Hayata hep ciddi bakmamak gerek. Çünkü bazen yaşamımızda  pozitif enerjiye  ince esprilere ve neşelenmeye de ihtiyacımız var.Öyle sıradan, komikmiş gibi görünen şeyler beni güldürmüyor.Çok sevdiğim bir yakın arkadaşım var. Bu hafta sizleri gülümsetebilmek için onun gerçekten yaşadığı ve yaptığı hikayeleri anlatmak istedim.İnce ama çok ciddi espriler yapar.

Ciddi derken olay komik fakat kendisi çok ciddi....Komşusu kapıya gelir bir gün,evde patatesi bitmiş  birkaç tane ister ve iade edeceğini söyler. Arkadaşım kızar tabi, "Komşuluk arasında iade veya ödünç  olur mu rica ederim geri getirme diye kilerden 5-6 patates getirir ve komşusuna verir.

Bir iki gün sonra komşu patatesleri geri getirir ve "Senin verdiğin  ile aynı büyüklükte getirdim " diye teşekkür ederek iade etmek ister. Arkadaşım ciddiyetle "a a a  benim verdiklerim daha büyüktü" der. Komşu şaşırarak hemen eve koşar 2 patates daha getirir.  Arkadaşım şaka yaptığını söyler ve patatesleri geri almaz. Buraya kadar herşey normal,Komşu komşunun külüne muhtaç.Elbette alınıp verilir hoş bir şey, bunu zaman zaman hepimiz yaparız.

Ama alışkanlık haline getirmeden.... Aradan 5-10 gün geçer, komşu elinde bir kase,bu defa nohut  istemeye gelir. Arkadaşım elbette der ve kilere  gidip kaseyi  nohutla doldurur yine ciddi bir tavırla ,"al canım ! tam 650 adet nohut veriyorum" der. Komşu ciddiye alır. "aaa  kız ne çabuk saydın"?? Bizimki cevap verir..."Ben komşular isterse diye nohutları sayıp sayıp hazırlayıp koyuyorum ayrı ayrı, isteyen olunca hazır oluyor veriyorum."Komşuda tık yok hatta şaşkın ve ciddiye almış.. Bize anlattığında koptuk tabii....Umarım komşu iade ederken 650 adet nohutu sayarak geri vermemiştir.İnce espri severim ben..Espri yapmak da bir sanattır.

Arkadaşımın böyle gerçek yaşadığı pek çok hikayesi var.Her anlattığında çok güleriz.Bıkmayız hiç.. Artık o kadar özleştik ki ,acaba bu esprileri numaralandırıp ,sadece numarayı söylediğimizde mi gülsek demeye başladık.Bir mağazaya girdiğinde kapıda duran cansız mankenle konuşmaya çalışması ve sonradan anladığında bozuntuya vermeyip şaka yaptım demesi,Yemeğe gittiğimiz bir lokantada garsonlara yemek bittikten sonra "Ellerinize sağlık çok güzel olmuş zahmet ettiniz herşey çok güzeldi" diye garsonların şaşkın bakışları arasında hesabı ödemeden gidecek tavır takınması görülmeye değer...

Bankada çalışırken evlenmek amacıyla gelen taliplerini nasıl kaçırdığı ve bu taktikleri anında nasıl uydurduğu çok ilginç.. Kadının biri  oğlunu evlendirmek için bankaya görücü gelir.Hatta birkaç gün üst üste gelir, bazen yanında birilerini getirir.Son geldiğinde  arkadaşıma yaklaşıp sorar. "Yavrum sen kimin kızısın, kimlerdensin"....

Arkadaşım Muzip ya!! "Teyzeciğim bize Çamur Şevkiler derler.Hani geçen hafta adliyenin yanında bir adam bıçaklanmıştı da adam ölmüştü ya , işte onu öldüren kişi benim dayım olur"...Kadın bozulur , bir iki dakika sonra bankadan kaybolur. Bir daha bankaya uğramaz artık.

Dedim ya espri yapmak sanattır, incelik ister, ustalık ister, zeka ister.Bu hafta ince espri olsun deyip gerçek hikayelerden esinlendim. Umarım sizleri gülümsetebildim.

Bizde daha çok hikaye var..Bir gün yine yazabilirim....

Ama 650 nohuta hâlâ gülüyorum...Görüşmek üzere....