( ya da zaman hırsızlarının ve çalınmış zamanı insanlara geri getiren çocuğun tuhaf öyküsü)

Bu hafta bir romandan bahsetmek istiyorum sizlere. Michael Ende’nin Momo isimli romanından. Sevilen ve okunan bir roman olan Momo,  fantastik roman ve gençlik  felsefesi türlerinde kategorize edilmiş. Roman kimsesi ve kalacak yeri olmayan  bir kızın, mahallelinin yardımıyla bir antik tiyatroya yerleşmesi ve mahalleli ile ilişkileriyle başlıyor. Momo sıradan görünen fakat sıradışı özelliği olan bir kız. Bu sıradışı özelliği ise “dinlemek". O kadar usta bir dinleyici ki Momo: “ karşısındakileri, aptal insanların bile aklına parlak düşünceler getirtecek şekilde dinlerdi.” 

Romanda “zaman” kavramı çok ustaca işleniyor. Tam da bu noktada, felsefede zaman kavramı nasıl ele alınmış çok kısaca, bir kaç alıntıyla sizlerle paylaşmak istiyorum. 

Zaman kavramı binlerce yıldır felsefecilerin üzerinde çalıştıkları bir kavramdır. İlkçağ düşünürü olan Aristoteles’in zaman anlayışı değişim ya da devinimle doğrudan ilgilidir. Aristoteles‘in zaman görüşü şimdiki an üzerine kurulu gibidir. Bir filozof ve tanrıbilimci olan Aziz Augustinus ise zamanı şu sözlerle tanımlar:

“Peki o halde zaman ne? Hiç kimse bana sormazsa biliyorum da biri sorup da ona açıklama yapmam gerektiğinde bilmiyorum. Buna rağmen bildiğimden eminim diyeceğim bir şey varsa o da şudur; hiçbir şey geçip gitmemiş olsa geçmiş zaman olmaz…”

Tasavvuf alimlerinden Mevlana Celaleddin Rumi ise zamanla ilgili şöyle demektedir:

“Geçmiş ve gelecek tanrıyı bizim gözümüzden saklar. Her ikisini de ateşe atıp yakmak lazım. Sufi ibn-ül vakittir. Fakat vakitten de kurtulmuştur, halden de.”

Einstein; İzafiyet Teorisi adıyla bilinen özel görelilik kuramını açıklarken zamanın göreliliğini şu sözleriyle anlatmaktadır:

“Bir adam güzel bir kızla oturup bir saat geçirdiğinde, bu süre kendisine bir dakika gibi gelir. Bir de bu adamı 1 dakika için sıcak bir fırının üstü oturursanız, bu süre ona bir saatten uzun gelecektir. “

Bu da demektir ki zamanı algılayaşmız bulunduğumuz yer, mekân ve duruma  değişiklik göstermektedir. Aslına bakarsak kısaca yaptığım bu alıntılarla zamanın, bulunduğumuz ortama, mekana, en çok da duygularımıza göre değiştiği yaşadığımız bir gerçek. Bu da zamanın her ne kadar biz zamanı programlasak da, doğrusal bir şekilde ilerlemediğini, kişisel algılayışımızla ilgili olduğunu göstermekte.  

Gelelim romanda zaman kavramının işlenişine. Momo’nun çevresiyle  ilişkilerine değinilirken,   “zaman” kavramı romanın başlıca konularından biri haline geliyor. Yazar zaman kavramını büyük bir ustalıkla ele alıyor romanda  ve çok ince bir şekilde okurları zaman hakkında düşündürüyor. Michael Ende’nin başka romanlarını da okumuş ve çok beğenmiştim  ama, Momo'nun yeri ayrı. Odtü Oyuncuları tiyatro topluluğu Momo'yu tiyatro oyunu haline getirip sahnelediler. Oyunun son gösterimi Kasım 2016’da yapılmış. Umarım oyunu izleme şansım olur bir gün. 

Sanatın her dalının her zaman hayatlarımızda olması dileklerimle 

Sanatla kalın.