Afyon’da bir zemheri sabahı.

Bütün gece gece tipileyen kar,gündüz de lapa lapa yağmaya devam ediyor.Sokak kapısının eşiğindeki iki basamak kardan görünmüyor.

Okul formaları üzerimizde,sobanın üzerinde kızarmış Afyon ev ekmeğine yağ sürüp,tuluk peynirini ekip,çayla tetik tetik yiyoruz.

Kulağımız aperloda,gözümüz televizyonda.

Haber bekleyoz.Ses yok.Forma,hırka üstüne gocuk ilanaya döndük,gıpırdıyameyoz.

Başımızda gocuğun şapkası,ağzımızı burnumuzu atkıynen doleyoz.Okul çorabının üstüne annemizin ördüğü yün patiği geyip  keçeli çizmeleri zorunan ayağımıza geçiriyoz.Annemiz peşimizde açıkta kalan yerlerimizi örtcen diye ittirip kaktırıyo.

Elinden gelse gözümüzü de gapacek.Robot gibi sırtımızda okul çantası gıccırt diye kara ilk adımı atan biz oluyoruz.Okul yörüme mesafesi 25 dakika olsada,her zamankinden on dakika önden çıkıyoz evden ki geç kalmayalım.Mahallede öğrenci akını başleyo.Kız kıza kol kola girip inadına yüzümüze yüzümüze çarpan karda yörümeye çalışıyoz.Kaldırımı boşve kardan göz gözü görmeyo.Tipil tipil dizimizi gasarek yörüye yörüye okula varıyoz.Okul kapısında rap rap rap karları silkiniyoz.Kapıda öğretmen “ Okullar kar nedeyiyle 3 gün tatil edildi çocuklar,evlerinize geri dönün!!”

Laha nediyen diye diye daha yaveşcene eve geri dönüyoz,netcez.Anneler tabi duymuş televizyonda.Sobayı harleyip üstünde goca çaydanlıkla çayı demleyip bizi bekleyibdurula.

Kardanadam gibi olmuşuz zati.Annler dızıkıp gapının önünde üstümüzdeki karı silkeleyip öne odaya sokuyo.Gızgın sobeye gucakleşivecez o derece donmuşuz.Geri durun üteği olceniz desede ıscağa ıscağa sokuluyoz.Hemen elimize çay duduşturup,ıslak gocukları,çizmeleri sobanın gıyısına goyuyo.Camdan karın yağışını izlemek ne güzel olurdu.Afyon kalesinin depesi tipiden görünmez etekleri fileli gibi bembeyaz olurdu.

          Kar dindi.Bütün gece ayaz üstüne düşeni edip yerleri dondurdu.

Dambeşler,yerler ıldır ıldır buz.

Öğlene doğru gökyüzü masmavi.Güneş ısıtmasada depemizden bakıyo.Mahallenin yokuşu tam kıvama gelmiş.Evden çamaşır ileğenini gapan dik yokuşun başına gonmuş.Bazı çocuklara bubaları tahtadan gaydırak edivemiş onlar da havalarıynen gelmişle.Yokuşun en depesine zorunan çıkıyoz.Gız erkek ayrım olmaz,herkes bir.Rengarenk gocuklar sırtımızda.Hurra!!!

Sıreynen yokuş aşşağı kayıyoz.Gaydıraklıların arada dakılıyo.Erkek çocuklar kenara alıyola.Teneke ileğenle naylon ileğen acayip kayıyo.Yerlere göğün mavisi yansıyana kadar eyicene buzlanınca dengede durarak teker teker aşağıya kadar düşmeden kayıyoz.Cıvıl cıvıl çocuk sesleri mahalleyi inletiyor.Akşama doğru büyük abeler gelmeden gayabildiğimiz gada çok gayıyoz.Annesi ünneyen evine gidiyo.

          Ertesi gün yokuş sakinleri gayıp düşmemek için buz pistine boydan boya kül dökmüşler.Nuzlamız karışsada karın tatilin tadını illaki çıkarıcez.Hemen iki grup olup kartopu savaşı ediyoz.Karı elinde yuvaleyip küteledin mi tam isabet ettircen.Sen ona,o sana saatlerce.Hep biz yendik,attığımızı vuruyozya gali.

Kardanadam edcez.Mahallede kar yumağı önde biz arkada böyüte böyüte gövdeyi kaktırıyoz.At,araba değmeycek bigıyıya elbirliğiyle adamımızı edip,evlere dağılıyoz.

          Kışın ev sobanın üzerinde börtmüş yazdan gurutulan biber,badılcan kokar.Börttürcek bakliyat olmazsa mandalin portakal kabuğu kokusu evi sarar.Kışın bereketi yaz kadar olurdu Afyon’da.

         Buzdolabından evvel evin gün görmeyen guz odasına çömleklere etler,kıymalar kavrulur üzerine iç yağı eritilip dökülürmüş.Temiz tülbentlerle ağızları bağlanır sıralanır,bir kış yenirmiş.Bir çömlekte kesme hamıraşı,bir çömlekte velense,öbüründe kurutulmuş yeşil fasülye dizi dizi….Çömleği olmayanlar özel kapak yaptırdıkları yağ tenekelerinin içlerine kurusunu,kavrulmuş etini koyar saklarmış.

Masal anlatır gibi anneler anlatırdı,biz öğrenirdik.

           Afyon Kalesi’nin ve Hıdırlığın eteğine kurulu her tarihi mahallede yokuşlar vardır.

Yarenler,Uluküllük,Tacıahmet,Kuyulu,Türbe,

İmaretardı,Esentepe,Göksu,Bedrik,Kale,

Hıdırlık ve onlarca yokuş.

Kışın çocuklar arasında yokuşlu mahalleler kıskançlık konusuydu.Hazır bızak gibi kayılan buz pisti var,daha ne olsun.

Yokuşta evi olanlar işinin,hayatının,hergün ine çıka alışan dizlerinin kıymetini bilirler.

           Afyon’da yokuş aşşağı sallanıveri,yokuş yokarı dırmanıveriz.

Mevsimlerin şehrin insanlarına nettiğini yokuşlarına sorcen.Baharın selini,yazın terini,kışın buzunu.Kışın ayaz dala,yazın güneş yaka.Yokuşlu evlerin manzarası hergün çektiklerine değcek kadar güzeldir.

          Hayat yolunda önümüze çıkan her yokuşu kolaylıkla aşıp,gönlümüzün manzarasına unneşmemiz dileğiyle…