Afyonkarahisar’ın ilk ve tek dijital gazetesi olan Afyon Postası, canlı yayınlarını sürdürüyor. Bu haftaki yayınların konuğu Malul Gazi İsmail Kumartaşlı oldu. Gazeteci Nail Azbay’ın sorularını yanıtlayan Kumartaşlı, neden dernekten istifa ettiğini ve Isparta’ya gittiğini ilk kez Afyon Postası’na anlattı. İşte Kumartaşlı’nın açıklamaları: 

10 YIL İÇİNDE ŞEHİT AİLELERİ BENİ EVLATLARI OLARAK GÖRDÜ

Ben 11 Temmuz 2004 tarihinde Şırnak’ta görevliyken bölücü terör örgütü mensubu olan teröristlerin yere döşediği bir patlayacının infilak etmesi sonucunda gazi olmuş, bir devresini şehit vermiş Afyonkarahisarlı bir gaziyim. Tedavilerim 3 yıl sürdü. 2007 yılında malul gazi olarak TSK’dan emekli oldum.Gazilik rütbesi ile emekli olduktan sonra durumdan vazife çıkarttım. Derneğe üye oldum. Bekir Bayram babamız dernek başkanıydı. Daha sonra dernek başkan yardımcısı oldum. 2 yıl bu görevi yürüttüm. Sağlık nedenleri nedeniyle Bekir Amcamız görevinden ayrıldı. Ben o günden bu güne 10 yıl boyunca dernek başkanlığı yaptım. 10 yıl içerisinde şehit anne ve babalarının evladı oldum. Eşimi gelinleri, çocuklarımı torunları olarak gördüler. Bir şehit haberi geldiğinde o kara haberi veren ekibin içerisinde her zaman yer aldım. 

KIRILMA NOKTAMIZ DİNAR’DA YAŞANAN OLAY OLDU

Kırılma noktamız Dinar Kaymakamı ile yaşadığımız olay oldu. Dinar’da bir okulumuzda bir şehidimizle alakalı program düzenlendi. İki milletvekilimiz geldi. Burcu Hanım programa gelip gelmeyeceği noktasında geri dönmemiş. Ama o gün oraya geldi. Tabi buyur edildi. Kaymakama yer kalmamış. Kaymakam bey programa biraz gecikti. Kendisine yer olmadığını görünce hemen okul müdürünün kolundan tutup içeri götürdü. Bağırmaya başladı. Sonra dışarı çıkıp bana geldi.  

Nasıl bir program bu dedi. Ben buranın mülki amiriyim dedi. Bunu deyince şehit annemiz kendini yere attı. Beni bunun için mi çağırdınız dedi. Ortalık karıştı. Şehidimizin oğlu tepki gösterdi. 

POSTAYI VEKİLLERE KOYDU

Dinar’da kaymakamla yaşadığımız sorunu vekilimiz Ali Özkaya’ya ilettim. Postayı size koydu dedim. Siz varken kaymakamın böyle bir tavır sergilemesi doğru değildi dedim. Haklısın İsmailcim dedi. Bu olay Afyon’a aktarılmış. O dönemin valisi Mustafa Tutulmaz. Sayın Vali, “Bir dernek başkanı mı bir kaymakam mı diyerek tabi ki kaymakamı savunacağım” şeklinde bir tutum izledi. 

ŞİKAYETİMİZİ ÇEKTİK, SORUŞTURMA AÇILDI

Olaydan sonra kaymakam bey özür diledi. Psikolojik sıkıntılarının olduğunu söyledi.Şehidimiz kabrine gittik hep birlikte. Kaymakam bey şehit annemizin elini öptü. Daha önce CİMER’e şikayet etmiştik. Bu şikayeti geri çekeceğimizi söyledik. Bazı önde gelenler bu şikayeti geri çekmeyin demişlerdi. Bir abimize internet haber sitesinde yazı yazdırıldı. Bir hafta sonra derneğimize soruşturma açıldı. İşte yurt dışına gitmişiz, usülsüz harcamalar yapmışsız. Ben bu dernekten bir kuruş dahi huzur hakkı almadım. En büyük yaralandığım olay buydu. Benden 3 yıllık evrak istediler. O bitti 3 yıllık daha istediler. Ben kendilerine 10 yıllık evrak gönderdim. Araştırıldım.  

