Kent Konseyi Başkanı Şemseddin Yasan, Kent Konseyi başkanlığı dışında yaptıklarıyla gündemde kalmaya devam ediyor. 

Önce sahte bir isimle sosyal medya üzerinden muhalefet partilerinin liderleri başta olmak üzere pek çok kişiye karşı yazdığı çirkin sözleri ortaya çıktı. 

Daha sonra Afyon’da 21 yıldır devam eden Caz Festivali hakkında “Bize göre bu festival lüzumsuz ve gereksizdir” sözleriyle dikkat çekti. 

Son olarak kimselere sormadan Kent Konseyi’nin logosunu değiştirmiş, bu logodan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Büyük Taarruz’da Kocatepe’de çekilen fotoğrafın yer aldığı silueti kaldırarak onun yerine Paşa Cami’ni koyduğu ortaya çıktı.

Belediye bu logo değişikliğinde “iyi niyet” olduğunu söylesede bunun çürük bir zihniyetin ürünü olduğunu düşünüyorum.

ADD BAŞKANI VELİ CENGİZ’DEN GELEN TELEFON

Afyon Postası’ndan olayın ulusal basına taşınmasıyla pek çok kişi aradı. 

Onlardan bir taneside Atatürkçü Düşünce Derneği’nin Başkanı Veli Cengiz Hocam…

Kendisi özetle şunu söyledi: 

“Ben bu konuda Mehmet Zeybek’in gerçekten haberinin olduğunu düşünmüyorum.

Çünkü kendisi Atatürk’ün bu logodan kaldırılan fotoğrafını çeken Etem Tem adına düzenlenen fotoğraf yarışmasına sonsuz destek veriyor. 

Kent Konseyi ile Salı günü bir araya geleceğiz. 

Bu konuyu soracağım”

Ben bu konuda Veli Cengiz Hocam’a katılıyorum. 

Bende şahsen Mehmet Zeybek’in bu logo değişikliğinden haberinin olmadığını düşünüyorum. 

Ancak burada artık Başkan Zeybek’in durup bir düşünmesi gerekiyor. 

Bu yolda kendisine zarar veren “yol arkadaşlarına(!)” bir bakması gerekiyor. 

Keşke daha ilk olayda hesap sorabilseydi Mehmet Başkan…

Bütün bu açıklamaları yapan kişinin sahte hesaplarla başka partilerin genel başkanlarına, il başkanlarına, milletvekillerine ağza alınmayacak sözler söylediğinin ortaya çıktığı gün, “Arkadaşımız mahlas kullanmıştır” diyerek savunacağına, kendisinden hesap sorsaydı… Sorabilseydi… 

“Yanlış yaptın Şemseddin” diyebilseydi… 

 “Sen Kent Konseyi başkanısın sen bu tür toplumu tahrik eden paylaşımlar yapamazsın” deseydi, bugünler yaşanmazdı. 

Caz Festivali hakkında söylediklerine, “Arkadaşımızın kendi düşüncesidir, belediyemizi bağlamaz” diyeceğine, “Şemseddin, biz belediye olarak bu organizasyonun en büyük sponsoru olduğumuzu her yerde söylerken senin söylediğin bu sözde nedir? Sen kent konseyi başkanısın bizden çok senin bu organizasyona destek vermen gerekirdi” deseydi ya da diyebilseydi bugün kendisinden habersiz o logo değişmezdi. 

Umarım Mehmet Başkan, bu sefer gerekeni yapar. 

Gerekeni yapmak yerine “yol arkadaşım” diyerek, yaptıklarıyla oturduğu koltuğu hak etmediğini ortaya koyan Kent Konseyi başkanını savunmaya devam ederse, daha çok kez başı ağrıyacaktır.

Bizden söylemesi… 

MHP YİNE SUSTU

Büyük Taarruz’un başladığı yerde bir ilin Kent Konseyi’nde Atatürk görseli kaldırılıyor.

Ağzı olan, dili olan konuşuyor.

Bu duruma baş kaldırıyor. 

Ama “milliyetçi” olduklarını, bu fikriyatı benimsediklerini söyleyen Milliyetçi Hareket Partisi’den bir Allah’ın kulu konuşmuyor. 

Hem Milletvekili Mehmet Taytak, hemde İl Başkanı Mehmet Kocacan görmedim duymadım bilmiyorumu oynuyor. 

Bütün bunları geçtim, MHP’nin Merkez İlçe Başkanı Fahri Fevzi Kartal, Kent Konseyi Başkanı’na hayırlı olsuna giderek fotoğraf çektiriyor. 

Bir önceki yazımda sormuştum.

“MHP’nin Afyon ile ilgili bir sözü kalmadı mı?” demiştim.

Bu soruma yanıt gelmedi. 

Uzun süredir devam eden suskunlarına yine devam ettiler. 

Bu şehirde binlerce insanı etkileyen Kentsel Dönüşüm konusu hakkında bir cümle kurmadılar. 

Şöyle yapılsa iyi olur demediler. 

MHP’nin fikri budur demediler. 

İl Başkanlığı binasından yürüyerek 10-15 dakikalık mesafede uygulanması planlanan Kentsel Dönüşüm konusunda “şu yanlış yapılıyor şöyle yapılabilir” diyerek bir fikir beyan etmediler. 

Sadece izlediler ve sustular. 

Tüm Türkiye, Kent Konseyi’nin logosu hakkında konuşuyor, MHP yine susuyor, MHP yine izliyor. 

Bu şehrin derdiyle dertlenmeyenler, bugün konuşmayanlar, yarın koro halinde haykırsa bile 

günü geldiğinde halkın iradesi karşısında ezilmeye mahkumdur. 

ŞEMSEDDİN EFENDİ

Son sözüm Şemseddin Efendi’ye…

Belediyenin söylediği gibi “iyi niyetle” o logoyu değiştirmediğini biliyorum. 

Meselenin bir logo değişikliği kadar basit olmadığınıda biliyorum.

Büyük fotoğrafa bakıldığında zehirli bir iklimi yansıttığınıda görüyorum. 

Ama senin bilmediğin ve görmediğin ya da görmek istemediğin bir şey var…

Mustafa Kemal’i logolardan silebilirsin. 

Ama o, Anadolu’nun temiz, kirlenmemiş vicdanlı insanlarının yüreğinde derin bir sevgi, saygı ve özlemle büyüyor. 

Vicdanı hür gönüllere bir çınar gibi kök salıyor.

Sen sadece bu dalları budamaya yelteniyorsun. 

Biz senin kestiğin daldada büyüyoruz. 

Biz bu günlerde onun söylediklerini sayenizde çok daha iyi anlıyoruz.

Teşekkürler Şemseddin Efendi. 

Sevgimizi, bağımızı kuvvetlendirdin.

Son sözü Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e bırakıyorum. 

"İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu "ben" kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!