Bir önceki yazımda Rönesans dönemine değineceğimden bahsetmiştim. Rönesans; 15.yüzyılda İtalya’da başlayan aydınlanma dönemidir. Rönesans döneminde yaşanan değişimler mükemmel sonuçlar ortaya koymuştur. Dünyanın bilim, sanat, arkeoloji, tarih, edebiyat, insan sevgisi( hümanizm) , kültür ve daha bir çok alanda geliştiği bir dönemdir. Rönesans dönemi, insanlık tarihine katkılarının yanı sıra, bir de Rönesans insanı diyebileceğimiz çok yönlü, her yönüyle seçkin ve üstün yeteneklere sahip insan türünü, 15. Yüzyıldan başlayarak bu türün çok seçkin örneklerini ortaya çıkarmıştır. Çağının kültürünün tüm öğelerini özümsemiş bu insan çok yönlüdür. Rönesans insanının en bilinen örneği Leonardo da Vinci ve Leo Battista Alberti’dir. Örneğin Leonardo da Vinci, hem insan anatomisi üzerinde çalışmış, hem matematikle ilgilenmiş, mekaniğe merak salarak helikopterin atasını tasarlamış, hem de heykel ve resim sanatlarında eserler vermiştir.

İşte bu türden evrensel Rönesans insanlarını Osmanlı’da da buluyoruz. Ayrıca Osmanlılar bu tür insanlara bir de ad vermişlerdir; Hezar-fenn. Kanuni döneminde yaşamış Matrakçı Nasuh böyle seçkin özelliklere sahip bir Rönesans insanıydı. Tarihçi, matematikçi, sporcu ve silahşör, hattat ve ressamdı. Ayrıca Matrak oyununu bulmuştur. Bu oyunun bir çok çeşidi olmakla birlikte , asıl bilinen türü günümüzde eskrim gibi uyumlu ve tartımlı hareketlerle sanki bir dans gibi yapılanıdır." />

Rönesans döneminde, Osmanlı’da Matrakçı Nasuh gibi Hezarfenlerin yetişmesinin yanı sıra; Avrupalı tüccarlarla yapılan ticaret yoluyla, Osmanlı halı motifleri, kitap ciltleme gibi Osmanlı’ya has teknikler Avrupa’ya tanıtılmıştır.

Rönesans dönemini konu alan araştırmalar çoğunlukla dönemin Avrupa’sıyla sınırlı kalmakta, o dönemde Asya ve Doğu kültürlerini görmezden gelmektedir. Oysaki dönemin ruhunun, Asya ve Doğu kültürlerini etkilememesi düşünülemez.

Haftaya başka bir yazıda buluşuncaya dek hepinize iyi haftalar.