Afyonkarahisar Sigorta Acenteleri Derneği Başkanı Bekir Özerdem, sigortacılık sektörünün yaklaşık bir haftadır poliçe ve maaş kartı olarak bilinen ‘debit kart’ krizi içerisinde olduğunu anlattı. Afyon Postası’na özel açıklamalarda bulunan Özerdem, özetle şunları söyledi:

SİGORTA SİSTEMİ ÜLKEDE FELÇ OLDU

Sigorta sektörü her geçen gün dijital alanında farklı olarak büyümeye devam ediyor. Önceden Türkiye sigorta sektöründe sadece acenteler vardı. Şimdi baktığın zaman ağ o kadar genişledi ki acenteler var, bankalar var, asli işi sigorta acenteliği olmayan yapılar var, eskiden çantacı diye tabir ettiğimiz tipler gene gündemde, şube yapılanmaları aldı başını gidiyor. Sektörü nasıl değerlendirtelim? Bizi yönetenler çıkıp diyor ki sigorta sektörünün bir tık daha ileri gitmesi lazım. Avrupa’daki sigorta yaptırım oranlarına bakıyorsun yüzde 8’lerde ülkene gelip bakıyorsun yüzde 2 bandında sonra bana sigorta sektörünü değerlendir diyorsunuz. Nasıl değerlendireceksin sigorta sistemi bence ülkede felç ve her geçen gün de daha da kötüye gitmeye devam ediyor. Nasıl düzelir diye soracaksan sorma. Çünkü bu 1-2 satırlık bir cümle değil, uzun vadede değerlendirilmesi gereken bir cümle. Fakat şunu kesinlikle vurgulamak istiyorum. Sigorta sektöründe acenteler olmadan hiçbir şey yapılamaz. Sigorta sektörü acentesiz garip guraba bir biçimdedir. Sektör sigorta sektörü acenteleri yok saymamak için elinden gelen her şeyi yapmak zorunda ve acentelerine çok önem vererek bunu ispatlamak durumundadır.

TRAFİK SİGORTALARI TABANCA ÜRÜN

Ben 25-26 yıllık profesyonel acenteyim ortalama 30 senedir de sigorta sektörünün içerisindeyim. Hadi 15-16 senedir de sigorta sektörünün siyasetiyle de yakından ilgileniyorum. Dernek başkanlığı sıfatım var. Federasyonda genel sekreter sıfatım var. Ve dolayısıyla sektörle ilgili siyasetin içerisindeyim. Kendimi bildim bileli ülkedeki en önemli sorun trafik sigortaları. Trafik sigortaları tabanca ürün. Hemen hemen 25-26 milyon civarında araç var dolayısıyla bu araçların trafik sigorta poliçesini alma zorundalığı var. Dolayısıyla aklına ne gelirse ülkede sektörle alakalı trafik sigortalarıyla başlıyor. Sektör sadece trafik sigortalarından mı oluşuyor, hayır öyle bir şey yok. Ama trafik sigortaları ülkenin tabancası. Ve dolayısıyla yine trafik sigortaları aldı başını gidiyor, çok farklı uygulamalar var. 14-15 sene önce trafik sigorta fiyatları tek. Gene 7 basamak var ama 7 basamak kuralını uygulayan hiçbir sigorta şirketi yok. Bütün sigorta şirketleri. Aracını yeni al, geçmiş hasarın olsun, yaşın küçük olsun, büyük olsun, hiç umurlarına getirmeden 7. Basamaktan poliçe tanzim etmeye başladılar. 9-10 senedir de basamak kurallarına uyulmaya başlandı. Dolayısıyla da bugün çok farklı 30’dan fazla Türkiye’de trafik tanzim eden sigorta şirketi var. Yani 30 tane farklı fiyat. Tabi bu arada sigorta fiyatları devlet tarafından alt tarife üst limit şeklinde kademeli hale geldi. Piyasaya yeni girmek isteyen sigorta şirketleri, ruhsat alan sigorta şirketleri nasıl girecekler, trafik sigortalarında tabiri caizse ilginç akla mantığa uymayan sigorta primleriyle sisteme dahil oldular. Hal böyle olduktan sonra da bugünki sıkıntılar oldu. Kısaca tabanca bir ürün trafik sigortaları. Her sigorta şirketinin can atarak sektöre girmek amaçlı kullandığı bir ürün. Bugün değil ama dün öyleydi…

DEBİT KART UYGULAMASI MANTIKSIZ

İnsanlar trafik poliçesi tazmin etmeye geldikleri zaman cebindeki kredi kartı verip sigorta şirketi verirse taksitlendirip gidiyorlardı. Debit kart ne? 2-3 gündür debit kart uygulaması başlandı. Mesela sen benim yanıma geliyorsun. Bana trafik poliçesi yap diyorsun. 39-40 ne ise rakam aklına yatıp kredi kartını bana veriyorsun, yapamıyorum. Bu kredi kartı nakit para niye yapamıyorsun diye sorduğunuzda maaş kartın varsa ver diyorum o zaman oluyor. Debit kart maaş kartı. Cebinde hesabında para varsa hemen kullanarak uygulamaya geçerek ürün satın alabileceğin bir kartın adı. Bence mantıksız. Trafik sigortalarında uygulanması mantıksız. Ve debit kartla ilgili bugünlerde çok ciddi sıkıntılar var. Kredi kartlarının uygulanmamasıyla, sisteme dahil olmamasıyla alakalı sıkıntılar var.

