Saadet Partisi İl Başkanlığı “Adil Devlet, İnsanca Yaşam” temasıyla vefatının 11. Yılında İlim, Fikir, Siyaset ve Dava adamı Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı Anma ve Anlama programı düzenledi. 

Erbakan’ın 35 yıl boyunca yanında Özel Kalem Müdürlüğü yapan Mehmet Karaman ve Özel Kalem Müdür Yardımcısı İbrahim Titiz’in konuşmacı olarak katıldığı programa vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Erbakan’ın hayatından kesitlerin yayınlandığı, hatıraların anlatıldığı programa ayrıca CHP İl Başkanı Yalçın Görgöz, Deva Partisi İl Başkanı Kadir Daylık, TDP İl Başkanı Kadir Uysal, Refah Partisi eski Milletvekili Osman Hazer, Siyasi partilerin ve STK’ların temsilcileri ve Muhtarlar iştirak etti.

Saadet Partisi İl Başkanı Beytullah Karataş konuşmasında şunları ifade etti;

“Anlamlı bir günde birlikteyiz. Bugün bundan 11 yıl önce, 27 Şubat 2011 tarihinde, milyonlarca insanın duaları eşliğinde, ebedi hayata uğurladığımız Erbakan Hocamızı anmak için bir aradayız. Bu buluşmamızın Erbakan’ı anmanın yanında, anlamamıza da vesile olmasını diliyorum.

Erbakan'ı Anlamak

Hepinizin malumu olduğu üzere, Erbakan Haftası etkinlikleri çerçevesinde, her yıl farklı bir yönüyle Erbakan Hocamızı anlamaya, değerlendirmeye çalışıyoruz.

Geçtiğimiz yıllarda; Erbakan Hocamızın "İlim Adamı" yönünü, bazen "Siyaset ve Devlet Adamı" yönünü anlamaya çalıştık.

Bir yıl; “Dürüstlük ve Nezaketini” anlamaya, bir başka yıl “Ahlak ve Adalet” anlayışını yorumlayarak, dersler çıkarmaya çalıştık.

Bu yıl; Erbakan Haftası etkinliklerinin ana teması, “Adil Devlet ve İnsanca Yaşam” olarak belirlendi.

Çünkü adalet; mülkün, yani devletin temelidir. Adaletin olmadığı yerde ne devletten, ne düzenden, ne de insanca yaşamdan bahsetmek mümkün değildir.

Adalet, bir gömleğin adeta ilk düğmesidir. O yanlış iliklendiği takdirde, diğer tüm işler yanlış gidecektir. Ne yazık ki, tıpkı bugün olduğu gibi...

EN BÜYÜK PROBLEM ADALETSİZLİK

Bugün maalesef Afyonkarahisar’ın da, Türkiye’nin de, dünyanın da en büyük problemi, adaletsizliktir.

Adalet konusunda yaşanan çifte standarttır.

Merhametin yerini nefretin, şefkatin yerini öfkenin, diyalogun yerini çatışmanın, adil paylaşımın yerini sömürünün almış olmasıdır.

Soruyoruz;

-Bugün yeryüzünde yaşayan 8 milyar insandan 1 milyarı her gece yatağa aç giriyor..

Böyle bir dünyada adaletten ve insanca yaşamdan bahsetmek mümkün mü?

-80 ailenin servetinin 8 milyar insanın gelirinden fazla olduğu bir dünyada, adil paylaşımdan bahsetmek ne kadar mümkün?

-Her 10 saniyede bir çocuk açlıktan hayatını kaybediyor.. (Günde 10.000)

-1.5 milyar insan günlük 1 doların altında gelirle hayata tutunmaya çalışıyor, böyle bir düzende insanca yaşamdan bahsetmek mümkün mü?

ÇABAMIZ ADİL DEVLET VE İNSANCA YAŞAM İÇİNDİR

Prof.Dr. Necmettin Erbakan’ın mücadelesinin en önemli hedeflerinden birisi ‘Adil Devlet ve İnsanca Yaşam” içindi.

"Yaşanabilir bir Türkiye", "Yeni ve Adil bir Dünya" derken tam da bunu kastediyordu.

Bütün insanlığın saadetini temin etmekle mükellef olduğumuzun şuurunu yaşadı ve yaşattı.

Biz de bugün O'nun çizgisini takip ediyor; O'nun mücadelesini referans alıyoruz.

Tıpkı Erbakan gibi, bu güzel ülkenin imkan ve kaynaklarının bir avuç yandaşa aktarılmasına rıza göstermiyoruz.

Tıpkı Erbakan gibi, Türkiye’nin varlıklarının haraç-mezat elden çıkarılmasına karşı çıkıyoruz.  

Tıpkı Erbakan gibi, milleti borca ve bankaya mahkum eden faizci politikalara evet demiyoruz

Erbakan’ın, yalınayaklarıyla bir dilim ekmek için ekmek arabasının arkasından koşmak zorunda kalan küçük çocuğun hakkını aradığı gibi; biz de karnını doyurabilmek için akşam pazar yerlerinde artık toplayan insanların hakkını arıyor, bunun mücadelesini veriyoruz!

