Fenerbahçe Antalyaspor Maçı;

Öncelikle Bitliste düşen helikopterimizde şehit olan askerlerimize Allahtan Rahmet, Kederli Ailelerine Sabırlar Diliyorum. Milletimizin Başı Sağ olsun.

Fenerbahçe Antalyaspor Maçına gelince, müsabakanın son bölümündeki mücadele için, tüm sporcuları yürekten kutluyorum. Alkışı hak ettiler. 

Sırayla gidelim;

Ersun Yenal; Oyun anlayışında mutasyon geçirmiş. “Benim takımım Ofansif futbol oynar” söyleminden vazgeçmiş durumda. Elindeki takıma göre bir anlayış geliştirmiş. Bence de doğrusunu yapmış. İlk haftalarda, futbol adına hiç benimsemediğimiz tüm takım olarak savunma anlayışını biraz daha düzene sokmuş. Kalabalık savunma yapıyorlar ve takım olarak hücumda da çoğalıyorlar. Bunu yapacak fiziksel güçleri de var. Antalyaspor Ersun hocayla iyi yolda.

Erol Bulut; Teknik Direktör olarak her geçen gün yetersizliğini gözlerimize sokuyor. Hep söylüyorum, Fenerbahçe’nin oyun düzeni yok. Dahası bir şey oynamaya çalışıyor ama maalesef yanlış. Şöyleki; Fenerbahçe’nin savunma hattına transfer edilen oyuncuların çoğu yanlış ve yetersiz. Attila Szalai ve Gökhan’ın dışındakiler, Fenerbahçe takımına yakışmıyorlar ve pimi çekilmiş el bombası gibiler. Orta sahaya gelince, orası daha büyük facia. Ozan, Sosa, Caner, Özil ve İrfan, Antalya’da Masterler turnuvasında futbol oynuyor gibiler. Fizik güçleri yerlerde. Tecrübe ve teknikleri ile al gülüm, ver gülüm mantığı ile top oynuyorlar. Birebiri oynayarak rakip eksiltemedikleri için devamlı yap top yapıyorlar. Top oran olarak Fenerbahçe de görünüyor ama net pozisyon üretemiyorlar. Çünkü orta sahada çok topla oynayınca rakip takım kendi kale alanlarında kapanıyor. Rakip kalabalık savunması içerisinde Fenerbahçe forvetleri kayboluyor. Özellikle pivot santrafor olmayan forvetlere, ısrarla bu oyun şablonunda pivot santrafor oynatmaya zorlayan bir teknik adam Erol hoca… Olmuyor be hocam sen bunu da göremiyorsun. Fenerbahçe deplasmanda en çok kazanan takım. Neden mi?  rakip Fenerbahçe’nin üzerine gelince forvetleri gerçek özelliklerini göstererek skor üretiyorlar. Özil; Dünya yıldızı, Smatta; geldiği takım Aston Villa, Thiam; kökeni Juventus, Kasımpaşa’dan büyük umutlarla aldın, Cisse; Bundesliga, İngiltere Primier lig kökenli bir oyuncu, Novak ve Sosa; Trabzonspordan aldın, İrfan; Büyükşehir den aldın, Samuel, Pelkas, Szalai, Gustavo, Sangare, Valencia bunlar geldikleri kulüplerde takımlarını taşıyan isimler. Erol Hocam size bir sorum var? Bu oyuncuları başında teknik direktör olmadan bu maçlara çıksalardı şimdi kaç puanları olurdu ve kaçıncı sırada olurlardı?. Seninle kaç puan aldılar ve kaçıncı sıradalar?  Lütfen hocam bu soruyu kendine sorarmısın?

Gelelim Hakemlere;

Yazıktır, ayıptır, kul hakkıdır. Var ekibi ayrı bir senaryo? 60 dakika da Antalyaspor'un kornerinde kaleci Altay, Veyseli önce çekiyor, sonra yumrukluyor. VAR hakemleri çay molasındalar herhalde. Sayın Öztürk, Pelkasa penaltı çaldın, sonra neden iptal ettin? sen anladınmı, yoksa kulaklığına bir şeyler mi söylendi? Maalesef bu düşünceleri sizlerin düdükleri filizlendiriyor. Maçın orta hakemi Ümit Öztürk, futbolun nasıl bir oyun olduğunu bilmiyor. Bir oyuncunun eli kolu ayağı oyun içerisinde doğal olarak nasıl hareket eder, kasıtlı olarak ne yapar onu ayırt etmekten aciz durumda. 

Ortada bir orta oyun oynanıyor, ama maalesef oynanan FUTBOL DEĞİL…..