Sayın valimiz işi gücü bıraktı. Bir gün tüm yerel gazeteleri dolaştı. Kumartaşlı’ya soruşturma manşetleri atıldı. Ama hiç bir şey çıkmadı. 

MALİYE’DE ÇALIŞAN ŞEHİT EŞİ ABLAMIZI GECE 12’DE İŞE ÇAĞIRDILAR

Maliyede çalışan şehit eşi bir ablamızı gece 12’de büroyu açması isteniyor. Oda açamayacağını söylüyor. Bana geldi. Bu işi çözse çözse Burcu Hanım çözer dedik. Burcu Hanım’a anlattık. Kendisi bunu meclis kürsüsüden anlatarak duruma tepki gösterdi.

GAZİLERİMİZE TUVALET TEMİZLETTİLER

Gazilerimize tuvalet temizletiliyordu. Bu Afyon’da da oldu. Sonra bir genelge yayınlandı. Gazi olanların gurur incitici alanlarda çalıştırılması yasaklandı. Mezuniyeti ne olursa olsun. 

NEDEN SİYASETE GİRME KARARI ALDI? 

Vali beyin ve bazı kurumların tavırlarından dolayı il genel meclisi üyesi olalım diye niyet aldık. Bunu bütün şehit ailelerimize sorduk. Hepsi tabi gir oğlum dediler. Nerden gireceğiz diye sordum. Sevsekte sevmesekte iktidardan olsun dediler. Biz şehit babalarımızla vekillerimizi ziyaret ettik. Ali Bey biraz ortada konuştu. İşte işçisin, dernek başkanısın. Valinin önüne geçince ne diyeceksin dedi. İbrahim Yurdunuseven’in yanına gittik. Gönülleyeceğimiz kişiler var İsmail dedi. Afyon’a geldik. İl Başkanı Hüseyin Sezen ile telefonla görüştük. Valla kardeş dedi, senle çalışmak onur verir dedi. Listem kalabalık yazamazsam kırılmaca olmasın dedi. Bizde bu sayfayı kapattık. 

MAHMUT KOÇAK BENİ ARADI

Mahmut Bey belediye başkanı adayı oldu. Ben kendisine o olayı anlatmıştım. Oda bir gün beni aradı. Belediye meclis üyesi mi yoksa il genel meclis üyesi mi olmak isteyorsun dedi. Ertesi gün bana şehit ailelerini temsil ettiğim için beni merkez 2’nci sırada il genel meclisine aday gösterdiler. Esas şey burada başladı. Karikatürlerimiz çizildi. Hain olduk. Terörist olduk. HDP ile yan yana konulduk. 

AK PARTİ’YE ÜYE OLMADIM

AK Parti’yi ziyaretimizde sadece rozet takılmıştı. Ben AK Parti’ye üye olmadım. Hiç bir Resmi başvurum yok. Hiç bir siyasi partiye bu noktada müracatım olmamıştır. 

SİYASETE GİRMESİ HATA MIYDI? 

Bana siyaset olmaz diyorlar. Benim cumhurbaşkanım, başkomutanım bir siyasi partinin genel başkanlığını yapıyorsa bende bir dernek başkanı olarak bir siyasi partide olabilirim diye düşündüm. Bugün bir vali nereye bağlı? İç işçileri bakanlığına. İç İşleri Bakanı kim? AK Parti’nin bakanı. Türkiye Cumhuriyeti’nde siyasi olmayan yoktur. Bende dernek başkanı olarak bir siyasi partiden aday oldum. 

