Arslan'ın söylemleri şöyle: 

BAŞKAN ÇÖL’Ü TEBRİK EDERİZ

Sandıklı Belediye Başkanı yaptığı açıklama ile ısıtma ve içme suyu faturalarının yarısını belediye olarak karşılayacaklarını bildirmiştir. Gene Sayın Çöl’ün yaptığı bir diğer açıklama ile belediyenin elektirik enerjisini karşılamak amacı ile GES kurulumuna başlanacağını bildirmiştir. Sayın belediye başkanının bu çalışmalarını takdirle karşılıyor, kendilerini tebrik ediyoruz.

2021 AİLE YILI TEMASINI DESTEKLİYORUZ

Geçtiğimiz hafta yapılan açıklama ile  2021 yılı ‘Aile Yılı’ olarak ilan edildi. Sayın Valimizin ailenin önemine dikkat çekmek için belirlediği bu temanın son derece güzel ve yerinde bir karar olduğunu düşünüyor ve destekliyoruz. Elbette aile ülkenin geleceğinin teminatıdır. Sağlam bir aile yapısı olmayan toplumlar yok olmaya mahkumdur. Sayın Vali bu konuya dikkat çekmek için 2021 yılını Aile Yılı ilan etmiştir. Asıl yük ve sorumluluk ise iktidarındır. Bizleri savaşla yenemeyeceğini anlayanların yok etmek istedikleri yapılardan bir tanesi de ailemizdir. İktidarda olanlar ise bilerek ya da bilmeyerek bunlara destek vermektedir. AB Uyum Yasaları, İstanbul Sözleşmesi, Toplumsal Cinsiyet Projesi gibi pek çok uluslararası sözleşme ve yasaların tek amacı aileyi yok etmektir. Bu amacı gizlemek için süslü laflar etmeleri bizleri aldatmamalıdır. Neymiş kadına karşı şiddeti engellemekmiş. Şiddeti engellemek istiyorsan şiddetin sebebini araştırman gerekir. Ancak bu sözleşmelerde sebebe hiç bakılmaksızın hep sonuca bakılarak ceza verilmektedir. Eğer aileyi hakikaten önemsiyor ve sağlam kalmasını istiyorsak bu sözleşmeleri derhal iptal etmeliyiz. 

BİRİNCİ SIRADA ALKOL VE EKONOMİ VAR

Sebebe bakıldığında 1. sırada alkol kullanımı, 2.sırada ise ekonomik olumsuzluklar gelmektedir. Geçim sıkıntısı ailelerimizin huzurunu bozmakta, gençlerimizi evlenme konusuna uzak kalmalarına sebep olmakta, yeni evli çiftlerin kredi ödeme planları yapmaya zorlamaktadır. 

TELEVİZYON AİLE YAPIMIZI TEHDİT EDİYOR

Bugün aile yapımızı tehdit eden bir diğer konu ise televizyondur. Aile yapımıza uymayan diziler, değerlerimize ters düşen gündüz programları derhal kaldırılmalıdır. Muhafazakar insanların yönetici olduğu RTÜK’ün bu konuda duyarsız olması kabul edilebilir bir durum değildir. Konu sadece bunlarla ele alınamayacak kadar kapsamlı bir çalışma gerektirmektedir. Bu konuda üzerimize düşen bir vazife olursa severek yerine getireceğimizi de bildirmek isteriz.

