Hüseyin Ayva’nın açıklamaları şöyle: 

KABUL ETMİYORUZ 

Öğrenme faaliyetine ve öğretmene değer vermeyen bir yönetim anlayışı, sağlıklı bir gelecek inşa edemeyecektir. Bu ülkede, mesleğine atanmayı bekleyen yüzbinlerce öğretmen adayı her yıl sınavlara girerken aynı zamanda gelecek kaygısı içerisinde geçim derdi ile boğuşmaktadır. Bu ülkede, öğretmen adayları geçinebilmek için garson, çaycı, pazarcı, seyyar satıcı olarak çalışmak zorunda bırakılırken, güvenlik soruşturması, mülakat adaletsizliği ve yeterli sayıda atamanın yapılmaması sonucunda mesleklerini icra edememektedir. Yıllarca emek verip lisans eğitimi aldıktan sonra görevine ataması yapılmayan öğretmen adaylarını gündelik işlerde çalışmaya, inşaatta çalışmaya, garsonluk yapmaya zorlayan, onları psikolojik sorunlarla baş başa bırakan bu düzeni kabul etmiyoruz.

700 BİN ADAY ATAMA BEKLERKEN, ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİK UYGULANIYOR

Atanmayı bekleyen 700 binden fazla öğretmen adayı varken, Ücretli öğretmenlik uygulamasıyla farklı bölümlerden mezun olan kişiler, asgari ücretin altında bir ücret karşılığında okullarda çalıştırılıyor. Ücretli Öğretmenlik uygulaması hem düşük ücret verilen kişi, hem de atama bekleyen öğretmen adaylarına büyük bir haksızlıktır. Bakın taşrada bile ikisi ücretli öğretmen olarak çalışan eşler geçinemiyor. Bu uygulama açıkça söylemeliyim ki hak gaspıdır. Bu çarpık uygulama derhal sonlandırılmalı ve atama bekleyen öğretmenlerin görevlerine ataması yapılmalıdır.

BU GENÇLER OKUMASIN MI?

Üniversiteye yerleşmekle iş bitmiyor, aksine yeni başlıyor. Siz kalacak yer bulacaksınız, evin veya yurdun masraflarını hesaplayacaksınız vs. Ev kiraları ile yurt fiyatları uçmuş durumda. Öğrenciler harcı mı ödeyecek? Öğrenciler yükselen elektrik faturasını mı ödeyecek? Otobüs parasını mı ödeyecek? Asgari ücret fiyatına yaklaşan ev kiralarını mı ödeyecek? Cep yakan kitap paralarını mı ödeyecek? Bu gençler okumasın mı?

DIŞA BAĞIMLILIK ASLA KABUL EDİLEMEZ

Tarımda dışa bağımlılık asla kabul edilemez. Bakınız, birkaç gün önce Resmi Gazete’de yayımlanan İthalat Rejimi Kararında Değişiklik Yapan Cumhurbaşkanı Kararı ile nohut, mercimek, buğday, tohumluk çavdar, arpa, tohumluk yulaf, mısır gibi ürünlerin ithalatında gümrük vergisi 31 Aralık’a kadar sıfırlandı. Tarım desteklenmediği, çiftçi üretime teşvik edilmediği gibi ithalat, günden güne daha da yaygın bir alışkanlık halini almaya başladı. Kendimize yeten, yettiğimiz gibi ihracat yapan bir ülke konumundan dünya için pazar konumuna geliyor olmayı milletimizin vicdanına bırakıyorum.  Zira bu yanlış politikaların hesabının verilmesi şart.

ÜVEY EVLAT MUAMELESİ YAPILMAKTAN VAZGEÇİLMELİ

Her şeyden önce, tarım sektörüne hak ettiği önem verilmeli, üvey evlat muamelesi yapılmaktan vazgeçilmelidir.  Ürünler, üreticiden tüketiciye kolaylıkla ulaştırılmalıdır, üreticiden tüketiciye ulaşırken ürünün fiyatını arttıran komisyonculuk ve stokçuluğa karşı kararlılıkla mücadele edilmelidir. Katma değeri yüksek ürünlerin üretimi teşvik edilmelidir, özellikle temel ürünlerden buğday, arpa, mısır gibi ürünlerde dışa bağımlılığı sıfırlayacak adımlar ivedilikle atılmalıdır. Tarımsal destekler milli gelirin yüzde 1’inden daha az olamaz, yasal zorunluluk olan üretici destekleri mutlaka zamanında verilmelidir. Mazot, gübre, yem, elektrik, tarımsal ilaç gibi temel girdi fiyatlarındaki vergiler sıfırlanmalıdır. Borçlarından dolayı icralık olan ve üretimi durduran üreticilerin borçları faizleri silinmiş olarak ödenebilir şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Sulama olanakları kısıtlı olan bölgelerde mutlaka yeni alternatif sulama imkânları geliştirilmelidir. Tarımı, tarımsal sanayi ile birlikte geliştirmeli ihracı yapılan ürünleri hammadde olarak değil katma değeri daha yüksek olan işlenmiş ürünler olarak yapılmalıdır.

SU SIKINTISI

Bu hafta sonu cumartesi günü Cumhuriyet, Marulcu, Dumlupınar, Dervişpaşa, Karaman, Mecidiye, Yarenler, Yunus Emre, Hasan Karaağaç, Kayadibi, Kasımpaşa, Hattatkarahisar, Karşıyaka ,Akmescit mahalleleri ve organize sanayi bölgesine sabah 9 dan itibaren  akşam 20 ye kadar 11 saat boyunca arıza olduğundan su verilemedi.

Burada yaşayan ve çalışan halkımız ev temizliğini çamaşırların yıkanmasını en önemlisi su içme ihiyaçını karşılayamadı. Afyonkarahisar belediyesi tarafından bu 11 saatlik zaman dilimi içerisinde, arıza olan mahallenin suyunu kesip diğer mahalle halkına , vermemesi halkın mahrum olmasına sebep oldu.

Bu düşüncelerle beni  sabırla dinlediğiniz , için teşekkür eder iyi günler dilerim.