"Türkoloji yabancılar için bir meslek, Türkler için ise milli bir görevdir."


Dünyanın farklı ülkelerinden gelen öğrenciler ONLAR.
Dil farklı.
Din farklı.
Irk farklı.
Ten rengi farklı.
Kültürler farklı.
Veee siz Türkçe bayrağı altında birleşiyorsunuz.
O kadar güzel ve farklı bir his ki.
Bu hissi yaşamak lazım, tam anlamıyla anlamak için.
Bu yola gönül vermek lazım.
Uzun bir yol bizimki.
Sabır var.
Emek var.
Öğretmek var.
"Öğrenmek" var.
O kadar çok 'güzel 'var'ımız var ki.
Bu da güzel ülkemin var olan güzelliklerine ufak bir örnek olsun o zaman.
Geçen gün Etiyopya'dan gelen öğrencim söz aldı.
Dedi ki; " Hocam bizim topraklarımız çok sömürüldü. Ama sadece Türkler sömürge amacıyla gelmedi. Sizler bizim gerçek dostumuzsunuz. Şimdi de bu yüzden bunun bilinciyle burada eğitimimize devam ediyoruz. Her daim size gönül borcumuz olacak."
Mutlu oldum. Gurur duydum.
Fazla söze ne hacet.
Türkler her daim beklenen.
Türkler her daim koruyucu.
Her daim BÜYÜK.
Bu arada Etiyopya demişken, bu ülkeyle ilgili yine aynı öğrencimden bir şey daha öğrendim.
Etiyopya takvimi eski tabiriyle Habeşe Takvimi, Miladi takvimdeki tarih ilerleyişini yaklaşık 7 yıl 8 ay geriden takip ediyormuş. Yine onların takviminde 30 günden oluşan 12 ay ile 5 veya 6 artık günü içeren 13'üncü ay bulunuyormuş.
Yani şu an 2012 yılındalar.
Ne yapsak, Etiyopya topraklarına gitsem de 7 sene öncesinde olarak bir doğum günü kutlasam mı diye düşünmeden edemedim.:)
Hesabı boş verin. 2012 tarihini görmek yetti.
Sınıfımda da sesli dile getirince güldük. Yine eğlendik.
İşte böyle...
Her şeyin özü gerçek sevgi, samimiyet olunca büyüklüğünüz de güzelliğiniz de anlaşılıyor her yerde.

S'ev'giyle...