Kulağımıza gelen bazı sözler oluyor.

Afyon Postası’nın etkisini enselerinde hisseden kelli felli insanlar işi gücü bırakıp sağda solda dedikodu yapmaya başlamış.

Hatta aralarında bizim camiadan olanlarda yok değil…

Bir tanesi, “Şu il başkanı bu gazeteye para veriyormuş” derken, bir başkası, “Şu oda başkanı da bu gazeteye para basıyormuş, hatta bu odanın başkanı gazetenin ortağıymış” diye ekleme yapıyormuş. Bir diğeri o esnada araya girip “Sanal bunlar sanal… Kandırıyorlar insanları” diyerek küçümseme gayretine düşüyormuş.

Bunları söyleyenleri işittiğimde gerçekten kendilerine acımaya başladım.

Önce şunu söyleyeyim.

Afyon Postası’nın harcında alın teri, emek, doğruluk, dürüstlük ve cesaret var.

Ne dün ne bugün ne de bundan sonra bu gazetenin kasasına illegal bir para girmemiştir, girmeyecektir.

İnterneti, sosyal medyayı küçümseyip sabah akşam bu alanda öne çıkmak için kırk takla atanlar çıkıp bizi “sanal bunlar” diyerek küçümsemeye çalışıyorlar…

Size bir şey söyleyeyim mi…

Ne olur böyle devam edin.

Siz böyle dedikodu üretmeye, yalakalık yapmaya devam edin.

Biz, bu esnada sokakta insanların gerçek gündemini yansıtmaya devam edeceğiz.

Bizim üzerimizde günde 30 bin kişinin güvenerek ziyaret ettiği bir mecra olmanın sorumluluğu var.

Benim internet sitemi ya da gazetemi de günde 10 kişi okumasa belki bende sizin gibi dedikodu yapardım.

Ama gerçekten benim sizin bu kuruntularınıza ayıracak hiç vaktim yok.

EVİNİN KAPISINI AÇAN ADAMIN SÖYLEDİKLERİ…

Daha geçen gün AK Parti İl Başkanlığı’nın bulunduğu caddeden aracımla geçerken bizzat yaşadığım bir olayı paylaşmak istiyorum.

Üzerimizdeki sorumluluğu belki de en iyi bu yaşanmışlık anlatacak.

Araç park etmek için yer aradığım esnada ellili yaşlarda bir hemşerimiz cama yaklaştı ve ‘bizim evin bahçesine bırak aracını’ dedi ve girişi gösterdi.

Aracı park edip yanlarına vardım.

4 kişilik bir gruptu.

Güneşleniyorlar ve sohbet ediyorlardı.

İsmini söyledi, bana karşı evinin bahçesini gösteren hemşerimizin ağzından şu sözler döküldü:

“Biz buraya kendi aracımızdan başka araç koydurmayız, ama senin aracında Afyon Postası yazısını gördüm, o yetti. Şunu bil, bir tek sen kaldın. Bu çizgini hiç bozma. Her gün düzenli sizi takip ediyoruz. ”

Teşekkür edip yanlarından ayrıldım.

Her ne kadar birileri “sanal bunlar sanal…” diye küçümsemeye çalışsa da, bizim adımıza leke sürmeye yeltense de sokaktaki karşılığımız bu.

Çok şükür…

Allah bizi şaşırtmasın, doğruya yanlış yanlışa doğru dedirtmesin.

Allah bizi bizim dedikodumuzu yapmaktan öteye gidemeyenlerin durumuna düşürmesin.

Amin.

ŞUHUT’UN BAŞKANI…

Dün Afyon’un e-ticaret markası olan albikere.com’un 1. Yaşı doldu.

Lansman toplantısını yakından takip ettim.

Toplantı sonrasında haberimizi yayına vermeye hazırlandığımız esnada Şuhut Belediye Başkanı Recep Bozkurt yanıma geldi ve “Nail Bey kolay gelsin nasılsınız” diyerek söze girdi.

Okurlarımız iyi bilir, Sayın Başkana karşı zaman zaman sert eleştirilerimiz olmuştu.

Eleştirilerimiz sonrasında kendisi de bize karşı ‘sözde gazeteci’ diye yanıtlar vermişti.

Bu yanıtların kendisine yakışmadığını yazılarımda ifade etmiştim.

Dün bizzat yanıma gelerek işlerimizde kolaylık dilemesi, sohbet etmesi, iletişim kurması sayın başkana gerçekten çok yakıştı.

Bu memleketin eleştirmeye, eleştirilmeye, konuşmaya, tartışmaya bütün bunların sonunda ise yeniden bir araya gelmeye ihtiyacı var.

Bu yüzden Sayın Başkana göstermiş olduğu incelik ve nezaketinden dolayı teşekkür ediyorum.

Sayın Başkana ayak üstü bir teşekkürüm daha oldu.

Şuhut Belediyesi tarafından Büyük Taarruz ’un 100. Yılı kapsamında hatıra paraları bastırıldı.

Geçtiğimiz haftalarda Sayın Başkan tarafından imzalanmış bir mektupla bu hatıra parası bana da ulaşmıştı.

Eşim Esma Hanım, yazılarımı yazdığım çalışma masamın hemen yanına konumlandırmıştı hatıra parasını…

Gerçekten çok anlamlı ve güzel bir çalışma olarak değerlendirmiştim.

Aslında bunu o günlerde yazıp kendisine buradan teşekkür edecektim ama araya bayram girdi, yoğunluklar arttı derken ister istemez ötelenmiş oldu.

Ya da itiraf edeyim Sayın Başkan bizden önce nezaketli davrandı.

Emeğine sağlık.

Bildiğim kadarıyla değerli büyüğüm Murat Akarçay’ın da burada bir emeği, gayreti var.

Onunda emeklerine sağlık.

Bu işe emek veren bu memleket için çalışan herkesin emeklerine sağlık.

Bu memleket kendisi için alın teri dökenlerin omuzlarında yükselecektir.

Buna inancım sonsuzdur.

Bugünlük bu kadar.

Görüşmek ümidi ile…