Sanatın her dalı bir eylemdir. Resim yapılır, müzik icra edilir, çalınır, bestelenir, hikaye, roman, öykü, şiir yazılır, dans edilir, film çekilir, tiyatro ve sinemada oynanır… Sanat faaliyetlerinin hepsi, hem cümlenin kuruluşunda hem de anlamında, her şekilde bir eylemdir. Anlam ve yapı bakımından bu örtüşme, sanat eylemi söz konusu olduğunda diğer eylemlerle de kullanılabiliniyor. Örneğin yazı yazma sanatı, yemek yapma sanatı, en sonunda eylemlerin en büyük, en uzun ve en birleşik olanı yaşama sanatında olduğu gibi.
Bu hafta başka bir konu ile ilgili yazacaktım ama köşemin konusu her zaman sanat olduğu için, yaşama sanatının ustaları olan hemcinslerimden, kadınlardan bahsetmek istedim. Biz kadınlardan.Her şartta yaşadığı hayatı, iyi ya da kötü bir sanat eserine dönüştüren kadınlardan. Adamlığa ve erkekliğe dair sözlerin, eylemlerin havada uçuştuğu, övgülerin erkeklik üzerinden yapılıp, yergilerin kadınlık üzerinden söylendiği günümüzde, erkekliğin kitabını yazıp bunun reklamını yapmayan, kişiliği ağır, yüreği ve adımları hafif kadınlardan, yaşama sanatının ustalarından.
Pekiyi kim bu yaşama sanatının ustaları olan kadınlar? Bu ustaların tek bir adı ve sayılamayacak kadar çok ön adları var. Tek bir adları, çağrıldıkları isimleri ve pek çok sıfatları var. Kiminin mesleği var, kiminin yok. Kimi engelli, kiminin kronik hastalığı var, kimi sağlıklı. Başka ülkelerde, başka çevrelerdeler. Hepsinin farklı alışkanlıkları, farklı hobileri ve korkuları var.Ortak tek bir noktaları, kendilerinin ve daha çok çevrelerinin hayatlarına, küçük ya da büyük dokunuşlarla şekil vermeleri.
Kadınlar...Biz tartışmasız, doğallıkla yaşamın sanatçılarıyız.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz Kutlu Olsun.
İlk Kadın Ressamımız Mihri Müşrik Hanımefendinin bir eseri.
