetin tedavisi mutlaka yapılmalı. Takibi tam yapılmazsa göz, böbrek, beyin, kalp ve damarlar etkilenir” diye konuştu.

“Diyabette takip önemli”

Diyabet hastalarının 3 ayda bir mutlaka Nefroloji uzmanına görünmeleri gerektiğini belirten Ulu, “Ben İç Hastalıkları uzmanı ve aynı zamanda Nefroloji uzmanı olduğum için bu takipleri çok önemsiyorum. Diyabet böbreğe vurduğunda ilk bulguları yakalayamazsak ilerleyip böbrek yetmezliği meydana gelir” şeklinde değerlendirmede bulundu.

“Tuz alımına dikkat etmek lazım”

Hipertansiyonun hem tek başına hem de diyabetle birlikte görülebileceğini söyleyen Ulu, “Hipertansiyon böbrekler, kalp ve damarlar arasındaki dengenin bozulması sonucu ortaya çıkar. Böbrek hastalığı varsa hipertansiyon olma ihtimali yüksektir. Aynı zamanda hipertansiyona yakalanıldığında böbrekleri etkileyerek yetmezliğe neden olabilir. Tuz alımına dikkat etmek lazım. Burada kastım yiyeceklere direkt tuz ekleme değil. Ekmek, peynir ve birçok hazır gıda da tuz oranı zaten yüksek. Hipertansiyon hastaları da 3-6 ayda bir Nefroloji uzmanına mutlaka görünmeli. Protein kaçağı açısından Nefroloji kontrolü önemlidir” dedi.

“FMF fark edilmeden böbrek yetmezliği yapan bir hastalık”

Programda genetik geçişli böbrek hastalıklarından söz eden Ulu, “Örneğin bizim bölgemizde FMF yani ailevi Akdeniz ateşi hastalığı sık görülüyor. FMF fark edilmeden böbrek yetmezliği yapan bir hastalık. Diyaliz hastalarımızın bir çoğunun sebebi FMF. Bu hastalıkta çok fazla ataklar halinde karın ağrısı olur. Bazı hastalarda nefes alırken batma, eklem ağrıları ya da ciltte kızarıklıklar oluşabilir. Ailede olan böbrek yetmezliği öyküsü de bize yol gösterir. Uyanık olmamız lazım. Bunları yaşayan hastalarımız varsa mutlaka bir uzmana başvursunlar” şeklinde konuştu.