AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya ve İbrahim Yurdunuseven, İl Genel Meclisi Mart ayı toplantılarına katıldı. AK Partili Ali Özkaya burada meclis üyelerine hitap ederek özetle şunları söyledi: 

“MASANIN KENDİSİ BİZİZ”

Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından savaşın iki tarafı Rusya ve Ukrayna, hem Avrupa Birliği hem ABD. Hepsinin güvenini kazanan, hepsiyle konuşan ama Türkiye’nin kendi güvenliğini ve kendi önceliğini öncesinde tutan bir süreç yönetiliyor. ‘Biz masada mıyız, değil miyiz?’ demiyoruz. Masayı biz kuruyoruz ve masaya herkesi biz davet ediyoruz. Bu çok önemli bir şey. Gerçekten Türkiye çok doğru bir süreç yönetiyor. Bu süreçten başarıyla çıkacağımıza inancım tamdır. 

“MİLLETİMİZİN SÜREÇTEN RAHAT ÇIKMASI İÇİN VERGİLER İNDİRİLİYOR”

Geçen yıl petrolün varili 40,5 dolardı, 130 doları aştı. Bugün 111 dolar. Birde dolar iki buçuk kat arttı. 99 yılında depremle birlikte başlayan eski adı İletişim Vergisi sonraki adı Özel Tüketim Vergisi olan tüketim vergisi bir ara yüzde 70’ten çıkmıştı petrolde. Son 1 ay öncesinde sıfırlanmıştı bu verginin tamamı kaldırılmıştı. Şuan da 2,05 TL yani 20 liranın yüzde 10’u kadar bir ÖTV alınıyor. Vergiler, KDV’ler hepsi indiriliyor ki sırf milletimiz bu süreçten rahat çıkabilsin diye. 

“UKRAYNA’DAKİ SAVAŞ AYÇİÇEĞİ MESELESİNE YOL AÇTI”

Bu süreçte en kritik konularımızdan birisi ‘Tarım’. Biz grup toplantısından çıkarken, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız Fuat Oktay Bey, önceki Tarım Bakanımız ve diğer birkaç Milletvekilimiz vardı. Ben eski Tarım Bakanımıza ısrarla şunu söyledim; “Sayın Bakanım, Türkiye’de ayçiçek ile ilgili bir sıkıntı görülüyor. Lütfen dünyanın neresinden buluyorsanız gidin bulun” dedim. Bizim ayçiçeğimizin verime göre değişmekle beraber yüzde 60’ı ya da yüzde 70’i Türkiye’de üretiliyor. Yüzde 30’u yurtdışından ithal ediliyor. Büyük kısmı da Ukrayna’dan. Dünyada bir sıkıntı yaşanıyor bu sıkıntıyı görmemiz gerekiyor, bu bize zarar verir lütfen buna çözüm bulun diye eski Bakanımıza söyledik. Aslında Ukrayna’dan geliyordu. Savaş başlayınca 16 tane ayçiçeği yüklü gemimiz orada kalınca, 2-3 ay sonra olacak riski birileri abarttı ve insanları marketlere hücum ettirdiler ve fiyatlar da uçtu.

“ÇİFTÇİMİZE TOHUM YARDIMI YAPACAĞIZ”

Konuyla ilgili İl Tarım Müdürümüzle görüştüm. Dedim ki; “İbrahim bey sabahleyin senden istirham ediyorum Oruçoğlu Yağ Fabrikamızın Genel Müdürüne git görüş. Onlar tohum veriyorlarsa tohumu alalım, bütün Afyon’a dağıtalım ve sözleşmeli tarım yaparak onlar adına ekelim. Başka hangi yöntemi buluyorsak onu yapalım.” Oruçoğlu şunu söylemiş; “Biz daha önce sözleşmeli tarım yaptık. Fiyatlar yükselince çiftçi bize değil başkasına satıyor. Fiyat düşünce bize getiriyor. Söz veriyorum siz ne kadar getirecekseniz onu alacağım diyor. Ama ben tohum veripte sözleşmeli yapmak istemiyorum diyor. O zaman bizim yapacağımız şu; tohumu biz vereceğiz yardımcı olacağız ve ne kadarına gücümüz yeterse çiftçimize yardımcı olacağız.

