Organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in Youtube üzerinden yayınladığı videolarda anlattıkları tüm Türkiye’de olduğu gibi Afyon’da da enine bonuna konuşuluyor, bir sonraki videolar merakla bekleniyor.

Videoların 7’nci bölümü dün yayınlandı. 

Sedat Peker Köfteci Yusuf konusunu anlatırken “Afyon’un zengin ailesi” ile görüşmesini anlattı. 

İsim vermeden konuyu anlattı. 

Bu konu gündeme bomba gibi düştü. 

Dün telefonla sürekli arandım.

Herkes zengin ailenin kim olduğunu merak etmeye başladı. 

Herkesin farklı bir yorumu var. 

Belki Sedat Peker bir sonraki videosunda Afyon’daki bu zengin aileyi onun yanındaki gazeteci ile yurt dışına diş malzemesi gönderen kişiyi açıklar. 

Bekleyip göreceğiz. 

Ben bunu konuşmayacağım.

Yukarıda bahsettiğim gibi Sedat Peker’in anlattıklarıyla toplumdaki karşılığına değineceğim. 

KÖY ODASINDA GÜNDEM SEDAT PEKER

Önceki gün arkadaşlarımın daveti üzerine kendi köyüm olan Anıtkaya’ya gittim. 

Bir köy odası gittiğim yer.

Ben dahil toplam 5 kişinin olduğu bir oda…

Çay geldi… 

Konuşmaya başladık.

20’li yaşlarda olan Arda isimli genç arkadaşımız “Nail Abi, Sedat Peker konusu ne olacak?” diyerek konuyu ortaya bıraktı.

Sonra şöyle devam etti: 

“Abi, adamın anlattıkları bana dizi gibi gelmeye başladı, dizi izliyordum şerefsizim dizi izlemeyi bıraktım Sedat Peker’i dinliyorum. Anlattıkları tam dizi olacak şeyler.  Youtube’daki videolarını indiriyorum tekrar tekrar izliyorum. ”

Açıkcası bu söylenenler karşısında biraz şaşırmıştım.

Anadolu’nun 2 bin nüfuslu bu küçük köyünde bile Sedat Peker’in söyledikleri merakla takip ediliyor olması beni bir hayli şaşırttı. 

Arda söze devam etti.

“Abi bu Hadi Özışık ile Süleyman Özışık kardeşlerin hali ne olacak?” dedi. 

Şaşkınlığım bir kat daha arttı. 

Çünkü Arda, burada bu söylediği ile tüm videoları pürdikkat izlediğini, belleğine kaydettiğini ispat ediyordu aslında. 

Hadi Özışık ve Süleyman Özışık kardeşlerin Anadolu’da tanınan bir gazeteci olduklarını düşünmüyordum bu sohbete kadar. 

Sadece bizim medya mahallesinin takip ettiğini düşünüyordum.

Aslında yine aynı düşüncedeyim ama Sedat Peker’in yayınladığı videolardan sonra, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Özışık kardeşlere dava açmasıyla birlikte bu kardeşler yediden yetmişe herkesin radarına giriverdi. 

Bu şaşkınlık halindeyken odada bulunan Kemal isimli arkadaşımız sözü Arda’dan alıp konuşmaya başladı: 

“Adam Cumhurbaşkanlığı Sözücü İbrahim Kalın’ın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından takip ettirildiğini söylüyor. Hürriyet Gazetesi’nin AK Partili vekilin isteği üzerine bastığını söylüyor. Demirören değil Pambukören’sin sen diyor.  Adam karakolda bir adamın kemkilerini kırdığını söylüyor. Hükümetin uyuşturucu ticaretindeki yerini anlatıyor”

Sözü Arda aldı:

“Abi bu adamın dediklerine bir tane doğru düzgün yanıt alamadık. Şimdiye kadar çoktan soruşturma açılmalıydı. Ama en ufak atılan bir adım yok. Adam MİT beni almaya gelmesin, ben askerle polisle çatışmak istemem diyor. bu Nasıl iş anlamadım” diyor.

Yaklaşık 3 saat boyunca bu tip konuşmaların ortasında kaldım. 

3 saat boyunca Binali Yıldırım’ın oğlunun uyuşturucu ticareti iddiasından, Gazeteci Uğur Mumcu suikastı konularına kadar pek çok konu önüme geldi. 

BU KÖY ODASINDAN ÇIKARDIĞIM DERSLER

Buradan çıkardığım bir kaç ders şu.

Halk, Sedat Peker’in söylediklerine inanmış. Bir kere bunun altını çizelim. 

Her videodan sonra bir sonraki video merakla bekleniyor. 

İnsanlar televizyon yerine haberleri ya da yorumları internetten, sosyal medyadan takip ediyor. 

Buralarda gazetecilik yapanlara olan ilgi her geçen gün artıyor. 

Bu durum sosyal medyanın elini günden güne güçlendiriyor. 

Bu alanda güvenilir mecralara ve bağımsız gazetecilere olan ilgi her geçen gün artıyor. 

Sedat Peker’in bir kamera ve bir tripod aracılığı ile anlattıkları bu küçük Anadolu köyündeki köy odalarında dahi yankılanıyorsa, hafızalara kazınıyorsa artık insanları kandırmak, biz ne dersek ona inanırlar deme devri sona eriyor. 

Bütün bunları toparlarsak, yeni dünya düzeninin temelinde şeffaflık ve dürüstlük yatıyor. 

Ve en önemliside şu.

“Nasılsa unuturlar” demek yerine vicdanları rahatlatacak bir açıklamanın bir adımın gelmesi artık kaçınılmaz. 

Bekliyoruz. 

Bütün iddialar karşısında atılacak bir adımı merakla bekliyoruz.