Geçtiğimiz günlerde özel bir televizyon kanalında yayınlanan bilgi yarışmasındaki soru ile Sanayi-i Nefise gündeme geldi. Peki, Sanayi i Nefise nedir?

Soruyu cevaplamak için kurulduğu tarih olan 1883’ten öncesine dönelim ve Sanayi-i Nefise’nin kuruluşunu hazırlayan şartlara bakalım. Asker ressamlar ile ilgili yazımda III. Selim döneminde açılan Topçu okulu, 1827’de açılan Askeri Tıbbiye ve 1834’de açılan Harp Okulu’nun eğitim programına resim derslerinin konulduğundan bahsetmiştim. Sanayi-i Nefise’nin de temelleri böylelikle atılmış oldu. Sonrasında Sultan Abdülaziz’in resim sanatı ile  (1830-1876) yakından ilgilenmesi ve bizzat resim yapması, bu sanatın bağımsız bir eğitim kurumu bünyesinde öğretilmesi ve geliştirilmesi için önemli adımların atılmasını sağladı. Sultan Abdülaziz tarafından daha önce İstanbul’a getirtilen Fransız ressamı Guillemet, İstanbul Beyoğlu’nda Desen ve Resim Akademisi adıyla özel bir eğitim kurumu açtı. Fakat bu akademi uzun ömürlü olmadı. 1882’de, Müze-i Hümayun müdürü Osman Hamdi Bey’in II. Abdülhamit tarafından müdürlüğüne tayin edilmesiyle ilk kuruluş aşaması gerçekleştirilen, resim, heykel, mimarlık ve hakkaklık olmak üzere dört sanat dalında öğrenim verecek olan, kuruluş fermanındaki adıyla Mekteb-i Sanayi-i Nefise-i Şahane 1883’te açıldı. Okulun adı resmi yazışmalarda ve dönemin arşiv belgelerinde Sanayi-i Nefise-i Mekteb-i Alisi olarak geçmektedir. Her yıl okulun başarılı öğrencileri arasından seçilecek üç kişi burslu olarak Avrupa’ya gönderilecekti.

Sanayi-i Nefise Mektebi, mimarlık ve resim dallarında, döneminin en önemli sanat merkezi olmuştu. II. Meşrutiyet’in (23 Temmuz 1908) ilanından sonra kızların da yüksek tahsil görmesi için çalışmalar başladı. 1914’te İnas Sanayi-i Nefise Mektebi açıldı. Resim ve Heykel olmak üzere iki alanda çalışmaların yapıldığı bu mekteb genç kızların öğrenimine ayrılmış bir şube idi

İnas Sanayi-i Nefise Mektebi dokuz yıl boyunca eğitim verdi. I. Dünya Savaşı sırasında bazı okulların tahliyesi gerekmiş, bu sırada Sanayi-i Nefise altı odalı küçük bir eve nakledildi.  Cumhuriyetin ilk yıllarıyla okulun kızlar kısmı ile erkekler kısmı birleştirildi. Devlet Güzel Sanatlar Akademileri Kanunu’nun kabul edilmesiyle akademiye yeni bir statü getirildi. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Akademisi iken, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne dönüştü.

              Haftaya başka bir konuyla karşınızda olmak üzere, iyi hafta sonları.

                                                                              Sanatla Kalın