İdrar kaçırmanın kader olmadığını belirten Op. Dr. Nadire Tuncer, “Bu rahatsızlığın tedavisi var. Her yaştaki kadınlarda sık görülmektedir. Hastalık saklanmamalı ve mutlaka bir uzmana başvurulmalı” diye konuştu.

“Her üç kadının birinde görülüyor”

“Araştırmalara göre kadınlarda idrar kaçırma, her üç kadının birinde görülüyor” diyen Tuncer,  “Bu durum, idrar isteğinin aniden bastırılması ile oluşan sıkışma, idrarı çok tutma gibi hatalı davranışlar ile menopoz, şeker, tansiyon, felç gibi sinir hasarı yapan hastalıklar nedeniyle idrar torbasının kaslarının bozulması sonucu ortaya çıkabilir.

Bir diğer şekilde ise öksürme, hapşırma, merdiven çıkma, yürüme, cinsel temas esnasında olan ”stres tip” idrar kaçırma görülebilir. Bu idrar kaçırma tipi, gebelik ve doğum sırasında idrar tutma kaslarının zedelenmesi veya mesaneyi destekleyen bağ dokusunun yaş ile birlikte gevşemesi sonucunda gelişir” diye konuştu.

“İdrar kaçırma hastalığının birçok sebebi bulunabilir”

“İdrar kaçırma hastalığının birçok sebebi bulunabilir” diyen Tuncer,  “Fakat tedavisi mevcuttur. Birçok kişide görülebilen bu hastalığın tedavisi vardır. İnsanlar kültürel nedenlerle doktora bu durumlarını anlatmaktan utanırlar. Ama bu tanının konulması ve bir an önce tedaviye başlanması gerekir. İdrar kaçırma nedenleri birçok sebebe bağlı olarak meydana gelebilmektedir. Mesanede oluşabilecek enfeksiyonlar, vajina enfeksiyonları, mesane taşları, zorlu doğumlar, hormonsal değişimler, mesane tümörleri, sinirsel hastalıklar, mesane çıkışı tıkanıklıkları idrar kaçırmanın nedenleri olabilir” şeklinde değerlendirmede bulundu.

“Egzersiz ilk yöntemdir”

İdrar kaçırmada cerrahi dışı yöntemlere değinen Tuncer, “Egzersiz ilk yöntemdir. Egzersizlerin herhangi bir yan etkileri yoktur. Hastanın kendi kaslarını nasıl kontrol etmesi gerektiği öğretilir. Hastalar kendi kaslarını doğru şekilde kasmayı öğrenirler. Ayrıca cerrahi yöntemlerde vardır. Ameliyat günü birlik olarak yapılabiliyor. Ve genel anestezi kullanımına gerek kalmadan da lokal anestezi yöntemiyle yapılabiliyor. Hastanede çok fazla yatmayı gerektirmeyen bu yöntem yüzde doksanlara varan çözüm oranıyla hastaların yüzünü güldürüyor” diye konuştu.