Ergün Çini'nin anlattıkları şöyle: 

İZMİR KEMALPAŞA’DA İLK KİRAZ ÇIKIYOR

Türkiye’de en fazla kiraz üretimi Çay ve Sultandağı havzası. Kuzey Yarım Küre’de ilk kiraz İzmir Kemalpaşa’da çıkıyor. Orada çıkan ilk kiraz 50-60 liraya alınıyor.  En son alışları 20-22 liraya oldu. Ordan sonra hasat için buraya geliyor firmalar. Burada üretici daha fazla. Bu ürün dalda beklemeyecek bir ürün. 

İÇİNDE ÇÜRÜK VAR DEYİP FİYATI KIRIYOR

Toplanıp hemen satılması gerekiyor. Patates soğan gibi depoya atma şansın yok. Bunu bilen fabrikacılar, sanayiciler “10 liradan açtık” diyor. Kantara gidiyorsun “bunun içinde ufaklar var seçmemişsin yaz 6 lira” diyor. “İçinde çürük var diyor, koca kasadan bir kaçtan buluyor, bu ikinci sınıf diyerek 3 liradan alıyor. Patlak çatlak çok diyor bugün alım yapmıyorum diyor. Bugüne kadar bu ürün hiç dalda kalmadı. Ucuz pahalı bir şekilde satıldı. Her şeyi bir şekilde ürünü aldılar ben buna şahidim. 

SABAH 4’DE KASA KUYRUKLARI BAŞLIYOR

İkinci bir olay var. Ürünü kısıtlı alıyorlar. Bugün 500 kasa dağıtacağım diyor. Kasa kuyrukları başlıyor bu sefer. Sabah dörtte gece 3’te kasa kuyruğuna geçiyorlar. Dün gece sabaha karşı 4’de beni aradılar. Gel çilemizi gör dediler. 

TOPLAMASI, SATMASI VE PARAYI ALMASI DERT

Toplaması dert, satarken dert, parayı alırken dert. İnsanlara öyle bir çile çektiriyorlar ki… Kardeşim bu arpa buğday gibi değil. Değişik bir şey bu. Kimse sahip çıkmıyor buna. Sanayici vurdukça vurayım diyor. İhracatçı vurdukça vurayım diyor. Nasıl olsa bana ürününü verecekler diyorlar.