Saadet Partisi Afyonkarahisar İl Başkanlığı “Üye Hamle” Çalışmaları kapsamında Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi ve 3. Bölge Başkanı Süleyman Tekbaş’ın da katılımıyla İlçe Başkanları Toplantısı gerçekleştirdi.Toplantıda Üye çalışmaları ve Sandık Baş Müşahit atamalarıyla ilgili İlçe Başkanlarına bilgi verilerek İlçelerdeki çalışmalarla ilgili rapor alındı. Toplantıda konuşan Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi ve 3. Bölge Başkanı Süleyman Tekbaş şunları ifade etti; “Uzunca bir süredir ekonomi deyince ağzımızın tadı kaçıyor. Evde, okulda, iş yerinde, komşuluk sohbetlerinde, dost meclislerinde konuşulan ana gündem ekonomi. Ne konuşulursa konuşulsun, ister istemez laf dönüyor dolaşıyor ekonomiye geliyor. 7'den 77'ye tüm vatandaşlarımız; geçim sıkıntısı, hayat pahalılığı ve işsizlikten muzdarip...

ÖNGÖRÜLMEZ BİR ÜLKE OLDUK

İktidar, rakamlarla oynasa da gerçeklerin üzerini örtemiyor; çünkü mızrak artık çuvala sığmıyor Kurumlar aynı istatistik ve raporlar içerisinde dahi birbiriyle çelişen veriler açıklıyor. Dün açıkladıklarını bugün revize etme ihtiyacını duyuyorlar, bugün açıkladıklarını birkaç ay içerisinde tekrar revize ediyorlar. Ak Parti iktidarı, tüm kurumlarımızın ayarlarıyla oynayarak "öngörülemez bir ülke" inşa etmeyi başarmıştır; başarısızlıklarını başarı gibi takdim etme başarıları da bundan kaynaklanmaktadır işte.

FAİZİ MÜJDE OLARAK TAKDİM EDİYORLAR

Kur korumalı mevduat uygulaması ve daha pek çok önleme rağmen Dolar kuru 15'i geçti yeniden.. 2017'de; 3.80 2018'de; 5,30 2019'da; 5,90 2020'de; 7,45 2021'de; 13,40Bugün itibariyle; 15, 30 lirayı geçti. Kur korumalı mevduatın maliyetini, satılan dövizleri hiç saymıyoruz bile… Ne oldu şimdi? Değerlerimizi ve inancımızı günlük politikalarınıza alet etmenize değdi mi? Ne faizi, ne döviz kurunu, ne de enflasyonu kontrol altına alabildiniz! Üçü de karavana atış! "Faiz sebep, enflasyon sonuç!", "Faiz lobisi, döviz lobisi!", "Nas var!" söylemlerinin ardından bugün gelinen noktada; Faizden geçinenler en rahat dönemlerini yaşıyor, faizi müjde olarak takdim eder hale geldiniz, Dolar 15 Lirayı geçti. Yüksek enflasyondandan hiperenflasyona doğru da hızla yol alınıyor.

ENFLASYON YÜZDE 70’İ AŞTI

Sayın Erdoğan yapılan kabine toplantısından sonra yaptığı açıklamada çeşitli paketler açıklayarak, konut sorununa "yine kendince" çözüm sunmuş. İnsan hayret ediyor doğrusu... Her kabine toplantısının ardından yapılan açıklama öncesi diyoruz ki; "bu sefer bizi yanıltsalar, doğru ve düzgün adımlar atsalar da biz de takdir etsek…" Fakat her seferinde atılacak en yanlış adımları, millete fayda yerine zarar verecek adımları tek tek bulup, bunları hayata geçiriyorlar… “Acaba ne yapsak da milletin refahından, ekmeğinden, kazancından, geleceğinden eksiltsek” diye düşünülse; bu uygulamalar ancak o zaman akla gelir. Şimdi konut konusunda açıklananlar kimlere yaradı veya yarayacak? Orta sınıfın ve dar gelirlilerin ev sahibi olma hayalini, meydana getirdiği yüksek enflasyonla çalan Sayın Edoğan; şimdi %0,99 “düşük faiz”le ilk kez ev sahibi olacaklara güya bir iyilik yapıyor. Yüzde 20’ler civarındaki enflasyonu, 1 yılda yüzde 70’e çıkardığını unutmuş olacaklar ki; düşük faizli kredi ile birikimi olanlara kamu bankalarının imkanlarını altın tepside sunuyorlar.