MEHMET İNKAYA SEÇİM ÖNCESİ NE DEDİ? 

Şunu belirtmeden geçemem. Dönemin İYİ Parti İl Başkanı Mehmet İnkaya bana şunu söyledi. Senin görevin kutsal. Vazifen gereği sen bizim seçim çalışmalarımızda bulunma. Bu noktada gönül koymayız dedi. Bu işler nasıl olur diye akşamdan akşama merkez ilçeye bağlı köylere gittim. Onun dışında ben bir seçim çalışmasına katılmadım. Mevcut Belediye Başkanı Mehmet Zeybek’in arkasında aleyhine söylediğim bir söz yoktur. 

HAYIRLI OLSUN DEMEK İSTEDİK, RANDEVU VERMEDİLER

Seçimler bitti. İyikide olmamış dedik. Ben siyasetin ne olduğunu o günlerde anladım. Siyaset bize göre değil. Siyaset çok zor ve kirli bir işmiş dedim. Bir süre geçti. Belediye Başkanı özel kalemini aradık. Randevu istedik. Sayın başkan hayırlı olsun deyip çayımızı içecektik. En sonunda bana şöyle bir cevap geldi. Mehmet Zeybek size randevu vermeyecek dediler. Ortada ırz yok namus yok. Biz her zaman sayın başkana Mehmet Abi demişiz, önünden geçmemişizdir. Ben bu durumu CİMER’e yazdım. Sayın Başkan’dan randevu istedik bize vermediklerini yazdık. CİMER’den yanıt geldi. Belediye Başkanlığı yanıt vermiş. İsmail Kumartaşlı’nın Cumhurbaşkanına hakaret ettiği bu yüzden bu şahsa randevu verilmeyeceği yazılmış. Ben nerede hakaret etmişim? İstanbul seçimlerinde Osman Öcalan’ın TRT’ye çıkmasını eleştiren bir açıklamam olmuş. Bu hakaret olarak algılanmış.

ZİYARETİME GELENLERE BASKI KURDULAR

Bu olaydan sonra müthiş bir algı başladı. Derneğe bir kurum yetkilisi geldiğinde sen nasıl onunla oturursun, sosyal medyaya fotoğraf atılmışsa o fotoğrafları kaldırtmalar başladı. “Bunu öne çıkarıp durmayın” demişler. Bu dedikleri Türkiye Cumhuriyeti’nin gazisidir. Derneğe en son bir belediye meclis üyesi geldi. AK Partili bir meclis üyesi. Senelerdir görüşürüz. Sosyal medyada bu ziyaret fotoğrafını paylaştım. Ertesi gün bu abimiz telefon etti. Seni çok seviyorum ama şu fotoğrafı kaldırabilir misin dedi. 

GAZETECİLERE ONUN HABERİNİ YAPMAYIN DEDİLER

Tüm gazeteci arkadaşlarımız haklarını helal etsin. Kendileri ile helalleşemedik. 10-12 yıldır güzel bir çalışma yaptık. Yerel gazetecilere onun haberini kaldırın diye baskı kurduklarını duyduk. 

ŞEHİTLER DERNEĞİNE İCRA KAĞIDI GÖNDERDİLER

Derneğimizin yemeği kesildi. Seçimden sonra ilk yapılan iş derneğin aidat parası kesildi. Yerel seçimlerden sonra dernek Afyon Belediyesi’nin aidat ve su giderini ödüyor. İş hanı yöneticiliği en son derneğe bir yazı gönderdi. Borcunuzu ödemezseniz icra takibi başlayacak diyorlar. Kurtuluş Savaşının başladığı Afyonkarahisar’da şehitler derneğine icra kağıdı gönderdiler. 

BELEDİYEDEN ALDIĞIMIZ YEMEĞİ KESTİLER

Belediyemizin yemekhanesinden 5 kişilik yemek alıyorduk. O kesildi. Bu yemeği köyden kentten gelen şehit ailelerimiz oluyordu. Onlara ikram ediyorduk. 

VERİ HIRSIZI DEDİM

En son bizi yaralayan takvim olayı oldu. Takvimde şöyle oldu. İl Genel Meclisi Başkanımıza söyledik. Bu takvimi siz yaptırabilir misiniz dedim. Sen önce Belediye Başkanı ile görüş olmazsa öyle basarız dedi. Ben özel kaleme söyledim. Sonra hazırlığını yap basacağız dediler. Ben çok sevindim. Çalışmaya başladık. Ciddi bir emek isteyen iş. Tasarımcımız yaptı bitirdi. Belediye satın slma aralık ayının 25’nde beni aradı. Çalışmayı istediler. Teslim ettik. Aradan 2 aya yakın zaman geçti. Ortada takvim yok. Sonra sordum. Yeniden tasarım yapıyoruz dediler. O gün tasarımcının parasını ödediler. Bu parayı çöpe attılar. Tahmin ettim. Derneğin logosu yada buna benzer bir çalışma yapılırsa üzülürüz dedim. İki gün sonra bir açıklama yapıldı. Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdür Vekili Yasin Evcin ve Belediye Başkanı Mehmet Zeybek yan yana açıklama yaptılar. Belediye Başkanı Mehmet Zeybek, tüm alınan fotoğrafları Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü’nden aldıklarını söyledi. Ben bunu yazılı olarak valiliğe sordum. Aile Sosyal Politikalar’da böyle bir arşiv var mı diye sordum. Yanıt gelmedi. Bizim takvimimizde şehitlerimizin fotoğraflarında ay yıldızlı bayrağımız vardı onu kaldırmışlar. Derneğin logosunu kaldırmışlar. Mehmet Zeybek’in fotoğrafını koymuşlar. Bu durumu protesto etmek için belediye önünde açıklama yaparak belediye içine çelenk koyduk. Ben orda veri hırsızı dedim. 

MAKAMDA ÇAY İÇELİM DİYEREK İNSANLARI MAKAM ODASINA ÇIKARMIŞLAR

Daha sonra belir grubu temsil eden sivil toplum kuruluşlarıyla bir açıklama yapıldı. Burada da yalan söylendi. Şehit aileleri ve gazilerin o açıklamda Mehmet Zeybek’e destek verildiği yazıldı.  İnsanları oraya yalan söyleyerek çağırmışlar. Afyon merkezde 130 tane şehit ailemiz var. O günkü basın açıklamasına bir tane bile merkezde oturan şehit ailelerimiz çağrılmamış. Bolvadin’den ordan burdan şehit ailelerimiz getirilmiş. İnsanlar belediye başkanlığı makamına şöyle çağrılmış. O dönem hatırlarsanız Yunan milletvekili bizim bayrağımızı yakmıştı. Buna tepki için STK temsilcileri bir açıklama yapacaktı. Bunun için toplanan insanlara belediye başkanımızın makamında çay içeceğiz demişler. İsmail Kumartaşlı’ya tepki göstereceğiz dememişler. Giden insanlar bana bunu özür dileyerek anlattılar. 

O HADSİZ DEDİKLERİ…

Oradaki toplantılarda manşetler şöyle atıldı. “O hadsizden yargıda hesap soracağım” demişler. Ben bi kere o hadsiz değilim. Ben kucağında devresini şehit vermiş, yaralanmış, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir gazisiyim. İsteselerde istemeselerde bakanlar kururunun kararıyla cumhurbaşkanının kararıyla Devlet Övünç Madalyası ve Beratı sahibiyim. 

İLK KEZ SÖYLÜYORUM, TÜRKİYE CUMHURİYETİ GAZİSİNE DAVA AÇTILAR

Seçilmiş, gönüllerin belediye başkanı olacağım diyen Belediye Başkanı Mehmet Zeybek, Türkiye Cumhuriyeti’nin gazisine dava açtı. Buradan belirtmeden geçemeyeceğim. Avukatıda Baro Başkanı Turgay Şahin. Bir gün şok olduğum bir posta geldi. Adımıza soruşturma açılmış.Sayın Savcımız şöyle bir cevap vermiş. Siz siyasisiniz. Bulunduğunuz makam belediye başkanlığı makamıdır. Bu kamu adına yapılan bir eleştiridir. Davanın takipsizliğine karar vermiş. Ben bunu çıkar kamuoyuna açıklardım. Ben bu belgeyi ilk defa burada açıklıyorum. Afyon kamuoyu ilk kez burada görüyor. Hem derneğimiz hem belediyemiz yıpranmasın diyerek bunu kimseye anlatmadım. Yüce Türk Yargısı ile adalet yerini buldu. 

AİLEMİ YIPRATMAK İSTEMEDİM

Bunlar beni çok üzdü. Ailemi yıpratmamak için aday olmayım dedim. İstifa etmeyi düşünmedim o günlerde. Baktım yaşadıklarımı hazmedemiyorum. Sosyal medyadan paylaşımların kaldırılması, basındaki arkadaşlarımıza baskı kurulması gibi şeyler olunca ben Ocak’ı Şubat’ı beklemeyim dedim. Olanları bitenleri anlatan bir metin yazayım istifa edeyim dedim. Bu kararı aldığımı bir tek eşim biliyordu. Çalıştığım Orman Müdürlüğü’ne tayin olmak istediğimi belirten bir dilekçe yazdım.  Red yanıtı geldi. Sayın Bakan Yardımcımız Akif Özkaldı’yı aradım. Çok yorulduğumu söyledim. Dinlenmek istiyorum. Isparta’ya gitmek istiyorum yardımlarınızı arz ediyorum dedim. Benim atamam öyle çıktı. Siyasiler İsmail Kumartaşlı’yı sürdü mü, diyorlar öyle bir şey yok. 

DERNEKTEN AYRILMAK ÇOK ZOR OLDU

İlde baskılardan dolayı şehit ve gaziler derneği kapandı şeklinde bir basın açıklaması yapacaktım. Durumu Sayın Valimize arz ettim. Dinlenmek istediğimi söyledim. Mola vermek iyi olur dedi. Ama o şekilde değil daha sade ayrılman daha uygun olur dedi. Allah razı olsun Gökmen Çiçek valimiz şehit ailelerimizle yakından ilgileniyor. Basın açıklaması günü  en zor gün o gündü. Ben yeri geldi orayı sildim, süpürdüm. 13 yılım orada geçti. Ailemden daha çok zamanım orda geçti. Oradan ayrılmak çok zor oldu. 

ORASI BİZİM DERNEĞİMİZ DEĞİL, EVİMİZDİ

Neden Isparta? Çünkü ben Afyon’da kalsam benim başkanlık bitmezdi. Aileler beni çok benimsemişti. Benim biraz uzaklaşmam gerekiyordu. İstifa ettik. Hala anne babalar arıyorlar. Onlar ağlıyor, ben ağlıyorum. Orası bizim derneğimiz değildi, orası bizim evimizdi. Biz evimizi kapattık. 

BANA OY VERMEDİN OLAYI

Olayın özü şu. Sadece bana oy vermedin. Ben anayasal hakkımı kullandım. Seçme ve seçilme hakkımı kullandım. Seçme hakkım olarak Mehmet Zeybek’e oy vermedim. Mahmut Koçak’a oy verdim. Seçilme hakkı olarakta İYİ Parti’den İl Genel Meclisi’ne aday oldum. Ve ifade özgürlüğümü kullandım. Bu üç anayasal hakkımızı kullandım. Ama bu üç anayasal hakkım burada kullandırılmadı. Ben Afyon çocuğumum. Benim köyüm kentim yok. Ben anamın mezarını bırakıp gittim. Kanser tedavisi gören babamı bırakıp gittim. Sırf bu baskılardan dolayı. 

