Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Afyonkarahisar Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlık Divanı Katip Üyesi Av. Burcu Köksal, AKP'nin ekonomik politikalarını eleştirerek, 'tek adam rejimi'nin yaşanan bu derin krizin ana tetikleyicisi olduğunu ve yaşanan krizde sorumluluğu dış güçlere atarak bu işten sıyrılmaya çalışıldığını kaydetti.

GÜNDEM DEĞİŞTİREREK SIYRILMAYA ÇALIŞIYORLAR

Türkiye'nin çok ciddi bir ekonomik krizin içinde olduğunun önemle altını çizen Milletvekili Köksal, 'Tek adam rejimi yaşanan bu derin krizin ana tetikleyicisidir. 16 yıldır israf ve rant ekonomisini esas alan AKP bugün yaşanan krizde sorumluluğu dış güçlere atarak bu işten sıyrılmaya çalışmaktadır. AKP'nin işçiyi, emekliyi, esnafı, çiftçiyi sanayiciyi kısacası toplumun her kesimini etkileyen bu krizi gündem değiştirerek sanki her şey güllük gülistanlık gibiymiş şeklinde gösterme çabasında olduğunu görüyoruz.' dedi.

YETKİ VERİN FAİZLERİ DÜŞÜRECEĞİM DEDİ, FAİZLER ARTTI

'Artık borcun faizini ödemek için borçlanan bir Türkiye ile karşı karşıyayız.' diyen Köksal, 'AKP Genel Başkanı krize karşı mücadele için çıkıp vatandaşa dolarını bozdur diyor, her türlü menkul ve gayrı menkul kirası Türk Lirası üzerinden yapılacak diye kararname çıkarıyor ama yandaşlarına dolar endeksli yaptığı ihaleleri Türk Lirasına çevirin demiyor. Yol, köprü geçişlerinin dolar üzerinden yapılmasına ses çıkarmıyor. Seçim öncesinde bana yetki verin faizi nasıl düşüreceğim görün bakın demişti. Şimdi bırakın düşürmeyi faizler arttı. 18 Ocak'ta Merkez Bankası'nın faizi yüzde 8'di. Şimdi yüzde 20'lerin üzerinde. Banka faizleri yüzde 40'ı aştı. Peki faturayı kim ödüyor? Yurttaşlarımız.' şeklinde konuştu.

VARLIK FONUNA KENDİNİ BAŞKAN, DAMADINI BAŞKAN VEKİLİ ATADI

Tek adamın bir kararnameyle Varlık Fonunun başına kendini başkan olarak atadığını damadını ise Başkanvekili yaptığını kaydeden Köksal, 'Türkiye'yi adeta bir aile şirketi gibi görüyorlar. Peki Erdoğan'ın başkan, damadının başkanvekili olduğu Varlık Fonunu kim denetleyecek? Denetimi yok. İsraf ekonomisinden üretim ve verim ekonomisine geçiyoruz diyor. Aslında 16 yıllık yönetimlerinin itirafıdır bu. 16 yıldır har vurup harman savurduklarının itiraf ediyor.' ifadelerini kullandı.

16 YILDA MEMLEKETTE SATILMADIK YER BIRAKMADILAR

AKP'nin 16 yılda memlekette satılmadık yer bırakmadığını dile getiren Köksal, 'Fabrikaları sattılar, üretimi neredeyse bitme noktasına getirdiler. Samandan mercimeğe nohuttan pirince canlı hayvana kadar her şeyi ithal ettiler. AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın o fabrikaları satmasını taş üstünde taş bırakmamasını dış güçler mi istedi? Ya da canlı hayvandan samana mercimekten pirince hemen hemen her ürünü ithal etmeyi dış güçler mi emretti?' diye konuştu.

MUTFAK MASRAFLARI ARTIYOR, SOFRALARDAKİ BESİN MADDELERİ AZALIYOR

'Krizin faturasını ne yazık ki halkımız ödüyor.' diyen Köksal sözlerini şu şekilde sürdürdü:

'Yurttaşlarımızın mutfak masrafları her geçen gün artarken sofradaki besin maddeleri azalıyor. Açlık sınırı 2000-TL'ye dayanmışken, yoksulluk sınırının 6000-TL olduğu ülkemizde halkın canı yanarken, Erdoğan ve yandaşlarının cebi doluyor. Eski Kültür Bakanı Atilla Koç'un kızını Aile Bakanı olarak atayan Erdoğan, oğlunu da Dijital Dönüşüm Ofisi'ne başkan yaptı.'

TARIM BİTME NOKTASINDA, ÜRETMEYEN TÜKETEN BİR TÜRKİYE'DE YAŞIYORUZ

AKP'nin tarımı bitirme noktasına getirerek Türkiye'yi dışa bağımlı bir ülke haline sokma çabasında olduğunu ifade eden Köksal, 'Şuan, üretmeyen, tüketen, çözümü ithalatta arayan bir Türkiye'de yaşıyoruz. En çok tükettiğimiz besin maddesi ekmeğin hammaddesi buğdayın üretimi azalmış durumda. Nüfusumuz artarken buğday üretimimiz düşüyor. 2002'de 9 milyon 300 bin hektar olan buğday ekim alanı 2017'de 7 milyon 7 bin hektara kadar geriledi. Genel itibariyle incelediğimizde de tarım alanlarındaki azalma dikkat çekiyor. Tarımı bu şekilde bitirme noktasına getiren AKP bizi dışa bağımlı bir ülke haline getirmeye çalışıyor.' dedi.

ÜRETİM DÜŞÜYOR, İTHALAT ARTIYOR

Ekonomik sıkıntıların giderilmesi için ithalatı değil, üretimi esas alan politikaların izlenmesi gerektiğini belirten Köksal, 'Üretim düşüyor, ithalat yani dışa bağımlılık artıyor. Örneğin 2002'de buğday ithalatımız 1,1 milyon ton iken 2017 yılında 5 milyon tona ulaştı. 2018 yılının sadece ilk yarısında bile 3 milyon ton buğday ithal ettik. Ülkemizdeki ekonomik sıkıntıları gidermek için öncelikli olarak ithalatı değil üretimi esas olan politikalar izlenmeli.' ifadelerini kullandı.