Tarihte görülen salgınların korkutucu yanları ve zombi filmlerinin yaşamdan kopuk hikayeleri ile virüsler, bilinçaltında bir korku kaynağıdır. Bunlara bir de birbirinden kopyalanmış, yazılar, videoların Whatsapp, Twitter, Facebook, bloglar aracılığıyla paylaşılmasına görsel ve yazılı medyadaki bilgi kirliliği de eklenince panik hızla yayılmaktadır. Tüm bu mecralarda yer alan kişisel görüşler, deneyimler, yanlış ve yanıltıcı bilgiler halkı paniğe sevk etmektedir.

Korku salgından daha hızlı yayılmaktadır. Basın nadir görülen durumlara daha fazla yer verme eğilimindedir ve dramatik olaylar ve haberler de insanların daha fazla ilgisini çekmektedir.

Salgı sırasında krizi yönetmek için medya ile sıkı bir iş birliği gerekmektedir. Burada anahtar kelime sıkı ve şeffaf iletişimdir. Gazeteciler, blog yazarları, bilim insanları ve sosyal medya kullanıcıları da doğrulanmamış bilgileri yayınlamaktan ve paylaşmaktan kaçınmalıdır. Öte yandan sosyal medya hem doğru bilginin hem de yanlış bilginin bir arada bulunduğu belirsiz bir alanı oluşturmaktadır. Sosyal medyada okuduğumuz bilgilerini veya videoların doğruluğu mutlaka sorgulamalıyız, paylaşmadan önce geçerli ve güvenilir kaynaklardan gelip gelmediğini kontrol etmeliyiz.

Coronavirus enfeksiyonu nedeniyle televizyonlarda yapılan programlara konunun uzmanı olmayan kişilerin davet edilmesi ve internette buldukları bilimsel bir kanıta dayanmayan bilgilerle uzmanı olmadıkları konularda abartılı konuşmaları da paniğin yayılmasına neden olmaktadır. Aslı korunma önlemlerini dışlayan, Türklerin genetik olarak korunduğu, kelle paça, sirke gibi yiyeceklere odaklanılması da yalancı güven hissini körükleyen durumlardır.

Bu dönemde odaklanılması gereken asıl konu salgından nasıl korunacağımız, hangi önlemleri ülke ve kişi olarak alacağımızdır.

Coronavirus salgının önlenmesi için Sağlık Bakanlığını önerdiği 14 kurala uyulmalıdır.

Alınacak basit kişisel önlemler hastalığın bulaşmasını ve yayılmasını azaltabilecektir. Özellikle el yıkama, el dezenfektanı kullanımı, öksürürken ağzın tek kullanımlık mendil ile kapatılması, sosyal mesafenin korunarak (1 metre), kişilerle yakın temastan, el sıkışmaktan, sarılmaktan kaçınılması başlıca önlemlerdir.

Gerekmedikçe toplu yaşam yerlerinde bulunulmamalı ve evden çıkılmamalıdır.

Toplumda hastalıktan korunmak amacıyla maske kullanılmasına, eldiven takılmasına gerek bulunmamaktadır. Maske ve eldiven kullanımı yalancı güven hissi vermekte ve bulaşmayı da artırma potansiyeli bulunmaktadır.