Eylül ayında başlayan ve ülke gündeminde her zaman gündemin ilk sıralarındada olan, okulların açılması,okul hazırlığı,kırtasiye giderleri,servis,kantinler,sınıf seçimi vb telaşla ; en önemliside müfredat nasıl olacak? Sınavlar nasıl yapılacak? Derken, kar yağdı,okullar tatilmi oldu(olacak) mı? Hangi illerde tatil var? Diyerek devam eden süreç yarıyıl tatiline karnelerin verilmesiyle “mola” verildi.
Öğrencilerimiz büyük bir neşeyle tatili yarıladılar. Bir kaç gün sonra maratonun ikinci etabına başlamış olacağız.
. Eğitimin birbirinden farklı onlarca tarifinin içinde, en çok kabul görenlerinden biride ‘’Kişide istendik yönde davranış değişikliği olmasıdır’’ diyebiliriz. Bu davranış değişikliğinin olabilmesi için Okul-aile ve çevrenin işbirliği içinde olması çok önemlidir.Bugün ailede eğitim konusunda bazı olmazsa olmazlarından bahsetmek istiyorum .Yapılması uzun süren sabırla bir o kadar da sevgiyle yoğrularak çocuklarımızı geleceğe hazırlamamız gereklidir.
Bunun için çocuklarımızın tatilde, sosyal, kültürel ve toplumsal yönden gelişmelerine önem verelim. Onları soru çöz,konu tekrar et gibi emirler yerine okulda yaptıklarından farklı olarak; doğal çevreyi tanımalarına, aile,akraba, komşu ve akranları ile olumlu ilişkiler kurmalarına. Yeni arkadaşlar edinmelerine yönlendirelim. Çevremizdeki ve ülkemizdeki ,tarihi,turistik yerleri gezip görmelerine.Spor yapmalarına. Ebeveynlerle sohbet edip onların hayat hikayelerini dinlemelerine zemin oluşturalım.Böylece ‘ Ben –Biz’ arasındaki ilişkiyi sezmeleri daha kolay olacaktır.
Asla bizi rahatsız etmesin biraz oyalansın diye saatlerce telefon- teblet –bilgisayar ve televizyonda zaman öldürmelerine izin vermeyelim. Böyle yapınca çocuklarımızı kendimizden ve gerçek hayattan uzaklaştırmış olduğumuzu unutmayalım.
Akşam zamanında yatmalarına, sabah erken kalkmalarına , kişisel eşyalarını toplamalarına, ev işlerinde büyüklere yardım etmelerine , kısaca ailede sorumluluklarını yerine getirmelerinde taviz vermeyelim. Onların neleri nasıl başardıklarını görünce sizlerde sevinip şaşıracaksınız.
Günlük işlerin planlanmasında onları da işin içine dahil edelim. İş yerlerimize götürelim, alış-verişe, çarşı pazara çıkalım. Hayatın içinde olduğunu hissettirelim. Böyle yaparak yardımlaşmayı,itiraz etmeyi,seçici olmayı, alternatif düşünebilmeyi , toplumla iletişim kurmayı öğretelim. İstedikleri kitapları seçmelerine ,bunları sizlere okuyup anlatmalarına-çocuk dergilerini incelemelerine,bulmaca çözmelerine,sudoku,atasözleri,deyimler,tekerlemeler,bilmeceler bulup çevresine sormalarına. Masal ve Milli kahramanlarımızın hayatlarını anlatan kitaplar okumalarına önderlik edelim. Bunları okul zamanında da yapmaları alışkanlık haline gelecektir. Evde hiçbir zaman öğretmen modunda olamayalım. Onların evde anne babaya daha çok ihtiyaçları var.
Kısaca , Yönlendirelim- Zorlamayalım. Yapacağı işlerde tercih sunalım. Olumsuzluk ekiyle biten,yapMA , koşMA yerine; Dikkatli ol, Yavaş yürü gibi güdüleyici sözcükler kullanalım.
‘’KİTAP OKUMANIN ZAMANI OLMADIĞINI ‘’
‘’TATİLLERİN BOŞ ZAMAN DEĞİL, ZAMANI KENDİMİZİN PLANLADIĞI FIRSAT ANLARI ‘’ OLDUĞUNU BENİMSETELİM SABIRLA Ve SEVGİYLE.