“Kalbimizin ihtiyacı olan kanı kendisine getiren koroner arterlerin zaman içinde çeşitli risk faktörleri ile etkilenerek daralma ve tıkanmalarını koroner arter hastalığı olarak tanımlamaktayız” diyen Becit, “Koroner arter hastalıkları, ülkemizdeki ölüm nedenlerinin ilk sırasında yer almakta olup yılda yaklaşık 200 bin kişi bu nedenle hayatını kaybetmektedir. Bu hastalığa yol açan risk faktörlerinin bilinerek, koruyucu önlemlerin alınması, hastalığın tedavisi kadar, hatta daha da önemlidir” şeklinde değerlendirmede bulundu.

“Erken evrede bulgu olmayabilir”

Hastalığın erken evresinde, koroner damarlarda henüz önemli bir darlık oluşmamışken hiçbir bulgu olmayabileceğini kaydeden Becit, “Göğüs ağrısı başlangıçta sıklıkla egzersiz ile ilgilidir. Özellikle yokuş veya merdiven çıkarken veya yemek sonrasında göğüs kemiği üzerinde, sıklıkla sol kola veya çeneye yayılan sıkıştırıcı tarzda bir ağrıdır. Farklı şekillerde de ortaya çıkabilir. Dinlenmekle 5-10 dakikada geçer. Egzersiz kapasitesinin kısıtlanması, çabuk yorulma, eforla gelen nefes darlığı, bayılma hastalığın belirtileridir. Bazen koroner arter hastalığının belirti vermeyebileceği veya ilk belirtisinin miyokard enfaktüsü olabileceği de unutulmamalıdır” şeklinde konuştu.

“Sigara en önemli risk faktörlerinden biridir”

Koroner arter hastalığından korunma yollarından da bahseden Becit, “Sigara içilmemelidir. Sigara en önemli risk faktörlerinden biridir. Eğer yüksek tansiyon veya şeker hastalığınız varsa bunların diyet ve ilaçla kontrol altına alınması önemlidir. Yüksek kolesterol düzeyleri diyetle veya ilaçla kontrol altına alınmalıdır. Alkol ve kahve kullanımı azaltılmalıdır. Düzenli yürüyüş ve egzersiz yapılmalıdır. Fazla kilolardan kaçınılmalı, boya göre4 uygun olan kiloya inilmelidir. Ayrıca stresli yaşantıdan da uzak durulmalıdır” şeklinde konuştu.