MAKARNA İHRACATINDA DÜNYADA 2’NCİYİZ

Türkiye tarımda net ihracatçı bir ülke. 22 Milyar dolar ihracatımız var, 4 Milyar dolar farkımız var. Avrupa’nın tarımda en büyüğüyüz. Dünyada bir çok üründe birinci sıradayız. Tarımda ithalatçı bir ülke asla değiliz. Ürün bazlı ithalatımız var. Evet buğday ithal ediyoruz. Ama dünyanın en büyük un ihracatçısı olan bir ülkeyiz. Dünyanın en büyük ikinci makarna ihracatçısıyız. Gaziantep, Urfa, Mersin, Ankara gibi illerimiz makarna alanında dünyada İtalya’dan sonra ikinci sırada. Bu açıdan ithalatçı bir ülke değiliz. Bu yanlış bir söylem. İnsanoğlu zenginlendikçe ekstra ürünler istiyor.Bizde yetişmeyen tropikal ürünler istiyor. 

KARŞI ÇIKMAK YERİNE VARSA FARKLI YÖNTEM SÖYLEYİN

Maden bu ülkenin zenginliği. Elektrik fiyatlarına hepimiz itiraz ediyoruz. Elektriği biz yüzde 33 hidroelektrik santrallerinden üretiyorduk. Bu kuraklık nedeniyle bu sene yüzde 17’ye indi. En ucuz elektrik burada üretiliyordu. Hidroelektrik santraller vadileri bozuyor diye, rüzgar enerjisi kuş yollarını engelliyor diye karşı çıkıyoruz, güne tarlaları engelliyor diye karşı çıkıyoruz, kömür çevreye zarar veriyor diye karşı çıkıyoruz, Allah aşkına bildiğiniz bir yöntem varsa söyleyin bizde bunu yapalım.  

DİNAR’DAKİ LİNYİTİ ÇIKARMAK ZORUNDAYIZ

Bizim Dinar’da Dombay Ovası’nda 1 Milyar ton linyit var. İyi bir yakıt var. Orada yer altı havzasında çalışılacaktı. İlk başta buradan kömürü çıkartma maliyeti 60 dolardı. Dünya piyasasında kömür 45 dolardı. 45 dolara satın alıyorsunuz 60 dolara çıkaracaktınız. Bu mantıklı değildi. Bugün kömür 300 dolar. Şimdi siz orada bunu çıkartmak durumundamısınız yoksa bu parayı verip almak durumunda mısınız? Bana bunu söyleyin. Maden bu ülkenin zenginliği. Almanya en büyük ormanlarını geçen yıl kesti, sonrada kömüre verdi. Alman basını ‘maden şirketlerimiz ne güzel ormanlar dikiyor’ diyor. Bunu önemsiyor. Aksini eleştirmiyor. Kötü uygulamaları eleştirmeliyiz. Tarım alanlarını mera alanlarını korumalıyız. Tarım arazilerini vatan toprağı olarak görürüm. Bunu korumak için her türlü çalışmayı yaparım. Ama kamusal menfaatlerde de dengeyi tutmak zorundasınız. 

ALTINI ÇIKARMAK ZORUNDAYIZ

Altını çıkarmak zorundayız. Merkez Bankası’nda altın yoksa siz yoksunuz demektir. Kıymetiniz yok demektir.  Sizin ülke olarak ekonomik gücünüz merkez bankasındaki altın rezervinizle doğrudan ilgili. Bunu yapmazsak çözümümüz yok. Bizim petrolümüz bizim doğalgazımız yok. Bunu yapmak zorundayız. 

ÇOCUĞUN KULAĞINI ÇEKMEK GİBİ GÖRÜYORUM

Başmakçı’da bir madenci arkadaşımız ağaçları kesiyordu. Vali beye söyledik. Kötü bir uygulama vardı. Durdurduk ve iptal ettik. Kötü uygulamaları sonlandıracağız. İyi yapılacak çalışmalarada engel olursak bu vatanı sevmek değildir. Siz bazen çocuğunuza neden kızıyorsunuz neden kucağını çekiyorsunuz daha iyiye gitmesi için. Ben olayı böyle görüyorum. 

AFRAY’IN TEMELİNİ ATACAĞIZ

Vekillerimizle Ulaştırma Bakanımıza gittik. Sayın Bakanımız Nisan ayının ilk haftasında buraya gelecek. Yeniden hızlı bir şekilde hızlı trenin faaliyetini başlatacağız. AFRAY’ın da temelini atacağız. 

-Afyon Postası’ndan Nail Azbay’ın Haberi.