“… Buğday tanesi yere düştükten sonra yok olmazsa bir buğday tanesi olarak kalır; ama yok olursa o zaman bereketli ürün verir.” ( Dostoyevski)

  Uçurtmayı cezaevinin avlusunda uçurtmaya çalışmak gibiydi yaşam bazen… Hem gökyüzünü görürdünüz hem de ipiniz çekilince avluya geri döner, tutsaklığınızın esareti olurdunuz. Yaman bir çelişkiydi işte. Bazen yüreğindeki bulutlar adeta yağmak ister, bir gök gürültüsü kopsun ister; bazen yüreğindeki güller açılmak ister, gülsün ister.

İnsanoğlunun kaderidir bu gel gitler… Yaşamın anlamı da burada başlar belki. Avluda volta atmayı da, gökyüzünde uçurtma uçurmayı da becerebilsin. Kışla yaz barışsın, biri olmadan diğerinin olamayacağını, değerinin bilinmeyeceğini anlasın.  Kış dondursun ki insanlar özlesin ısınmayı…İnsanlar yansın ki özlesin kar tanelerini… Güz soldursun ki insanlar yeniden doğmanın idrakına varsın.

 Kâh özlemin içinde kâh acının içinde kâh mutluluğun içinde yoğrulsun.

Her an hayattan bir şeye öğrenmeye hazır olmalı değil miydi insan.  Son diye bir şey var mıydı, insan çıkamaz mıydı o sondan yeniden başa??? Duvarların arasından bir kapı açılamaz mıydı???

Diz çökmemeliydi. Ateş vardı insanı pişirirdi, ateş vardı insanı yakardı. İnsan neler yaşayacağını bilemeden seçimi yapardı. Bazen oltasına balık takılır, bazen boş bir şişe, bir paçavra vs.   Gereksizin içinde belki de işe yarar bir şey çıkardı.

Belki oltana takılan balığa sevinirken kılçığı boğazına takılır, nefes alamazdın. Belki oltana takılan boş şişe suyla dolar sana hayat verir, ya da paçavra dediğin bez parçasıyla hayatını yamarken hayat verirdin kendine…

Aslında insanın kendisi olarak her şeye göğüs germesindeydi yaşam. O zaman ne olursa olsun acılara da tutunabilirdi,  zindanlara da girse uçurabilirdi uçurtmasını… Ve Necip Fazıl’ın dediği gibi “Aldığımız nefesi bile geri veriyorsak hiçbir şey bizim değildi ki zaten.”

Emanetler bir gün alınacağı için her şeye eyvallah diyip omurgalı olarak kendi olarak  tahammül göstererek, olmazlardan olur çıkararak, yaşamak en güzeli değil miydi???

                                                                                                                                                                 BERRİN AR