Geçtiğimiz gün kıymetli yazarlarımızın bir araya gelmesi nedeniyle yazarlarımız hakkında da fikirlerimizi beyan etmiştik…

Ertesi günü değerli yazarımız Taarruz’un yine kendi üslubuyla kaleme aldığı yazıyı büyük bir hayranlıkla okuduk…

Taarruz, ‘Taarruz’un bundan sonraki hedefi, Kale Bekçisi kadar okunmak mı olmalı acaba?’ diyerek o her zamanki geniş hoşgörüsüyle bizleri gururlandırdı…

Ancak çok okunmanın değil topluma en fazla yarar getiren yazıların daha kıymetli olduğu kanısındayım.

Taarruz bugüne kadar yazdığı yazılarda her zaman toplumsal sorunları gündeme getirerek çare aramıştır. Bu yönüyle son derece başarılı bir iş çıkarmaktadır…

Taarruz düzenlenen yarışmalarda birinci olurken ben ikinci olurdum…

Taarruz düzenlenen yarışmalarda birinci olurken ben üçüncü olurdum…

Taarruz düzenlenen yarışmalarda birinci olurken ben mansiyon ödülü alırdım…

Bu yönüyle Taarruz’u kıskanmak yerine onun başarılarıyla hep gurur duydum.

Elde ettiği başarıları kıskanmanın zayıflık, takdir etmenin büyüklük olduğunu düşündüm…

İşte bu yüzden çok okunmaktan ziyade az okunup çok iş yapmanın daha anlamlı olduğunu düşünüyorum…

İşte bu yüzden Taarruz hep benden önce olacaktır. Bende onun başarılarıyla gurur duyacağım…

Yine Taarruz’dan sonra başıma tatlı bir bela olarak Nail musallat oldu…

Kısa süre içinde merdivenleri üçer beşer tırmanarak beni geçmesini kıskanmalı mıydım?

Asla…

Bilakis O’nun hızla ilerlemesi beni geçmesi beni hep gururlandırdı…

Çünkü zayıflar kıskanırdı…

Tüm yazarlarımıza tekrar teşekkür ederken 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyorum…