Afyon Postası’ndan Esma Azbay’ın sağlık alanında gerçekleştirdiği röportajların bu haftaki konuğu Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi ’nden Op. Dr. Burhan Baylan olmuştu.  Op. Dr. Baylan ile gerçekleştirilen röportajların ilk bölümü dün yayınlanmıştı. Bugün ikinci bölümü okuyucularımız ile paylaşıyoruz. Baylan bu bölümde halka şu mesajı veriyor: “Afyonda ürolojik anlamda yapılamayacak bir ameliyat yok artık”

Esma Azbay’ın Op. Dr. Burhan Baylan ile gerçekleştirdiği röportajın ikinci bölümüne kulak verelim:

Esma Azbay: Ürolojide tedavi yöntemleri nelerdir?  Ne tür operasyonlar yapılıyor? 

KANSER AMELİYATLARININ BURADA OLMADIĞINI DÜŞÜNEREK ÇEVRE İLLERE GİDİYORLARDI

Burhan Baylan:Ben 2020 Şubat ayından beri burada çalışıyorum. Daha önceki zamanlara baktığımızda burada çok fazla kanser ameliyatı yapılmadığını gördük. Ankara’da büyük bir merkezde çalıştığım süre içerisinde kanser ameliyatlarını çok yoğun bir şekilde yapıyordum ve iyi bir tecrübe sürecim oldu. Burada göreve başladığımda şunu gördüm; hastalar genellikle burada ameliyatın yapılabilme durumunun olmadığını düşünerek çevre illere gidiyorlardı. Bir süre sonra hastalar kanser ameliyatlarının burada da çok başarılı bir şekilde yapıldığını gördüler ve duymaya başladılar. İnsanların bunu görmesi ve tecrübe etmesi çevresindeki insanlara da aktarmasına sebebiyet veriyor. Çevredeki insanlar da bunu bildiği zaman çok rahat bir şekilde buraya güvenerek gelebiliyorlar artık.

AÇIK CERRAHİYE GEREK KALMADAN 1 SANTİMLİK DELİKTEN KAMERALARLA GİRİP AMELİYAT YAPIYORUZ

Bizim için en önemli olan Türkiye’deki diğer merkezlerde de yapılan, en tecrübeli, en modern olan; ameliyatlar da artık burada yapılabiliyor. Bunlardan en önemlisi birinci sırada yaptığımız, açık cerrahiye gerek kalmadan, hastaya büyük bir cilt kesisi yapmadan 3-4 tane 1 santimlik deliklerden, kameralı cihazlarla girerek yaptığımız ameliyatlardır. Şu anda en yoğun şekilde bu ameliyatları yapıyoruz. Daha sonra endoskopik denilen lazerle yapılan taş cerrahileri ön planda. Plazma kinetik dediğimiz sistemde az kanamayla yaptığımız iyi huylu prostat ameliyatlarımız var. Bu operasyonda hasta daha az sıkıntı yaşıyor, ameliyattan sonra daha kısa süreli sonda uyguluyoruz ve daha kısa sürede iyileşme görüyoruz. 

MESANE BÜYÜTME CERRAHİSİ YAPIYORUZ

Son dönemlerde özellikle yaptığımız bir işlem olan mesane büyütme cerrahisi yapıyoruz. Şu anda 2 hastamıza bu işlemi yaptık. Hastalar da gayet memnunlar. Bu operasyonu da şunun için yapıyoruz; toplumun çok önemli bir kesimini ve ciddi sağlık problemlerini oluşturan bir kesim var ki, düşmeler, araç içi trafik kazaları sonrasında omurga hasarı oluşan hastalar var. Bu omurga hasarlarına bağlı olarak sinir zedelenmeleri yaşayan hastalar oluyor. Veya inme felç geçiren hastalar olabiliyor, bu durumlara bağlı olarak kişide idrar kesesinin hem kasılma hem de depolama fonksiyonlarının bozulduğu bir takım özel hastalıklar oluşuyor. Bu hastalıklarda kişinin idrar kesesinin dolum kapasitesinde belirgin bir azalma oluyor. Normalde yetişkin bir insanda 500-600 cc kadar idrarı biriktirme özelliğine sahip olan kese, zamanla hacim olarak daralarak biriktirme kapasitesinde 50-60 cc’ye kadar azalma oluyor. Bunun gibi hastalar, doğal yollarla idrar yapma yeteneğini kaybettikleri için günlük sonda uygulayarak idrar kesesini boşaltıyorlar. Ama mesane hacmi çok ileri derecede azalan hastalarda, böbrek fonksiyonları da bu durumdan ciddi anlamda etkileniyor. Biz bu gibi durumlarda idrar kesesi çok küçülmüş ve kese içi basıncının çok yükseldiği hastalarda mesane büyütmesi cerrahı yapıyoruz. Bu işlemi de ince bağırsaktan 30-40 cm’lik bir parça alarak idrar kesesine ekleyerek hacmini genişletiyoruz. 50-60 cc olan kese hacmini 250-300 cc’ye kadar çıkartabiliyoruz. Bu işlemi yapma amacımız, hastaların böbrek fonksiyonlarının korunmasıdır. Çünkü bu tarz hastalarda maalesef ilerleyen dönemde böbrek fonksiyonları bozulup diyaliz aşamasına, böbrek yetmezliği aşamasına gidebiliyor ve buda çok ciddi bir sağlık problemi oluyor. 