SERVET TRANSFERİ YAPIYORLAR

Bu durumda en üst gelir grubunda yer alan kişiler, zaten normal şartlarda enflasyon oranından düşük faizlerle ev alıp farklı yatırımlar yapabiliyor. Yabancılar ise değerli para birimleri sayesinde konut sahibi olabiliyor. Ancak orta ve dar gelirli vatandaşlarımız için ev alabilmek Pazartesi akşamı itibariyle tamamen hayal oldu! Şunu açıkça ifade etmek istiyorum; Ak Parti iktidarı, uyguladığı ekonomi politikalarıyla servet transferi yapıyor! Göz göre göre milyonlarca fakirden alıp, bir avuç mutlu azınlığa veriyor. Bir yandan “nas”ı gerekçe göstererek dövizi yükselten iktidar, öte yandan düşük kredilerle çalışan kesimin kazancını düşük faizli kredi yoluyla imkanı olanlara aktarılmasına yol açıyor. Diğer bir deyişle; birikim yapmak isteyen, parasını korumak isteyen vatandaşlara “nas”ta haram olarak belirtilen “faizli kredi”den başka bir çıkar yol bırakmıyor.

KONUT ALANA DEĞİL KONUT SATANA DESTEK OLUYORLAR

Erdoğan iktidarı, halkın barınma sorununu değil, inşaat ve rant lobilerinin dertlerini çözüyor; halkın değil bir avuç müteahhitin yüzünü güldürüyor. “Beşli çete” sözüne çok kızıyorlar bu arkadaşlar. Fakat, "Beşli çetenin oluşumunda en büyük etkisi olan Sn. Erdoğan, "oyun kurucu rolü"yle ranta, kazandıracak paslar vermeye devam ediyor… Kendileri doymak bilmeyip, bir de çıkıp insanımıza şükür tavsiye edenlerin bulduğu çözüm de yine; bankaların yolunu adres göstermek oldu… Bu beyler, betonu ve bankaları çok seviyorlar... Bu sevdalarından bir türlü vazgeçemediler… Teşhis yanlış olunca tedavi de yanlış oluyor elbette. Konut alana değil, konut satana destek veriliyor. Bir danışmanı da çıkıp dememiş mi; yoksulluk sınırının 17 bin lirayı, açlık sınırının da 6 bin lirayı bulduğu bir ülkede, asgari ücretliler, memurlar, işçiler, çiftçiler, esnaf neyi nasıl alacak? Gerçi Sn. Erdoğan'ın danışmanları yok, talimat verince itiraz etmeden uygulayan adamları var; çünkü kendisinin itiraza tahammülü yok!

KUMAR OYNUYORLAR, KUMAR BORCUNU VATANDAŞ ÖDÜYOR

Muhterem arkadaşlar; Türkiye’nin ekonomik açıdan dahil edildiği ülkeler ligi utanç vericidir. Hükümetin sorunların çözümü için attığı adımlar ise sorunları çözmekten uzaktır, daha kötüsü problemlerimizi her geçen derinleştirmektedir. İktidarın “Enflasyonu bir süre kontrollü olarak yükseltelim, 2022'nin Mayıs ayından itibaren ise yine kontrollü olarak düşürelim, böylece seçime giderken enflasyonla mücadelede başarı elde etmiş görünelim.” şeklindeki planı tehlikeli bir plandır. İktidar, döviz kurunda olduğu gibi enflasyonda da adeta kumar oynamaktadır. Bu kumarın borcunu ise faiz, zam, kur korumalı mevduat, garantili geçişler gibi adlarla vatandaşın vergileri ile, yani bizim hepimizin alın teri ile ödemektedir. Bilmeliler ki; kontrolden çıkan enflasyon nedeniyle dar gelirli kesim büyük zorluklar içindedir. Ücretler gerçek enflasyonu yansıtmaktan uzak olan resmi rakamlara göre kısmen ve gecikmeli olarak ayarlanmakta, bu da zaten bozuk olan gelir dağılımını daha da bozmaktadır.