ADİL DEVLET VE İNSANCA YAŞAMI BİRLİKTE İNŞA EDECEĞİZ

Bugün ülkemiz de, bölgemiz de kritik ve hassas bir süreçten geçmektedir.

Bu süreçte dışarıya karşı güçlü olmanın ilk şartı; içeride güçlü olmak, birlik ve beraberliği sağlamaktır.

Bugün Türkiye’nin bir diğer önemli problemi de kutuplaşmadır.

Bir araya gelip konuşamamaktır.

Oysa hepimiz bu ülkenin insanıyız; dertlerimizi, sıkıntılarımızı birlikte çözmemiz gerekir.

-Kutuplaşan değil, kucaklaşan bir Türkiye’yi birlikte inşa etmeliyiz.

Partilerimiz, düşüncelerimiz, çözüm yollarımız farklı olsa da;

-Birbirimizle konuşabildiğimiz ve bir masanın etrafında oturabildiğimiz gün, aşamayacağımız hiçbir engel, çözemeyeceğimiz hiçbir sorun kalmayacaktır.  

Bizim şiarımız;

-Çifte standart değil adalettir!

-Üstünlük taslamak değil eşitliktir!

-Sömürü değil hakça paylaşımdır!

-Baskı ve tahakküm değil insan hakları ve hürriyettir!

-Şeffaflıktır, ehliyettir, liyakattir, dürüstlüktür.

-Dayatma değil uzlaşmadır.

Birlikteliklerin Başarı Hikayeleri

Erbakan Hocamızın hayatı, bu birlikteliklerin başarı hikayelerini anlatır.

-İlk defa 1950'lerde sadece 200 işadamı bir araya gelerek Gümüş Motor Fabrikası'nı kurdu, önünü kestiler.

-Daha sonra bütün Türkiye'de müteşebbis insanları motive etmek için Odalar Birliği Başkanlığı'na seçildi; imkan vermediler, seçimleri iptal ettiler.

-Siyasetten başka bir yol olmadığını anladığı için, kolları sıvadı; sürekli kapatılan partiler kurarak yoluna devam etti.

-Milli Nizam, hiçbir icraat göstermeden kapatıldı.

-Milli Selamet döneminde, rahmetli Ecevit'le kurduğu koalisyon İmam-Hatipleri yeniden açtı, başörtüsü problem olmadı, Hac yolu açıldı.

-Türkiye'nin ilk faizsiz bankası DESİYAB kuruldu.

-Başta TUSAŞ olmak üzere Ağır Sanayi Hamlesini gerçekleştirecek 40 şirket belirlendi.

-Kıbrıs Barış Harekatı yapıldı.

Bunca Başarının Mükafatı Maalesef 28 Şubat Oldu

-Daha  sonra Rahmetli Demirel ve Türkeş'le hükümet kuruldu. 265 fabrikanın temeli atıldı, 70'i tamamlandı. Neredeyse her ilde 2-3 tesis faaliyete başlatıldı.

-4. Demirçelik, Kayseri'de TAKSAN, Diyarbakır'da TEMSAN, Şırnak-Mazıdağı'nda Azot-Gübre Tesislerinin yanında 58 Organize Sanayi Bölgesinin kararnamesi çıkarıldı.

-Bu çabaların önü de İhtilâl ile kesildi!

-1989 ve 1994 Mahalli Seçimleri sonrasında destanlar yazıldı.

-En son 1996-1997 yıllarında Havuz Sistemi kurularak, yeni bir ekonomi anlayışı ile Denk Bütçe yapıldı.

-Memura %130 zam verildi, ayrıca çiftçinin, emeklinin, esnafın yüzünü güldüren kararlar alındı.

-Böylece Milli Gelirin adil dağılımı istikametinde adeta destan yazıldı.

-1997 Haziran'ında da D-8'ler kurularak, dış politikada yeni bir dönem başlatıldı.

-Bütün bunların mükafatı ise 28 Şubat, iki partinin kapatılması ve vesayetçi bir anlayışın başlatılması oldu!

BİZİM SİYASETİMİZ

-Biz Saadet Partisiyiz.. Milli Görüşçüyüz!

-Biz siyaseti makam ve mevki için, şan ve şöhret için yapmıyoruz.

-Bizim mücadelemiz Ahmet gitsin Mehmet gelsin mücadelesi değildir.

-Biz şahıslarla değil zihniyetlerle uğraşırız. Biz isimlere değil ilke ve prensiplere bakarız.

-Tıpkı Necmettin Erbakan gibi bedel öderiz ama bu millete asla en ufak bir bedel ödetmeyiz.

-Hiçbir zaman kendi ikbalimiz için, milletin istikbalinden taviz vermeyiz.

-Tek arzumuz, tek derdimiz vardır;

O da bu aziz millete hizmet etmek ve Allah’ın rızasını kazanmaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle bir kez daha hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyor, başta Erbakan Hocamız olmak üzere bu millete hizmet etmiş bütün büyüklerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyor, Katılımınız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.”