Afyonkarahisar’da görev yapan basın mensupları ile gazetecilik mesleğine yeni adım atacak olan gazeteci adaylarına yönelik Afyon Gazeteciler Cemiyeti öncülüğünde düzenlenen eğitim programı devam ediyor. Programın sohbet konuğu Orman ve Su İşleri eski Bakanı, AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Prof. Dr. Veysel Eroğlu oldu.

“Afyonkarahisar Yerel Medya mensupları Sertifikalı Eğitim Programı” 20-24 Aralık tarihleri arasında Afyon Kocatepe Üniversitesi’nin şehir merkezinde bulunan Rıza Çerçel Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştiriliyor. Eğitim programının dünkü bölümünde AKÜ öğretim görevlisi F. Arda Ölmez tarafından “haber içerikleri” konulu ders gerçekleştirildi. 

Afyonkarahisar Valiliği, Afyonkarahisar Belediyesi, AKÜ Rektörlüğü, Afyon Gazeteciler Cemiyeti ve AKÜ Güzel Sanatlar Fakültesi’nin ortaklaşa düzenledikleri programın dünkü bölümünde gençlik yılarında Şuhat’ta gazetecilik yapan Orman ve Su İşleri eski Bakanı, AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Prof. Dr. Veysel Eroğlu sohbet konuğu oldu. Eroğlu, genç gazeteciler ile gazeteci adaylarına tecrübelerini ve anılarını aktardı. 

Demokrasilerde 4’üncü kuvvet olarak bilinen medyanın tarafsız ve kamuyu denetleyen bir yapıya sahip olması gerektiğini belirten Prof. Dr. Veysel Eroğlu, “Pek çok hadise basının çabalarıyla ortaya çıkabilmiştir. İSKİ skandalı olarak bilinen tarihi olay gibi… Medya işini dosdoğru yaptığında önemli bir denge unsurudur” dedi.

“PATRONLARINIZ İSTEMESE BİLE GERÇEKLERİ YAZMALISINIZ”

Kendisinin gazetecilik anılarının yanı sıra görev yaptığı makamlarda gazetecilerle yaşadığı anılarını da anlatan Prof. Dr. Veysel Eroğlu şunları söyledi:

“Benim gençlik yıllarımda amcam rahmetli Kerim Eroğlu, Şuhut’ta gazete çıkartıyordu. Ben de lise talebesi iken o gazetenin dağıtımını da yaptım, muhabir ve yazarlığını da yaptım. O zamandan okumayı çok seven birisiydim. Dünya klasiklerini o yıllarda okumuş bitirmiştim. Kurşun harflerle matbaacılık yapılan, gazete çıkartılan o yıllarda okumaya olan ilgim gazetecilik serüveni de yaşattı. Basın mensuplarının içerisinde bir iğneleme dürtüsü vardır. O zaman ben de bu dürtü ile ‘İreis Bey” başlıklı bir yazı yazmıştım gazetede. Şuhut Belediye Başkanı rahmetli Bekir Oynağanlı’yı, zabıtanın kendi yandaşlarını kayırıp, kendisine yakın olmayanlara ceza yazdığıyla ilgili eleştirmiştim. Tabi Bekir Bey ertesi gün amcamın dükkana damladı. Ben de ne yapacağımı şaşırdım. Duygu dolu anlar yaşamıştım. Yazdığım makaleleri yöneticilik alanında da çok kullandım. Sayın Cumhurbaşkanımız İstanbul Belediye Başkanı olduğunda beni göreve davet ettiği İSKİ’de de gençlikteki basın tecrübemin çok faydasını gördüm. Basın mensupları ile olan ilişkilerimde her zaman hassas davranmaya özen gösterdim. Ben İSKİ’de göreve başladığımda basın üzerimize çok geliyordu. Hürriyet manşet atmıştı, falanca şeyhten talimat alarak ihale veriyor diye. O manşeti atan arkadaşı çağırdım. Bizzat kurduğum dönemin en şeffaf ihale sistemini tanıttım, ihaleleri bizzat izlettim. BU arkadaşa ihaleler şeffaf yapılıyor diye yazamacak mısın dedim. Yazacağım diyemedi ve bana ‘su kesintisi ne zaman bitecek sen onu söyle’ dedi. Ben de ona 60 yıldır su kesintisi olan bu şehirde 1 Ocak saat 08.30’dan itibaren su kesintisi olmayacak dedim. Bunu başarırsan Sultanahmet’e senin heykelini dikeriz dedi. 1 Ocak 1995’de bu sözümüzü tuttuk ve o zamandan bu zamana İstanbul’a hala sürekli su verilebiliyor. O zaman nüfus 6,5 milyondu, şimdi 18 milyon. Hala bizim yaptıklarımızın meyvesini yiyorlar.

Yani genç kardeşlerimiz, sizler gerçekleri yazmalısınız. Patronlarınız istemese bile…”