İKTİDAR SINIFTA KALDI

-Enflasyon nedeniyle yatırım yapmak cazibesini kaybetmektedir. Yüksek enflasyon, iş ahlakını da bozmaktadır. Enflasyon nedeniyle belirsizlikler artmaktadır. Ülke kaynakları heba edilmektedir. Tüm bu yanlış politikaların "ekonomik güven" üzerindeki menfi etkisi ise ayrıca önem taşımaktadır. Başta hukuk olmak üzere, ekonomi dışındaki alanlardaki geriye gidişler de ekonomik krizi ve sorunları derinleştirmektedir. Ekonomi yönetimindeki liyakatsizlik, artık sorunların çözülmesi yönündeki bütün umutları da söndürmektedir. Ülkede liyakat, şeffaflık, hesap verebilirlik, hukukun üstünlüğü, gelir dağılımında adalet, meşveret, düşünce ve ifade özgürlüğü gibi hususlar yaşama geçirilmedikçe ülke sorunlu ve kırılgan kalacaktır. Özetle; bugün iktidar, her alanda sınıfta kalmıştır ve sınıfı geçmek için de en ufak bir gayreti ortaya koymamaktadır.

BARINMA SORUNUNU ÇÖZECEĞİZ

Artık açıkça görülmektedir ki; Adalet ve Kalkınma Partisinin mevcut haliyle ve geriye kalan kadrolarıyla Türkiye’nin hiçbir sorununa çare olma ihtimali kalmamıştır. Ülkemiz, Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidara geldiği 2002 yılından da geriye gitmiştir. İktidarın ilk yıllarında ekonomi, hukuk ve altyapı alanlarında elde edilen kısmi kazanımlar da bugün erimiş, ülkemiz her anlamıyla 90'lı yıllara döndürülmüştür. Biz Saadet Partisi olarak, ülkemizin problemlerinin farkındayız; yetkiyi aldığımız bunları çok kısa bir sürede çözeriz. Fakirden alıp zengine, emekçiden alıp rantiyecilere, üretenden alıp üretmeden servet biriktirenlere kaynak aktaran bu adaletsiz düzeni değiştirmeye kararlıyız. İnsanca bir yaşamın, huzurlu bir yuvada filizleneceğini biliyoruz. Biz, vatandaşlarımızın kendi emekleriyle ve kendi kazançlarıyla ev sahibi olabilecekleri bir refahı en kısa sürede ve kalıcı olarak inşa edeceğiz.

• Vatandaşlık karşılığında konut satma işlemlerine son vereceğiz.

• Kamu bankalarının imkanlarının rantiye tarafından kullanılmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz!

• İnşaat ve konut sektörünü ranta dayalı değil, insani ihtiyaçlara göre yeniden şekillendirecek ve buna uygun olarak yasal altyapıyı hızlıca oluşturacağız.

• Ülke nüfusunun büyük şehirlerde toplanmasına neden olan istihdam ve eğitim başta olmak üzere ilgili konulara hızlı sonuç alabileceğimiz çözümler üreterek, tersine göçü teşvik edeceğiz.

• TOKİ’yi asli vazifesine uygun olarak yeniden şekillendirecek ve sadece dar gelirli vatandaşa konut üretecek bir mekanizmaya dönüştüreceğiz.

• İmar ve şehir planlamalarında rantın önünü keseceğiz.

• Konut arzını; şehirlerimizin yapısına, tarım alanlarımızın durumuna uygun olarak artıracağız.

Son olarak kısır tartışmaların, ucuz şovların ve basit polemiklerin ne ülkemize ne de insanımıza hiçbir faydasının olmadığının altını kalın harflerle çiziyor; toplantımıza katılımınız için sizlere teşekkür ediyorum.”