“Memuru süslü avrat,

Zengini hayırsız evlat,

Politikacıyı kuru inat bitirir.”

Çocukluğumuzda radyoda halk hikâyeleri anlatılırdı.

Hikâyenin sonunda anlatıcı “Halk baba doğru söyler” derdi.

Başlığın altındaki sözleri de nasihat olarak halk arasında söylenen sözlerdir.

Haklılık payı yaşanarak öğrenilmiş olmasıdır.

Sevgi yılı sebebi ile yazdığım yazımda sevgi diline davet etmiştim.

Maalesef geçen hafta meclis çatısı altında en üst kademeden başlayarak bir hakaret etme yarışı başlatıldı.

Tüm yaşananlar toplumun gözü önünde meydana geldi.

Bilinçli vatandaşlar bunun doğru olmadığında hemfikir.

Ancak takım tutar gibi parti tutan vatandaşlarda kendi arasında bu hakaretlere ortak oldular.

Önce toplumun gözü önündeki siyasiler olmak üzere hepimiz sözlerimize dikkat etmeliyiz.

Güzel ülkemiz gerçekten zor günler geçiriyor.

Ekonomik şartalar gittikçe kötüleşiyor ve yakın vade de düzelme sinyali vermiyor.

Dış politikadaki yalnızlığımız giderek artıyor.

Heyetlerimizin gördüğü saygısızlık canımızı acıtıyor.

Ortak akılla bu sıkıntılardan kurtulma imkânımız varken kuru bir inatla aynı hataların tekrarlanması vatandaşı üzmektedir.

Bu sıkıntılardan çıkmanın yolu;

Önce birbirimizi dinleyip saygı göstermeliyiz.

Acilen tüm kurumlara katılımcı demokrasiyi yerleştirmeliyiz.

Hepimiz ne üretebiliyorsak hemen üretime katkı vermeliyiz.