Bazen bir müzikle, bazen bir resimle, bir tiyatro oyununun reklamı ya da bir sergi afişiyle, bazen de bir roman ya da şiirle bir anlığına da olsa günlük yaşamın keşmekeşinden sıyrılırız ve bir anlığına da olsa yaşam bizim için başkalaşır. Peki, sanatın anlık duyumsadığımız etkileri dışında yaşamımıza kattıkları nelerdir?

Öncelikle insanoğlu, var olduğu ilk günden itibaren sanatın ilk örneklerini vermiştir.  Yazıyı bulmadan, tekerleği bulmadan önce mağara duvarlarına resim yapmış ve yaşadığımız dünyaya ilk izlerini bırakmıştır. Sanat bizim için varlığımızın kanıtıdır. Sanatla önce kendi varlığımızı kendimize kanıtlarız, iz bırakırız.

Sanat eğitiminin yaygın olduğu ülkelerin gelişmişlik seviyesi de yüksektir incelendiğinde. Ülkemizde ise, orta öğretimde ve lise eğitiminde olması gereken sanat uğraşının yerini videolar, bilgisayar oyunları doldurmakta, çocuklarımız ve gençlerimiz, sanat derslerinin yerine bilgisayar oyunlarıyla vakit geçirmektedirler. Eğitimden sanatın unsurlarını kademeli olarak geri çektiğinizde oluşacak boşluk, şiddet davranışlarıyla dolacaktır. Günümüzde gençlerin  eleştirildiği nokta, çoğu zaman haberlere konu olan şiddet eğilimidir. Kendini ifade etmek için kanal ya da eylem bulamayan çocukların, gençlerin tercihi ne yazık ki şiddet olabilmektedir. Sanatla kendimizi ifade ederiz.

Sanat ve bilim birbirine paralel gelişmektedir. Yine gelişmiş ülkelere baktığınızda yetişmiş bilim insanının ve sanatçılarının sayılarının  birbirine  yakın oranlarda  olduğu ortaya çıkmaktadır. İnsanlık tarihinin her döneminde sanat ve bilim birlikte gelişmiş ya da geri kalmıştır. Örneğin 20. yy’ın başlarında bilim alanında pek çok büyük keşif, buluş yapılırken sanatta da çok önemli buluşlar yapılmış, çok ve önemli akımlar oluşmuştur. Atomun parçalanmasının keşfiyle, sanat eserinin yüzeyinin parçalara bölünmesinin keşfi, birbirinden bağımsız olmakla beraber aynı dönemde olmuştur. Sanat keşfetmektir. Sanatla hem kendimizi, hem de dünyamızı keşfederiz. 

Herhangi bir sanat uğraşısının bireyler üzerindeki tedavi edici etkisi bilinen bir gerçek. Osmanlı döneminde müzikle tedavi son derece etkin bir şekilde kullanılıyordu. İlgilenenler için Osmanlı döneminin müzikle şifa kayıtları günümüzde de mevcut. 1960'lardan beri ise Amerika ve bir çok Avrupa ülkesinde sanatla terapi yöntemi kullanılmaktadır. Sanat terapidir.

Tüm bu maddeler sanata ihtiyacımız olduğu gerçeğini bize göstermektedir. Bazen bir kadının oyasında,  bazen bir çocuğun duvar resminde, bazen bilimsel bir çalışmaya ilham veren bir düşünce olarak, bazen de içten gelen bir ezgide.. Biz çoğu zaman varlığının farkında olmasak da, sanat kendine her zaman bir yaşam bulur.  

Günlük yaşamlarımızın içine sanatın unsurlarını daha çok katmamız dileğimle, hepinize iyi haftalar.