Yeni yılın ilk günlerindeyiz. Bu yazıda, tam da yılbaşının ertesinde, geçmiş yıllardaki yılbaşlarından, nasıl kutladığımızdan, covid-19’un hayatlarımızı nasıl da değiştirdiğinden bahsetmek istemiyorum. Çünkü olanlara, yeniye uyumlanmamız gerektiği çok açık bir şekilde önümüzde duruyor. 

Bu yazıda bahsetmek istediğim daha farklı bir konu var; oğlumla gittiğimiz karate kursunda yılın son günlerinde önemli bir sınava girdik. Siyah Kuşak 1. Dan sınavı. Oğlum sınavda benden daha iyi motive oldu, ben heyecanlandım. Sınavı geçtik, fakat bu noktaya gelmek kolay olmadı. Öncelikle gittiğimiz karate kursundan bahsetmek istiyorum. Akkurt Karate-Do İhtisas Spor Kulübü’ne gidiyoruz. İbrahim Akkurt Hocamız (Sensei) 7. Dan, Afyon’a karate sporunu getirmiş ve 40 yıldır bu sporun eğitmenliğini yapıyor. Karate sporuna gönül vermiş ve öğrencilerini en iyi şekilde eğitmek için uğraşıyor. Ankara’dan Afyon’a geldiğimizde, oğluma spor yaptırmak için salon araştırırken İbrahim Hoca’nın salonunu gördüm. Hocamızla konuşup oğlumu başlattım. 

Neden karate diye sorulacak olursa; karatenin odaklanmayı arttıracağını düşündüm. Bizim gençliğimizde, şimdi olduğu gibi basketbol popülerdi ve biz de basketbol oynadık. Aslında basketbol bizim ailemizde, çocuklarımız için ata sporu sayılabilir; önce ablam basketbol oynadı ablam oynadığı için ben oynadım, şimdi de ortanca yeğenim çok iyi bir basketbolcu. Fakat Afyon’a geldiğimizde, gençlik yıllarımda da uzak doğu dövüş sanatlarını filmlerde izlemeyi seven biri olarak, ailemizin ata sporuna bir halka eklemeye karar verdim. Başlarda sanırım iki yıl kadar oğlumu karate kursuna götürüp getirdim, her normal veli gibi kursun bitimine yakın gelip aldım. Yaklaşık dört buçuk yıl önce, İbrahim Hocamıza karateye başlayıp başlayamayacağımı sordum; Hocamız sporun, özellikle karatenin her yaşta yapılabileceğini ve her yaşta başlanabileceğini söyledi ve ben de karateye başladım. En baştan başladım tabi. İlk zamanlarda, çocuğuyla spor yapan anne havasındaydım, evet belki benim için büyük bir adımdı ama salondaki diğer sporcular için daha büyük bir adım oldu. Büyük şehirlerde belki daha az önemsenebilir ama Anadolu’da karate salonunda, anneniz yaşında bir kadınla çalışmak da kolay değil. Genç arkadaşlarımız çok anlayışlıydılar ve İbrahim Hocamız hepimizi çok güzel çalıştırdı. Yeri geldi, oğlumla eşleştiğim için, antrenman sırasında oğlumun yumruğunu yemenin ayrıcalığını yaşadım. 

Benim için oğlumla karate kursunda geçirdiğim zamanlar o kadar kıymetli ki, şimdi iyi ki ben de başlamışım diyorum. Onunla birlikte yaptıklarımıza çok farklı bir anlam kattı karate. Birlikte sürekli ve gelişen, devinen bir yol yürüyoruz. Yaşam sanatının en keyifli alanlarından biri oldu benim için. Kesinlikle tavsiye edeceğim bir deneyim. Kısıtlamalar, yasaklar derken evlerimizde ailelerimizle birlikte yaşıyoruz ama gerçekte birbirimizi ne kadar tanıyoruz? Beraber yaptığımız her şey çok değerli, kendimizi ve ailemizi birlikte spor yaparken çok daha iyi tanımış oluyoruz. Çocuklarımızla birlikte spor yaparak, şarkı söyleyerek, resim yaparak, oyun oynayarak dikte etmeden öğrettiğimiz o kadar çok şey var ki. Aynı şekilde aile büyüklerimizle de birlikte geçirdiğimiz zamanı spor ve sanatla geçirmek birbirimizi daha iyi anlamanın ve daha sıkı kenetlenmenin en güzel yolu. Hayatlarımız anlardan oluşuyor, geçmiş anlardan, anılardan ibaret. Şimdi atacağımız her adım geçmişimizde anı olarak kalacak ve bu anları, anıları nasıl oluşturacağımız bizim elimizde. Ben hemen birlikte spor ve sanat çalışması için program yapın, hemen başlayın derim. Neden daha önce yapmamışım diyeceğinizi biliyorum.

Spor ve sanatla geçireceğiniz bir yıl diliyorum, 

Sanatla kalın