Afyon Postası’ndan Esma Azbay’ın sağlık alanında gerçekleştirdiği röportajların bu haftaki konuğu Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi ’nden Op. Dr. Burhan Baylan olmuştu.  Op. Dr. Baylan ile gerçekleştirilen röportajların ilk bölümü dün yayınlanmıştı. Bugün ikinci bölümü okuyucularımız ile paylaşıyoruz. Baylan, bu bölümde prostat kanserine karşı 45 yaş üzerindeki erkeklere hiç bir şikayeti olmasa bile üroloğa görülmesi çağrısında bulunuyor. 

Esma Azbay’ın Op. Dr. Burhan Baylan ile gerçekleştirdiği röportajın ikinci bölümüne kulak verelim:

BAYANLARDA İDRAR KAÇIRMA RAHATSIZLIĞINA DİKKAT

Esma Azbay: Kadınlar üroloji alanında ne tür şikayetlerle size başvuruyor?

Burhan Baylan:Bayanlarda da gördüğümüz en sık hastalık taş hastalıkları. Bayanların erkeklerden farklı olarak gündelik hayatında en sık yaşadığı problem, idrar kaçırma, idrar tutmakta zorlanma şikayetleriyle hastalar bize geliyor. İdrar kaçırmanın tipi değişiklik gösterebiliyor. Bazı idrar kaçırma problemiyle gelen hastalar, öksürük hapşırmakla, gülmekle veya yerden ağır bir cisim kaldırırken, veya bir pozisyon değiştirirken, kaçırma yaşadıklarını söyleyerek başvuruyorlar. Bu tip durumlarda ilaç tedavileri deneyebiliyoruz. 

GÜNLÜK YAŞAMI OLUMSUZ ETKİLİYOR

Bunun haricinde bayanlarda sık görülen çok önemli bir diğer rahatsızlık, aşırı aktif idrar kesesi olarak bilinen, kişinin çok sık idrara gitmesi, sürekli idrarı varmış gibi hissetmesi ve bunu erteleyememesi, sık karşılaştığımız problemlerden bir diğeri. Normalde bir insanın idrar kesesinin dolmaya bağlı olarak uyarılma eşiğiyle birlikte gün içerisinde 4-5 kez idrara çıktığını düşünebiliyoruz. Ama aşırı aktif mesanesi olan kişilerde bu uyarılma eşiği çok fazla oluyor. Az bir miktarda dolmada bile hastada çok aşırı uyarılma oluyor ve hasta tuvaleti varmış gibi tuvaletini yapma ihtiyacı hissedebiliyor. Bu tabii günlük sosyal yaşantıyla da ilgili olup, stres faktörleri de tetikleyebiliyor. Sigara kullanılması, beslenme alışkanlıkları, kişinin psikolojik yapısı ile de alakalı olan durumlarda tetikleyebiliyor idrar problemlerini. Bu durumlar için basamak halinde kullandığımız ilaç tedavileri var. En basit tedaviden en üst düzey tedavi yöntemine kadar uygulayabiliyoruz. Çok ciddi ilaç tedavilerine yanıt alamadığımız hastalarda, idrar kesesindeki bu aşırı uyarılma halini rahatlatabilmek için botoks işlemi uyguluyoruz. Botoksun kullanım alanları genel olarak çok geniş, biz de botoksu bu tip ürolojik durumlarda kullanıyoruz. Bu işlem sonrasında hastalarda ciddi anlamda fayda görüyoruz.

Esma Azbay: Peki hocam, ne zaman üroloğa gidilmeli?

PARMAKLA PROSTAT MUAYENESİ YAPIYORUZ

Burhan Baylan: Erkek hasatlarımızda akciğer kanseri ilk sırada, ikinci sırada da prostat kanseri çok sık görülüyor. Prostat kanserlerinde 45 yaş üzeri erkek hasta yılda bir sefer muhakkak hiçbir şikayeti olmasa dahi bir üroloğa kontrol amaçlı muayene öneriyoruz. Bunu önermemizin sebebi; hasta geldiği zaman parmakla prostat muayenesi ediyoruz, bu muayene önemli çünkü, kişinin kendi kendine tespit edemeyeceği, bizim yaptığımız muayene esnasında tespit edeceğimiz bir anormallik görülebilir. Örneğin kadınlarda meme kanserinde kişiye kendi kendine bir muayene öneriliyor. Muayenesi esnasında ele gelen bir sertlik olup olmama durumunda kişiye kendi periyodik muayenesi öğretiliyor. Erkekler de aynı şey mümkün olmadığı için, üroloğa özellikle başvuru öneriyoruz. Erken teşhis için yılda bir sefer muayeneye gelinmesi oldukça önemli. 

