Arslan’ın açıklamaları şöyle: 

Biz iyi temennilerimizde bulunmakta ve ümidimizi diri tutmaya çalışırken iktidar maalesef bilindik tavırlarına devam etmektedir. Adam kayırma yaparak Boğaziçi Üniversitesine dışarıdan bir ismi rektör olarak atamıştır. Bu da göstermektedir ki bu iktidarla iyi bir yere gelmek mümkün değildir.

Ümidimizi azaltan bir diğer haber ise doğalgaz ve elektirik zammı oldu. Resmi Gazete’de yayınlanmasıyla yürürlüğe giren elektirik zam oranı ortalama yüzde 6 olmuştur. Vatandaşımızın destek beklediği bir dönemde yapılan zammı takdirlerinize bırakıyorum. 

VATANDAŞA GELİNCE BULUNAMAYAN KAYNAK, HOLDİNGLERE FIŞKIRIYOR

Destek demişken esnafa yapılacağı açıklanan destek yetersizdir. Vereceklerini söyledikleri kira desteği 500 liradır. Bir lokantacının şehrimizde 500 lira ile kiralayabileceği bir dükkan bulması mümkün değildir. En kenar mahallede bile olsa en az 2-3 bin lira olan kira ücretleri, şehir merkezlerinde 15-20 bin liraları bulmaktadır. Öte yandan bin lira da nakdi destek vereceklerini açıkladılar. Bin lira. Esnafın sadece Bağ-Kur primi bin lira civarında. Ev kirası, elektirik, ısınma, iletişim, mutfak masrafları, vergiler. İşte Ocak ayındayız. Motorlu taşıtlar vergisi, araç sigortaları, araç muayene ücretleri nasıl karşılanacak?  İktidarın yapması gereken SGK primleri, vergiler, Motorlu Taşıtlar Vergisi gibi hazineye gidecek olan tüm masraflar devlet tarafından karşılanmalıdır. Bunların dışında her fert başına bin lira yardım yapılmalıdır. Ayrıca faizsiz ve uzun vadeli krediler verilmelidir. Biz bunları söyleyince kaynak yok diyorlar. Malum şirketlerin vergi borcunu silerken kaynak var, vatandaşa gelince yok. Bu şirketler dünyada kamudan en fazla ihale alan şirketler sıralamasında ilk 10’un içerisinde. Şimdi devletten bir ihale alacağınız zaman ihaleyi yapan kurum sizden vergi borcu yoktur yazısı alır. Vergi borcunuz varsa ödersiniz. Ödemezseniz ihaleye giremezsiniz. Hak edişlerinizi alırken de prosedür aynıdır. Hal böyleyken bunca vergi borcuna rağmen nasıl ihale aldılar? Nasıl hak edişlerini aldılar? Vergi borcu silinenler arasında Tüvtürk’te var. Akıl alır gibi değil. Araç muayenesinde daha kapıdan içeriye girer-girmez parasını alan Tüvtürk’ün vergi borcu varmış ve bunu silmişler. İşte bunlara kaynak var, vatandaşa kaynak yok.

KENTSEL DÖNÜŞÜM ADİL VE ŞEFFAF OLMALI

Geçtiğimiz hafta Mısri Camii çevresinde yapılacak kentsel dönüşüm ile ilgili bir toplantı düzenlenmişti. Bu tür toplantıların devam ettirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Vatandaşımızın aklında bir tek soru işareti dahi kalmayıncaya kadar bu toplantılar devam ettirilmelidir. Süreç şeffaf bir şekilde sürdürülmelidir. Projenin nihai hali çizilmeli, herkes işin sonunda ne olacağını bilmelidir. Bir müteahhite verildiği zaman, müteahhitin vereceği imkanlardan daha fazlası hak sahiplerine verilmelidir. Çünkü TOKİ kar amacı gütmeyen bir kuruluş olarak tanıtılmaktadır.

YUKARIPAZAR VE ÇAVUŞBAŞA AFJET VERİLEMEZ Mİ?

Şehrimizde alakalı olarak bir-iki konuya da değinmek istiyorum. Birincisi hava kirliliği. Şehir merkezinde bazı mahallelerde ciddi bir hava kirliliği söz konusu. Daha önce bize gelen şikayetleri de göz önüne aldığımızda Sosyal Yardımlaşma’dan gelen kömürlerin kalitesiz ve çok duman çıkardığı yönünde idi. Bu hususun incelenmesi gerektiğini düşünüyorum. burada şöyle bir düşüncemi de açıklamak istiyorum; Yukarıpazar ve Çavuşbaş mahalleleri tarihi ve turistik mahallelerimiz. Buradaki hava kirliliğini ve görüntü kirliliğini azaltmak içini tarihi binalarımızı yangın ihtimaline karşı korumak için buralara Afjet verilemez mi? hem vatandaşlarımıza da destek olunmuş olur. Zengin muhitler zaten doğalgaz kullanıyor ve fatura bunları etkilemiyor. O muhitlere hem doğalgaz hem Afjet vermek yerine Afjet’i buralara götürelim.

SOKAK KÖPEKLERİ PROBLEM OLUŞTURUYOR

Bir diğer husus ise sokak köpekleri. Her mahallede çok sayıda sahipsiz köpek var. Gruplar halinde dolaşıyorlar, hepimiz her yerde görmekteyiz. Bu köpekler gece geç saatlerde ve sabahın erken saatlerinde işe gidecek vatandaşlarımıza saldırıyorlar. Kötü bir durum ortaya çıkmadan bu sorunun çözülmesi gerekmektedir. 

RUS'LARA SERBEST, AYAZİNİ’LİYE YASAK

Hafta sonu sokağa çıkma yasağı vardı. İnsanlarımız evlerinden çıkamadı. Ancak taa Rusya’dan turistler Ayazini  köyümüze kadar geldiler. Şimdi şu soruları sorma hakkımız vardır diye düşünüyorum; Ayazini köyü sakinlerinden 8-10 genç ve ya bir aile çıkıp oraları gezemez iken, Rusya’dan gelen turistler nasıl gezebiliyor? Bu turistlerin virüs bulaştırmayacağının garantisi var mıdır? Görüldüğü üzere turistler ne maske takmışlar ne de mesafeye dikkat etmişlerdir. Kendi vatandaşımıza, kendi vatanında bu kısıtlamalar yapılırken, turistlere verilen bu serbestlik çifte standart değil midir? Güneş ışığının bütün virüsleri öldürdüğü bilinirken, güneşli havalarda dahi uygulanan sokağa çıkma yasağı nasıl izah edilir? Temiz hava ve güneş sadece turistlerin hakkı mıdır?  Sağlık adına bizleri sağlıksızlaştırma uygulamalarından vazgeçilerek, normal hayatımıza dönmek ümidiyle hepinize teşekkür ediyor, hayırlı günler diliyorum.