Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Serteser, ATSO Meclisi’nin 2022 yılı Mayıs ayı olağan toplantısında güncel gelişmeler hakkında değerlendirmede bulundu.

Serteser’in açıklamaları şöyle:

ÇİFTÇİ SAYISI KONUSU

Hatırlayacaksınız, geçen ayki güncel gelişmeler değerlendirme konuşmamda ülkemizdeki çiftçi sayısının düştüğüne dikkat çekmiştim. Görünen o ki, bu sorun sadece bizimle ilgili değil; tüm dünyanın sorunu. Verilere anlatmak gerekirse; Rusya ve Ukrayna, dünya ticareti yapılan buğdayın yüzde 28'ini, arpanın yüzde 29'unu, mısırın yüzde 15'ini ve ayçiçek yağının yüzde 75'ini sağlıyor.Nitekim dünya piyasalarının dikkatle takip ettiği The Economist, “Yaklaşan Gıda Felaketi” başlıklı dosyasında, dünyanın tahıl ambarları olarak nitelendirilen Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın, uzun vadede gıda üretimini etkileyeceğini yazdı. Bu konuda dileğim, bir an önce iki ülke arasında barışın sağlanması; savaşın daha uzun süre devam etmemesidir.

1929 BUHRANI ÖNCESİNE DÖNDÜK

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın dışında dünya piyasalarını etkileyen başka unsurlar da var. Küresel ekonominin karşılaştığı riskler hakkında araştırma yapan uzmanlar; bu unsurları şöyle özetliyor: Tedarik zinciri darboğazları, hizmet alımı yerine dayanıklı ürün satın alınması ve dolayısıyla enflasyon, büyük mali teşviklerin kolay şartlarda verilmesi, işgücüne katılımın pandemiden öncesine göre düşük kalması. Evet, ülkemizde yüksek enflasyon-yüksek döviz kuru sorunu var ama; küresel ekonominin de neredeyse 1929 Buhranı öncesinde olduğu bir dönemdeyiz. Durgunluk ve pahalılık, aşılması gereken büyük bir dağ olarak karşımızda duruyor.

1929 BUHRANI NEYDİ?

Birinci Dünya Savaşı sonrasında yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin, 1923-1929 yılları kuruluş, 1929-1933 yılları arayış, 1933-1946 yılları dışarıya kapanma, 1946-1960 yılları arasındaki dönem dışarıya açılma ve Batı ittifakına entegre olma dönemi olarak değerlendirilebilir. Birinci Dünya Savaşının sonuçları 1929 yılındaki Dünya ekonomik buhranını, bu buhranın sonuçları ise İkinci Dünya Savaşını kaçınılmaz hale getirmiştir. Birinci Dünya Savaşı sonuçlarını yoğun bir şekilde yaşayan yeni Türkiye Cumhuriyeti, buhranın getirdiği sonuçlardan etkilenerek İkinci Dünya Savaşına taraf olmaktan imtina etmiştir.1946 yılında Batı ittifakından yana tercihi kullanmakla beraber, yapısal ekonomik sorunlarını çözemediği gibi, 1958 yılında moratoryum ilan etmek zorunda kalmıştır. Moratoryum sonrasında, ekonomide daralma devam etmiş, 1960 askeri darbesi olmuş ve bir çok özel şirket ve banka iflas etmiştir.