UNCTAD’ın Nisan ayı Küresel Ticaret Güncellemesi’nde, özellikle elektrikli araçlar, yenilenebilir enerji altyapısı ve enerji iletim sistemlerinde kullanılan bakırın yeşil dönüşümdeki kritik rolü vurgulandı. Raporda, arz-talep dengesizliğinin derinleşmemesi için 2030 yılına kadar 80 yeni bakır madenine ve yaklaşık 250 milyar dolarlık yatırıma ihtiyaç duyulacağı belirtildi.
Rezervler sınırlı, talep hızla artıyor
Bakır rezervlerinin yarısından fazlası Şili, Avustralya, Peru, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Rusya’da bulunurken, Çin küresel bakır cevheri ithalatının %60’ını tek başına gerçekleştiriyor. Çin ayrıca, rafine bakır üretiminin %45’inden fazlasını da üstlenmiş durumda.
“Akıllı ticaret politikaları” önerisi
UNCTAD, bu kritik mineralde arz açığını kapatmak için daha hızlı izin süreçleri, gelişmiş teknoloji kullanımı ve alternatif ticaret rotaları geliştirilmesini öneriyor. Ayrıca ülkelerin, bakır üretimi ve ihracatında daha yüksek katma değer yaratacak sanayi politikaları benimsemesi gerektiği vurgulanıyor.
Gümrük tarifeleri üreticileri hammadde ihracatçısı olmaya zorluyor
Raporda, rafine bakıra uygulanan düşük tarifelere karşın, nihai ürünlerde (tel, boru, tüp gibi) tarifelerin %8'e kadar çıkmasının üreticileri düşük değerli ürün ihracatına yönelttiği belirtiliyor. Bu durumun, gelişmekte olan ülkelerin yüksek katma değerli üretim yapmasını engellediği ifade ediliyor.