ŞEHİT AİLELERİ AĞIR DUA EDİYOR

Kalsaydım, Allah muhafaza ağzımdan belki yanlış bir şey çıkacak. En iyi görmeyeyim, uzaklaşayım dedim. Burada bazılarını kırdık, yıktık.  24 Ağustos’ta İstifa ettiğim günde, Kerim Üye şehidimizin yılıydı. Orada anne baba çok ağır konuştu. Benim oğlumun şehit olduğu gün mü gidiyorsun dediler. Telefon açtığımda evladım diye açan analar var. Ben bu insanların evladıydım. Onların oğluydum, kardeşiydim. Bunu bilemediler. Orayı dernek zannettiler. Orası bizim derneğimiz değildi, bizim evimizdi. Çok fazla dua alıyorlar. İşin bu hale gelmesinde kimin emeği varsa Allah bildiği gibi yapsın diyorlar. 

HAKKIMI HELAL ETMİYORUM

Allah’a havale ediyorum. Allah bildiği gibi yapsın. Helalleşme noktasında arkamdan önümden konuşanlara hakkımı helal etmiyorum. O kişi diyenede helal etmiyorum. “Yargı önünde hadsiz hesabını verecek” diyenede helal etmiyorum. Ben oy vermedim. Sadece olay bu. Bir yuvanın bir evin dağılmasıyla sonuçlanan bir durumla karşılaştık. 

BEN EVLİLİĞİMİ YENİ YAŞIYORUM

Isparta’da kurumuma başladım. Büyük oğlum 15 yaşında. Babalık yapamadım yeterince. Başında duramadım. Küçük oğlum 6 yaşında. Ona babalık yapmaya çalışıyorum. Okula götürüyorum. Televizyon izliyoruz. Dolaşmaya çıkıyoruz. Geçenlerde hanımımdan özür diledim. 17 yıldır evliyim. Alıp götürüp parkta çay içirmemişim. İlk defa iki gün önce aldım götürdüm. Birlikte bir çay bahçesinde baş başa çay içtik. Ben çok fedakarlık yapmışım. Biz evliliği yeni yeni yaşamaya başladık. Şu anda sade ve rahat bir yaşantım var. 

GERİ DÖNECEK Mİ? 

Eninde sonunda döneceğiz. Yakın zaman diliminde gelmeyi düşünmüyorum. Kurumumda çalışıyorum. Bu memleket bizim. Burası Cumhuriyet’in kazandılığı topraklar. Bende onurlu ve gururlu Afyonkarahisar gazisiyim. Ne zaman? Yerel seçimlerden sonra geri döneceğim. 3.5 yıl sonra. Bu yerel yönetimin burada olduğu sürece benim burada olmamın iyi olmayacağını düşünüyorum. Onun için seçimler geçsin, seçimlerden sonra obamızı toplayıp geleceğiz. 

AFYON POSTASI’NIN ÇİZGİSİ ÇOK GÜZEL

Sesim oldunuz. Bu vatana vücudunun uzvunu vermiş bir gazi olarak, uğradığım haksızlıkları bir şekilde anlatmam lazımdı. Kamuoyuna duyurmam lazımdı. Sizde bu konuda aracılık yaptınız. Yayın hayatınızda gerçekten başarılar diliyorum. İnşallah daha güzel yerlerde sizleri görürüz. Allah emeğinizi yağlı etsin. Afyon Postası’na yayın hayatında başarılar diliyorum. Çizginiz çok güzel. Allah muvaffak etsin. Benide davet ettiğiniz için çok teşekkür ediyorum. 

Fotoğraflar: Mustafa Karaçam