İYİ Partili Filiz Kandemir’in açıklamaları şöyle: 

AVRUPA ÜLKELERİNDEN ÖNCE TÜRKİYE BU HAKKI TANIDI

Türkiye’nin kurucusu ulu önder Atatürk, 5 Aralık 1934’te Seçim Kanunu’nda değişiklik yapılmasını sağlayarak kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmasını sağladı. 87 yıl önce yürürlüğe giren bu kanun ile birlikte kadınlar demokratik haklarına kavuştu.Atatürk devrimlerinin en önemlilerinden biri de hiç kuşkusuz kadınlara tanınan seçme ve seçilme hakkı oldu. 5 Aralık 1934’de Anayasa ve Seçim Kanunu’nda yapılan yasa değişikliği ile kadınların ilk kez oy kullanmasının ve aday olabilmesinin önü açıldı. Bu kanunla birlikte Türkiye, Fransa, İtalya, Belçika ve İsviçre gibi ülkelerden önce kadınlara bu hakkı tanıyan ülke oldu.

EŞİTLİK VURGUSU

Bu anayasa değişikliği sonrasında Dünya Kadın Hakları günü her yıl 5 Aralık’ta tüm dünya genelinde kadınların daha insanca yaşama ve erkeklerle eşit haklara sahip olma isteğini dile getirdikleri bir mücadele ve dayanışma günü olarak kutlanıyor. Türk Anayasa’sının 10. Maddesi kadın- erkek demeden tüm insanların eşit olduğundan bahsetmektedir. Bilindiği üzere uzun yıllar boyunca erkek kadından üstün görülmüş ve erkeğin sahip olduğu haklardan kadın yararlanamamıştır. Kadınların uzun yıllar mücadeleleri sonucunda kadın erkek eşitliği sağlanabilmiştir. Kadınlar boşanma hakkı, velayet hakkı ve malları üzerinde tasarruf yetkisine çok sonradan sahip oldular. Analık sigortası, yaşlılık sigortasının kadın ve erkekler için eşit esaslara göre düzenlenmesi, kadınların eşlerinin soyadıyla kendi soyadlarını da kullanmaları, iş ve meslek seçiminde eşlerinden izin almak zorunda olmamaları, iş sözleşmelerinde cinsiyet veya gebelik nedeniyle farklı işlem yapılamayacağının hükme bağlanması da önemli düzenlemeler arasında yer almıştır.

ÜLKE EKONOMİSİ İÇİN KADININ ÖNEMİ

Kadınlar geçmişten günümüze her zaman çalışma hayatının içinde farklı şekillerde yer almışlardır. Türk hukukunda çalışma hakkı ve hürriyeti anayasa ile güvence altına alınmıştır ve kadınların çalışma şartları özel olarak korunmaktadır. Cumhuriyet sonrası hızlanan sanayileşme ve kentsel yaşamın başlaması ve cumhuriyetin getirmiş olduğu hukuk sisteminin kadına tanıdığı kadın-erkek eşitliği, istediği alanda eğitim görme ve meslek edinme hakları ile birlikte kadınlar için de farklı kollarda çalışma alanları ortaya çıkmıştır. Böylece kadınlar kendi ihtiyaçlarını karşılayabilir, aile ekonomisine katkı sağlayabilir konuma gelmiştir. Bu durumun uzun vadede düşünüldüğünde ülke ekonomisi ve ülkenin kalkınması için de olumlu yanları olduğu inkâr edilemez bir gerçektir

HAK İHLALLERİ KONUSU

Kadın haklarının ihlal edilmesi insan haklarının ihlal edilmesi anlamına gelmektedir. Çünkü kadın aynı zamanda insan demektir. İnsan hakları ve özgürlükleri, Avrupa İnsan Hakları sözleşmesi ile ve aynı zamanda anayasa ile güvence altına alınmıştır. Kadın ve erkek eşitliği güvence altına alınmışken ülkemizde ve dünyada en çok kadınların hakları ihlal edilmektedir. Bu hak ihlalleri başta kadın olmak üzere, kendisini ve çevresini etkilemektedir. Günümüzde artan kadına karşı fiziksel ve psikolojik şiddet olayları kadının kendisi dışında evlilik birliği içinde ise çocuklarını tüm ailesini etkilemektedir. Ve hatta bu ihlaller genel kamu düzeni ve toplumu da olumsuz anlamda etkilemektedir.

TOPLUM YOZLAŞIYOR

Kadın haklarının ihlal edilmesi belli bir süre sonra toplumda normal bir durum gibi görülmeye başlanmakta ve bu durum toplumun yozlaşmasına neden olmaktadır. Örneğin; kadına yönelik şiddetin ortaya çıkmasında temel neden toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadın ve erkek arasında ataerkil toplum yapısıdır. Temel bir insan hakkı ihlali olan şiddet eylemlerinin meşru olarak kabul edilmesi, bu eylemlerin artmasına neden olmakta, çözüm bulunmasının önündeki en büyük engeli oluşturmaktadır. Sadece toplumda değil, ailede de şiddet olayları sessiz karşılanmaktadır. Bu da bize İstanbul sözleşmesinin önemini bir kez daha hatırlatmaktadır. İstanbul sözleşmesinden vazgeçmeyeceğiz, kadınlarımız müsterih olsunlar.

KADINLAR SİYASİ ALANDA ÇOĞUNLUK OLMALI

Dünya Kadın Hakları Günü kadınların seslerini duyurabilmeleri, cinsiyet eşitsizliğini vurgulamaları, toplumda bilinç ve farkındalık yaratmak, kadının hak ettiği değeri görmesini sağlamak amacıyla tüm dünyada kadınlar başta olmak üzere erkekler tarafından da kutlanan ve kutlanması gereken bir gündür. Dünya kadınlarından önce kavuşmuş olduğumuz seçme ve seçilme hakkını onurlandırmak tüm Türk kadınlarının vazifesidir. Bu bağlamda kadınlarımızı ülke yönetimine katılmaya ve siyasi alanda çoğunluk olarak söz sahibi olmaya davet ediyorum. Partimiz binasına gelerek ilk adımı atabilir bu alanda bende varım diyebilirsiniz.Son olarak Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleriyle tamamlamak istiyorum.

‘Ey kahraman Türk Kadını …

Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.