PROSTAT KANSERİNİN ERKEN TEŞHİSİ EDİLİRSE KURTULMA ŞANSI ÇOK YÜKSEK

Diğer bir kısım da, prostat hastaları için kan tahlilinde baktığımız prostat hormon değeri var. PSA adında prostata özgü olan bir değerdir bu. Bu değer de bir yükseklik var ise ve muayenede de bir anormallik çıktıysa hastaya biyopsi yapılmasını önerebiliyoruz. Varsa bir prostat kanseri erken aşamada tespiti bizim açımızdan önemli. Çünkü hem çok sık görülen kanser türü olması nedeniyle hem de geç tanı aldığında, belli bir aşamayı geçtikten sonra elimizdeki seçenekler azalıyor. Erken aşamada yapılan tespitte, prostat kanseri için yapılan ameliyatla hastanın tamamen kurtulma şansı çok yüksek. 

GEÇ KALINIRSA KOMŞU ORGANLAR OLUMSUZ ETKİLENİYOR

Diğer bir konu ise iyi huylu prostat büyümesidir. Bizim toplumumuzda genel olarak doktora geç başvurma, belirtileri ihmal etme, en son aşamada doktora gelme durumları çok yüksek maalesef. Prostat büyümelerinde de bazen çok geç aşamaya gelindiği andan itibaren, komşu organları da olumsuz etkiliyor. Örneğin idrar kesesini etkiliyor, kesenin yapısında bozulmalara neden oluyor, ya da böbrek fonksiyonlarında bozulmada gösterebiliyor. Bu yüzden işeme problemleri bizim için çok önemli. İdrar yaparken zorlanma halinde, sık idrara çıkma durumunda, idrarı tam boşaltama olsun bunlar hep prostata yönelik düşündüren belirtilerdir. Bu şikayetler görüldüğünde muhakkak bir doktora başvurulması gerekir. 

İDRARDAN KAN GELMESİNE DİKKAT

Özellikle kanser için en önemli belirteçlerden bir diğeri ise, idrardan kan gelmesi. Çünkü normalde idrardan kan gelmesi beklenen durum değildir. Böyle bir durum kanser açısından çok ciddi bir belirteçtir. Özellikle idrar kesesi kanserlerinde, hastanın gözle görülebilen ya da görülmese bile yaptığımız idrar analizinde tespit edilebilen bir kanama hadisesi durumu idrar kesesi kanserleri için ciddi bir uyarıcıdır. Bu durum iyi huylu hadiselere, veya basit bir enfeksiyon ya da bir taş düşürme durumuna bağlı olabilir. Bunların dışında bir kanserin belirteci de olabilir. Bizim açımızdan da hastalarımızın açısından da oldukça önemlidir. Biz hastalarımıza da idrardan kan gelme durumunun ciddi olabileceğini söylüyoruz. Bunun araştırılıp iyi ya da kötü huylu olup olmadığını erken belirlemek önemlidir. Erken tanı koyulduğu zaman hastayı daha basit müdahalelerle kontrol altına almış oluyoruz. Erken aşamada yapılan müdahaleler daha ileri tedavi yöntemlerine gerek kalmadan hastalığı kontrol altına almış oluyoruz. Özellikle erken evre idrar kesesi kanserlerinde, idrar kesesini almamızı gerektirmeyecek düzeyde tedavilerimiz var. Bu tedavi yöntemleri idrar kesesine bir sonda takıp kemoterapi uygulayabiliyoruz. İlaç tedavileri uygulayabiliyoruz, ya da önümüzde özel bir tedavi olarak verem aşıları var. Verem mikroplarını o bölgeye uygulayarak, idrar kesesi kanserini de vücudun bağışıklık sistemini uyararak kanseri kontrol altına alabiliyoruz. Bunların hepsi erken aşamada teşhis koyduğumuz hastalara daha az zarar verici yöntemlerle tedavi ettiğimiz uygulamalar. Bu sebeple belirli bir yaşa gelindiği takdirde diğer belirtiler hariç, hiçbir şikayeti olmayan yetişkinler de kontrol amaçlı ürologlara gitmeliler.