Orhan Arslan'ın açıklamaları şöyle: 

 Bilindiği gibi coronavirüs ile mücadele devam ediyor. Bu mücadelede aklımıza takılan bazı soruları sizin vasıtanızla Sağlık Bakanı’na sormak istiyorum;
1-    Nisan ayında ortalama 30 binler seviyesinde test yapıldığında 3 binler seviyesinde pozitif sonuç çıkarken, bugünlerde 130 bin seviyesinde test yapıldığı halde pozitif çıkan sonuç 2 binler seviyesinde. Bu rakamlara baktığımızda hastalık azalmış olmuyor mu?
2-    Sağlık bakanlığının da açıkladığı gibi hastalığa yakalananlarda ölüm oranı binde 1,5-2 civarında. Kaldı ki bu ölümlerin çoğunluğu, başka kronik hastalıkları olması sebebiyle gerçekleşmekte iken, estirilen bu panik havası ve sürekli pompalanan bu korku neden?
3-    Amerikan Kanser Derneği'nin 2015'te yayınladığı "Kanser Atlası"na göre, Türkiye'de her yıl 148 bin civarında yeni vaka ortaya çıkmakta ve 91 bin 800 kansere bağlı ölüm gerçekleşmektedir. Yani hastalığa yakalananların yaklaşık yüzde 70’i hayatını kaybetmektedir. Buna göre kanserle mücadeleye daha fazla önem verilmesi gerekmez mi? 
4-    Olağanüstü durumlarda insanların sakin olmaları istenirken bugün vatandaşı daha çok panik ve daha çok korkuya sevk etmek doğru bir yol mudur?
5-    Sürecin başında maske takmanın faydalı değil zararlı olduğu söylenmişti. Geldiğimiz noktada her yerde maske takın denilmektedir. Bunun sebebi maske takmanın faydalı olduğunun sonradan anlaşılması mıdır?  Eğer sonradan anlaşılmış ise, daha sonradan zararlı olduğu da ortaya çıkabilir mi?
6-    Bilindiği gibi oksijen hayati derecede önemlidir. Maske taktığımız zaman kendi çıkardığımız karbondioksiti içimize çekiyoruz, daha az oksijen alıyoruz. Daha az oksijen almamızın sebep olacağı zararlar hesap edilmekte midir?
7-    Kullanılacak maskelerin belirli özellikleri var mıdır? Yoksa herhangi bir şekilde ağız ve burunu kapatmak yeterli midir? Zira bugün piyasada pek çok maske türü satılmaktadır. Ekonomik olan çoğu maskenin üretim yeri bile bildirilmemiştir. Bu maskeler de bizi korur mu? 
8-    Geçtiğimiz yıl sağlık bakanlığı günde 10 bin adım kampanyaları yaparken bugün evden çıkmayın çağrıları yapıyor. Hareketsizliğin birçok hastalığa sebep olduğu bilinirken evden çıkmamanın getireceği rahatsızlıklar hesap edilmiş midir?
9-    Gene geçtiğimiz yıl 14 yaşın altındaki çocuklara cep telefonları vermek uygun değildir deniyordu. Bilgisayar başında 30 dakikadan faza kalmak çocuklar için sakıncalı deniyordu. Geldiğimiz noktada  1.sınıfa giden çocuklarımıza cep telefonu verip, bilgisayar başında 5-6 saat radyasyona maruz bırakıyoruz. Bu radyasyonun çocuklarımıza vereceği zarar ne kadardır?
   MİLLİ EĞİTİM BAKANI OMUZLARINDAKİ VEBALİN FARKINDA MI?
   Çocuklar demişken artık okullar sınav dönemine girmeye başladı. Bazı okullar bu hafta, bazıları da önümüzdeki haftalarda sınavları yapacaklar. Uzaktan eğitim ile dersleri çoğu öğrenci takip etti. Ancak evinde internet bağlantısı olmayan, cep telefonunda yeteri kadar interneti olmayan, yani bu dersleri uzaktan takip edemeyen öğrenciler de var. Şimdi bu öğrenci sınavda ne yapacak? Hiçbir şey. Bu çocukların hayalleri kararmış, gelecek umutları yok olmuştur. Acaba sayın Milli Eğitim Bakanı bu çocukların vebalini omuzlarında his ediyor mu? 
   İŞSİZLİK VE GEÇİM SIKINTISI PANDEMİDEN DAHA HIZLI YAYILIYOR.
   Bugün pandemi ile mücadele ettiğimizden daha fazla işsizlik ve geçim sıkıntısı ile mücadele etmemiz gerekmektedir. Çünkü işsizlik ve geçim sıkıntısı virüsten daha hızlı yayılmaktadır. Virüse yakalanan insanımız 14 günde kurtulmakta iken, geçim sıkıntısı başladığında ne zaman biteceği belirsizdir. Esnafımız evine ekmek götürmekte zorlanmakta, işçimiz ay sonunu getirememektedir. Hayat pahalılığı karşısında maaşlar erimektedir. 
   ESNEK ÇALIŞMA TEKLİFİ GERİ ÇEKİLMELİDİR.
   Gelinen noktada işçinin tek tesellisi kıdem tazminatı ve emekliliktir. Teklif edilen torba yasa içerisinde 25 yaş altı ve 50 yaş üzeri insanlara, esnek çalışma getirilerek kıdem tazminatı ve emeklilik hakları ellerinden alınmaktadır. Yapılan bu teklif derhal geri çekilmeli, işçilerimizin geleceğe umutla bakabilmesinin yolu açılmalıdır. 
   Esnafımızın, işçimizin ve emeklimizin yüzünün güldüğü, geleceğe umutla bakabildiği Yaşanabilir Bir Türkiye ümidiyle hepinize teşekkür ediyor, hayırlı günler diliyorum.
Saadet Partisi Afyonkarahisar Merkez İlçe Başkanı Orhan Arslan.