Türkiye’de partiler en çok neyle imtihan oluyor diye düşünüyorum bir kaç gündür. 

Sanırım bu sorunun yanıtını buldum.

Partiler er ya da geç en büyük imtihanını kendi isimlerine karşı veriyor. 

Her parti zaman içinde kendi isminin zıttına dönüşüyor. 

Nasıl mı hemen açıklayayım.

İktidar partisi örneğinden muhalefet partilerine doğru yola çıkalım.

Adalet ve Kalkınma Partisi… (AK Parti)

Türkiye’yi 20 yıldır yöneten bu parti şimdilerde en ağır imtihanını kendi ismine karşı veriyor. 

Çünkü adalete olan güven her geçen gün azalıyor, kalkınma ise her geçen gün zayıflıyor. 

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı'nın (OECD) raporuna göre, Türkiye’de vatandaşların adalete olan güveni son 10 yılda 22 puan birden eridi. 

Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde Türkiye 2021 yılında 139 ülke arasında 117’nci sırada. 

Türkiye’yi Kongo, İran, Gine, Nijerya gibi ülkeler takip ediyor. 

Kamudaki liyakatsız atamalar ise insanların adalet duygusuna olan inancı her geçen gün biraz daha söndürüyor. 

Yakın tarihimizden örnek vererek bu düşüncemizi kuvvetlendirelim.

Yine çok uzaklara gitmeyelim, Afyon’dan bir örnek verelim. 

FETÖ’nün “FETÖ” olmadan önce Afyon’da düzenlendiği Türkçe Olimpiyatları’nda örgüt liderine methiyeler düzen kıymetli yöneticilerimiz adalet karşısında hesap verdi mi?

Benim gördüğüm hayır, hesap vermiş olsalar bugün hala bazıları yönetim kademesinde yer almazlardı diye düşünüyorum. 

Ancak sıradan bir öğretmen, sıradan bir memur bugün ya hapiste, ya da yargılama sürecinde. 

Şimdi böyle bir tabloda adalete nasıl güvenlim?

Basit bir soru sordum.

Beni aydınlatırsanız sevinirim. 

Kalkınma ise ekonomideki belirsizliklerden dolayı neredeyse durma noktasına geldi. 

Her yıl ‘bu sene kesin açacağız’ denilen Ankara-Afyon hızlı tren hattı projesinin hala açılamaması bunun en büyük örneği.

Yani özetle Adalet ve Kalkınma Partisi içinde şu an sadece “parti” kelimesi kalmış gibi görünüyor. 

Gelelim ana muhalefet partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi’ne…(CHP) 

Bu parti içinde yer alan en önemli kelime ise “Halk”…

Hatta benim köyümde ve bir çok Anadolu köyünde bu parti için “Halk Partisi” derler…

Ancak AK Parti gibi CHP’de ismiyle sınanan partilerden.

CHP’ye baktığımızda cephede savaşmış, kurtuluşu gerçekleştirmiş kurucu bir parti görüyoruz. 

Bu büyük dönüşümü sağlayan parti zaman içerisinde nasıl bir erozyona uğramış ki halktan süratle kopmuş.

Bunu ben demiyorum. 

CHP’li Haluk Koç 2008 yılında söylüyor…

Şöyle diyor Haluk Koç: “CHP, Ankara'ya sıkışan bir siyasetin uygulayıcısı oldu.

Sokaktaki gerçeğe gözlerimizi kapattık. CHP'deki liderlik anlayışı ve

uygulaması maalesef halkla buluşmuyor”

CHP, 2008’e göre elbette değişti. 

Büyükşehir belediyelerini almaları bunun en büyük göstergesi. 

Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun il il dolaşıp esnafları ziyaret etmesi, sosyal medya hesaplarından sıcak mesajlar vermesi güzel. 

Ancak Afyon gibi pek çok Anadolu şehrinde halka inmede hala sorunlar var. 

Neden? 

Bu sorgulanmalı.

CHP İl Başkanı Yalçın Görgöz, “Afyon’da 2 milletvekili çıkarıyoruz, 3’ncü için uğraşıyoruz” diyor.

Bu şu demek, “Afyon’da 70 binlerde olan oyumuzu 140, 150 binlere getirdik, daha üstüne çıkıyoruz” demek. 

Bu söz bana hiç inandırıcı gelmiyor. 

Elbette bunun sonucunu ilk seçimde göreceğiz. 

İşin özeti CHP, yıllar evvel kaybettiği adındaki “halkı” hala tam anlamışla bulabilmiş değil.

Gelelim Milliyetçi Hareket Partisi’ne… (MHP)

Bu partininde imtihanıda bana göre adındaki “Hareket” kelimesinde.

Çünkü partinin sahadaki hareketliliği her geçen gün azalıyor. 

Afyon’dan örnek vermek gerekirse, Milletvekili Mehmet Taytak şehre gelinceye kadar parti son derece pasif modda hareket ediyor. 

Taytak bir geliyor, arka arkaya ziyaretler yapılıyor, sonra bir gidiyor gidiş o gidiş… 

Yüzünü, sesini, varlığını unutmayalım diyerek arada sırada Ankara’da bir kaç bürokrat ziyaretinde bulunduğuna dair fotoğraflar, açıklamalar servis ediliyor. 

Daha önce yazmıştım, yine yazayım. 

İl Başkanı Mehmet Kocacan, il başkan yardımcılığı döneminde çok daha aktifti. 

Şehirle ilgili yapıcı eleştiriler yapardı. 

Olaylara farklı bir pencereden bakar, baktığını saklamadan söylerdi. 

Cumhur İttifakı ile birlikte ne yazıkki Mehmet Kocacan diline mühür vurmak zorunda kaldı. 

Artık basın toplantısı bile ayda yılda bir düzenleniyor. 

Genelde açıklamalar yazılı yapılıp mail kutularına gönderiliyor. 

Gönderilen açıklamalarda bir kaç satır Afyon’dan bahsediliyor, geriye kalan açıklamalar ise Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin sözleri oluyor. 

İşin özeti, MHP’nin adındaki “Hareket” yerini her geçen gün daha çok hareketsizliğe bırakıyor. 

İYİ Parti, Demokrasi ve Atılım Partisi ve Gelecek Partileri’ni uzun uzun değerlendirmeyeceğim.

Çünkü bunlar yeni kurulan partiler, yönetim kademesinde bugüne kadar yer almadıkları için imtihanlarını  yorumlamak için biraz daha izlemekte fayda var. 

Ancak onlar için bir temennim var. 

Umarım isimleriyle sınanan partiler kervanına katılmazlar. 

Yoksa her birinin zıt anlamını buraya yazmak istemem. 

Hele hele isimlerinin tam zıttı olan bu partiler tarafından yönetilmek hiç istemem. 

İsmiyle sınanan ancak bu imtihanı başarıyla geçen partilerin iktidar olması dileğiyle…