BÖBREK İÇİNDE ÇOK BÜYÜK TAŞLAR OLABİLİYOR

Taş hastalıklarında bazen nadir rastlanan olaylarla karşılaşabiliyoruz. Böbrek içerisinde çok büyük taşlar olabiliyor ya da çok sayıda taş olabiliyor. Böyle durumlarda da kapalı operasyon yöntemlerinin yetersiz geldiği noktalarda sırt kısmından böbrek içerisine iğneyle giriş yapıp, böbrek içerisine bir kanal açarak tüp yerleştiriyoruz. Tüpün içerisinden de aletlerle girerek böbrek taşını bu şekilde kırabiliyoruz. Veya hastanın durumuna göre lazerle taş kırma işlemi uygulayabiliyoruz. Lazerle taş kırma yöntemi de şu an dünyada en çok uygulanan işlem.  

İDRAR KESESİ İÇİN BOTOKS İŞLEMİ

İdrar kesesi işlemleri olarak da çeşitli ilaç yöntemlerinin haricinde botoks işlemi uyguluyoruz. Botoks dediğimiz operasyon kas felci yaratıyor. İdrar kesesinin çok yoğun ve şiddetli kasılan kasları, yaptığımız botoks enjeksiyonuyla birlikte gevşetmiş oluyoruz. Buradaki gevşetme işlemimizdeki temel sebebi, idrar kesesindeki çok yoğun kasılma ve basıncın böbrekleri etkiliyor olması. Kasılma böbreklere yansıdığı zaman idrar kesesindeki bütün idrar olduğu gibi böbreklere kaçıyor ya da böbrekler artık idrarı boşaltamaz hale geliyor. Böyle olan durumlardan sonra hastada artık böbrek yetersizliği ortaya çıkıyor. Hasta sonda kullansa bile, ara kaçaklar oluyor. Bu tip durumlarda da idrar kesesi için botoks işlemi uyguluyoruz. 

MESANE GENİŞLETME OPERASYONU SONRASI CİDDİ ANLAMDA FAYDA GÖRÜYORLAR

Kliniğimizde yaptığımız en önemli operasyonlardan bir tanesi de mesane genişletmesi operasyonu. Mesane genişletme operasyonunun yapılması kararının verilme süresi çok önemli. Çünkü bu hastalıkların öncelikli olarak genel geçmişini değerlendirmek zorundayız. Hasta ne zamandan beri idrar yapamıyor, ne zamandan beri sonra kullanıyor, herhangi bir omurga hasarı olduysa ne kadar süredir var, daha önce bir tedavi yöntemi kullanılmış mı gibi süreçleri değerlendiriyoruz. Çünkü mesane genişletme işlemi en son aşamada tercih ettiğimiz bir operasyondur. Bu operasyondan önce kademeli ilaç tedavileri uyguluyoruz. İdrar kesesi kası çok şiddetli kasılıyorsa gevşetmek için, idrar kesesi kasını düzenleyici ilaçlar kullanıyoruz. Hasta mesane genişletme operasyonuna gelene kadar birçok tedavi yöntemlerini kullanmış ve fayda görmemiş olarak geliyor. Botoks yapılmış oluyor ve bundan da fayda görmemiş oluyor. Özel olarak yaptığımız işlemler sayesinde de idrar kesesinin basıncını ölçüyoruz. Olması gereken basınç ve idrar kesesi kapasitelerine bakıyoruz. Bunların sonuçlarını da değerlendirerek hastanın mesane genişletme operasyonundan fayda görüp göremeyeceğine bakarak işleme karar veriyoruz. İşlemi yaptığımız hastalar da operasyon sonrasında da ciddi anlamda fayda görüyorlar. 

AFYON’DA ÜROLOJİK ANLAMDA YAPILAMAYACAK BİR AMELİYAT YOK ARTIK

Hepsinden ziyade insanlara anlatmak istediğimiz şey, Afyonda ürolojik anlamda yapılamayacak bir ameliyat yok artık. Her ameliyat yapılıyor. Diğer hocalarımızla birlikte ciddi bir ameliyat tecrübemiz var. Bizde şimdiye kadar olan ameliyat tecrübelerimizi vatandaşımıza sunmak istiyoruz. İnsanlar bunun farkında olsun istiyoruz çünkü, eğitim düzeyi çok üst seviyede olanlar da var, maalesef eğitimi olmayan insanlar da var. Çevre ilçelerden gelen, köylerden gelen insanların bize ulaşma şansları çok olmuyor. Kendi yerlerinde olan sağlık birimlerine başvuruyorlar ama araştırma gerektiren durumlarda bize ulaşmaları zor oluyor maalesef. Onlara da ulaşmaya çalışıyoruz ki hastalıklar erken teşhis edilsin, tedavileri kolaylaşsın istiyoruz. 