PANDEMİDE ŞİRKETLER KASASINI DOLDURDU

İlk sorudan itibaren kısmen anlatmaya çalıştım. Tabanca ürün dedik, sigorta şirketleri sektöre girmek için trafik sigortasıyla giriyor dedik. Kısaca sistem trafik sigortalarından yana sıkıntılı, bir istikrar yok. Tek fiyat diye elimizden geldiğince bağırıyoruz. Kamu ve dolayısıyla sigorta şirketleri de tek fiyata pek sıcak bakmıyor. Şimdi trafik sigortalarının fiyatları 30’dan fazla sigorta şirketinin fiyatı alt kademe üst limit olmak şartıyla kamu tarafından Türkiye sigorta birliğine verilerek sigorta şirketlerine dağıtıldı. Ama 2020 yılında başlayan pandemi hiç kimse sokağa çıkamadı ama araç sahipleri trafik sigorta poliçelerini tanzim ettirmeye devam ettiler bu 1-2 sene devam etti. Trafikte hareket yok ama sigorta şirketleri tabiri caizse kasalarını trafik sigorta primlerinden almış olduğu paralarla doldurdular. Hasar yok, gelir gider yok, herkes evden çalışıyor. Arabalarına para vermediler vesaire daha sonra pandemi bitti.

KANUNU HİÇE SAYARAK TRAFİK SİGORTASI POLİÇESİ TANZİM ETMİYORLAR

Hareket başladı, trafik kazaları arttı. Dövizde yaşanan çok ciddi bir sıkıntı var. Bütün her şey aldı başını yürüdü, dolayısıyla bir de son zamanlarda şöyle bir sıkıntı var hasar takip eden firmalar çoğaldı sigorta şirketleri ucuz ucuz sektöre girmek adına tanzim ettikleri sigorta poliçelerinden zarar ettiler. İnanmıyoruz ama zarar ettikleri ifade ettiler. 7. Ay itibari ile çok ciddi bir zam oldu. Ama şirketlere bu da yetmedi dolayısıyla şirketler ucuz poliçe satarak piyasaya soktukları trafik poliçelerinden döviz kurunun artması, kaza oranlarının yükselmesi, hasar takip firmalarının çoğalmasıyla hasar maliyetlerini dengeleyemedikleri için artık sektöre trafik poliçesi tanzim etmekten kaçınıyorlar ve şöyle bir görüntü var tüm sigorta şirketlerinin 5684 sayılı kanuna göre ruhsat almış oldukları halde trafik poliçesi zorunlama söz konusudur. Bu kanun maddesini dahi hiçe sayarak sigorta şirketleri trafik poliçesi tanzim etmiyor. Ve yine aldığımız duyumlara göre kamudan SEDDK vasıtasıyla çok ciddi bir oranda hasar maliyetleri, kur, yedek parçada sıkıntılar hasarlarının çok fazla olduğu için ekstra zam talebinde bulunuyorlar.

RESMEN KAFA TUTUYORLAR

Nasıl söyleyeceğim bilmiyorum ama resmen devlete kafa tutuyorlar. Devlet trafik sigorta poliçe fiyatlarını yükseltmezse ülkedeki 24-25 milyon araç sahibinin poliçe tanzimine izin vermiyoruz, yapmıyoruz, yapmayacağız imajında bulunuyorlar. Bu akla mantığa uymuyor. Adamın kredi kartı var gelip sigorta acentesinden poliçesini yaptırtamıyor. Maaş kartı debit kartı nasıl bir şey ya bunda ufacık bir mantık yok. Kredi kartına sen ne için poliçe yaptırmıyorsun kredi kartını vatandaş ödeyemezse faizini sen mi ödüyorsun? Bırakın adamlar ne yapıyorsa yapsın. Sigorta şirketi olarak acenteleri niye zor durumda bırakıyorsunuz. Sen zarar ediyorsan benim acente olarak ne kabahatim günahım var? Ben şimdi gelen insana hanımefendi maaş kartınız var mı, varsa ancak o zaman zorunlu poliçenizi tanzim edebiliriz diye nasıl diyeceğim. Kredi kartını yok sayıyorsun sen benim ülkemde Türkiye Cumhuriyeti Devletinde bankaların devlet vasıtasıyla kullanılabilir olarak tanımladığı kredi kartlarını görmezden mi geliyorsun. Sigorta şirketlerine söylüyorum sen bugün sigorta acentelerinin zor durumda kalması için elinden geleni yapıyorsun. Acenteleri hiçe saymamanız lazım. Sizin markalarınızı, isimlerinizi bugüne getiren acenteler. Niye hiç yardımcı olmuyorsunuz? Debit kart ne? Trafik poliçesi tanzim etmemek ne? Devlete kafa mı tutuyorsunuz?

ACENTELER OLMAZ OLMAZ…

Son olarak sigorta sektöründe acenteler olmazsa asla olmaz. Muhtemelen yayınımızı izleyen bir sürü araç sahibi, konut sahibi iş yeri sahibi de var. Kesinlikle asli işi sigorta acenteliği işi olmayan yapılardan, bankalardan, özellikle internetten poliçe satın almamalarını dolayısıyla etrafındaki profesyonel acentelerin tercih edilmesi gerektiğini bir kere daha önemle vurguluyorum.

-Afyon Postası’ndan Sılanur Kara’nın Özel Röportajı.