İSTİKLAL MARŞI YILI, İSTİKLALİMİZE VESİLE OLSUN

TBMM’inde alınan kararla 2021 yılı İstiklal Marşı Yılı ilan edilmiştir. Bilindiği gibi istiklal, bağımsızlık demektir. Bağımsızlık ise kararlarını birilerinin emri ve ya isteği ile değil, kendi özgür iradesi ile alabilmesidir. İçinde bulunduğumuz durumda AB için binlerce kanun çıkartılmıştır. Cumartesi akşamı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde  kabul edilen  Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi bağımsızlığımıza kasteden, milli irademizi askıya alan bir kanundur. Her zaman kullandıkları taktik olarak gene kulağa hoş gelen sözlerle hazırlanmış olan bu kanun teklifinin içeriği  STK’ların faaliyetlerini kontrol altına almak, istedikleri anda ise kapatmaktır. Bu kanun gereğince BMGK raportörlerinin STK’nı terörle yaftalaması kendi tasarrufundadır. Yani bir BMGK raportörünün ülkemizdeki bir yardımlaşma derneğini ‘bu dernek terörle işbirliği içerisindedir’ diye rapor etmesi halinde dernek kapatılacak ve derneğin malvarlığına el konacak. Bu bağımsızlığımıza müdahale değil de nedir? Bu kanun 2021 yılının İstiklal Marşı Yılı kabul edilmesi ile nasıl bağdaşır? Ayrıca terör örgütü olduğu kime göredir? Mesela biz Doğu Türkistanlı kardeşlerimize bir yardım derneği ile yardım göndermek istesek Çin buna terör örgütüne finansman sağlamak diyerek hem derneğin hem de, yardım yapanların malvarlıklarına el koyabilecek. Mesela biz Filistinli kardeşlerimize bir yardım derneği ile yardım göndermek istesek ABD buna terör örgütüne finansman sağlamak diyerek hem derneğin hem de, yardım yapanların malvarlıklarına el koyabilecek. Görüldüğü gibi son derece tehlikeli ve bağımsızlığımıza kast eden bu kanun iptal edilmelidir. Bu aziz millet her şeyini feda ederek istiklalini kazanmıştır, gerektiğinde gene feda etmesini de bilir. Ancak duamız odur ki; ‘Allah bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmasın’.

“AŞILARIN KORUDUĞUNU GÖSTEREN KANIT YOK”

Gündemin değişmez maddelerinden birisi malesef koronavirüs ve aşı. Daha önce aşıların güvenilir olmadığını, ,işe yarayıp yaramayacağının bilinmediğini, yan etkilerinin ve içeriğinin bilinmediğini, etkinliğinin ve koruyuculuğunun bilinmediğin dile getirerek bu aşamada aşı yapılmasının doğru olmadığını dile getirmiştik. Bizi dikkate alanlar olduğu gibi, dikkate almayanlar da oldu. Geçtiğimiz gün her sözünü emir telakki ederek, sorgusuz–sualsiz kabul ettiğimiz Dünya Sağlık Örgütü Sözcüsü Tarik Jasarevic bir açıklamada bulundu. Diyor ki; "Kişinin enfekte olmasını engelleyip engellemeyeceğini bilmiyoruz. Bu aşıların enfeksiyona karşı koruduğunu gösteren kanıtımız yok. Bu nedenle aşı olan herkesin, toplumun genelini korumaya ve toplumsal bağışıklığın kazanılmasını sağlayana kadar gerekli önlemleri almaya devam etmesi, fiziksel mesafe kuralına uyması, maske kullanması, ellerini temizlemesi ve kalabalık yerlerden kaçınması gerçekten önemli". Bir soru üzerine de; “Mutasyona uğrayan Kovid-19'un, aşılar üzerinde etkili olup olmayacağı çalışmaları da devam ediyor" yani bunu da bilmiyoruz diyor. Kim söylüyor bunu Dünya Sağlık Örgütü’nün sözcüsü. Bu açıklamalar üzerine hala aşı yapmaya çalışmak doğru mudur? Aşı yaptırmak isteyeni de istemeyeni de aşılamaya çalışmak doğru mudur? Ben aşı yaptırmak isteyen kardeşlerimi anlıyorum. Onlar şu aşıyı olalım da eski hayatımıza geri dönelim, bu kabus gibi günler bitsin istiyorlar. Ama ne yazık ki aşı, bu sürecin sonu değil, bir basamağı, bir adımı. Bu süreci yönetenler bizi rahat bırakmayacaklar. Covid-19’dan sonra bir korku kampanyası daha çıkaracaklar. Adını başka bir şey koyacaklar ve yeni kısıtlamalar, yeni zorunluluklar. İşte bu sebepten bugün yapılmak istenenleri harfiyyen yerine getirirsek değil, sorgularsak, akledersek özlediğimiz eski günler geri gelecektir. Özlediğimiz güzel günlerin en kısa sürede gelmesi ümidiyle hepinize teşekkür ediyor, hayırlı günler diliyorum.