Esma Azbay: Hangi hastalara tedavi uygulayamazsınız?

PROSTAT KANSERLERİ KAMURGA KEMİKLERİNE YAYILIYOR

Burhan Baylan: Tedavisi olmayan hastalık dediğimizde ilk akla gelen kanser oluyor maalesef. Çok gecikmiş, çok ilerlemiş ve maalesef vücudun başka organlarına da yayılmış ciddi kanser vakalarıyla karşılaşıyoruz. En sıklıkla gördüğümüz prostat kanserinden başlarsak, prostat kanserlerinde her aşamada, başka organlara yayılsa bile tedavi uygulanır. Karaciğer akciğer gibi organlara da yayılım olabilir. Prostat kanseri en sıklıkla kaburga kemikleri, omurga kemikleri, leğen kemiklerine ve böyle kemik dokulu bölgelere daha sıklıkla yayılır. Ama prostat kanserlerinde güncel kanser tedavileri çok gelişiyor. Yeni ilaçlar geliştiriliyor. Bu yöntemlerle biz prostat kanserinin ilerlemesine hangi aşamada olursa olsun yavaşlatıcı, kanserin yayılmasını engelleyici ilaçlar kullanabiliyoruz. Bu yüzden prostat kanseri daha iyi sonuçlar elde ettiğimiz bir kanser türü. Bütün kemik dokulara ciddi anlamda yayılmış kanser hastası maalesef ameliyat seçeneğini kaybediyor. Bu aşamada olan hastalar için ilaç tedavileri uygulamak zorunda kalıyoruz. Kemoterapi uygulamak ya da radyasyon tedavisi uygulamak zorunda kalıyoruz. 

ERKEN TEŞHİS BU YÜZDEN ÖNEMLİ

Prostat kanserine nazaran daha agresif olan böbrek kanseri ya da idrar kesesi kanserinde de uzak organlara bir yayılım olduysa maalesef onlarda da cerrahi işlem şansımızı kaybediyoruz. Çünkü yapacağımız ameliyat, hastanın sağ kalım süresine veya hastalığın ilerlemesine engellemek mümkün olmuyor. Bu yüzden erken aşamada tespit etmek çok önemli. 

Esma Azbay: Belirti vermeyen kanser türü var mı?

PROSTAT BELİRTİ VERMEYE BİLİR

Burhan Baylan: Mesela prostat kanseri hiçbir belirti vermeyebilir. Hasta tamamen rahattır, idrar yapma fonksiyonları da iyidir. Hastanın hiçbir şikayeti olmadığı halde bir anda vücudunda şiddetli ağrılarla doktora başvurur. Hasta kemikleri ağrımasıyla, bel ve kaburga ağrı şikayetiyle, sırt ağrısıyla fizik tedaviye gidiyor. Fizik tedavide arkadaşlar incelerken şüphelendikleri bir durum olduğunda kan tahlili yaparak prostat değerlerine bakıyorlar hastanın. Kan değerlerinde herhangi bir yükselme tespit ettikleri zaman hastayı bize yönlendiriyorlar. Biz de biyopsi yaparak hastalığın teşhisini koyuyoruz. Maalesef bu aşama geç kalınmış bir aşama oluyor.

SİNSİ BİR ŞEKİLDE İLERLİYOR, BELİRTİ VERMİYOR

Böbrek kanserleri de genel olarak belirli bir aşamaya kadar fazla belirti vermeyebiliyor. Hasta başka bir bölüme muayene olmak için gittiğinde ultrason görüntüleme yapıldığı zaman böbrekte 2-3 cm’lik kitle tespit ediliyor. Bakıldığı zaman kitle böbrekte oluşmaya başlarken bir belirti vermeyip zamanla büyüyebiliyor. Bu yüzden gelen hastalara, 45 yaş ve üzeri yaşlardan sonra bir şikayetlerinin olmasını beklemeden bir ultrason veya check-up yaptırmalarını söylüyoruz. Çünkü kanser hastalıkları sinsi bir şekilde ilerliyor. Belirti vermiyor, verse bile ilerlemiş seviyelerde belirti çıkıyor. O seviyeden sonra da maalesef tedavi şansımız kalmıyor.  

İLK AMELİYATLARIMI UNUTAMAM

Esma Azbay: Unutamadığınız operasyon ya da hastalık var mı?

Burhan Baylan: Asistanlık zamanlarımda yaptığım bütün operasyonlar benim için çok özeldi. Operasyon yapabilme hissi her işlemde ayrı güzel geliyordu. Yaptığım ameliyatı da başarılı bir şekilde yapıp, sonucunu da başarılı olduğunu görmek çok daha güzel bir his. İlk ameliyatlarımı kendim, başından sonuna kadar yaptığım için hiç unutamam. Hala görüştüğüm hastalarım var. Genel olarak her ameliyat benim için çok özel.

Esma Azbay: Verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederiz Hocam. Meslek hayatınızda başarılar dilerim.

Burhan Baylan: Sesimizi duyurmaya, daha çok insana ulaşmamıza vesile olduğunuz için bende size ve Afyon Postası ekibine teşekkür ederim.