İşte Orhan Arslan'ın açıklamaları: 

Ne yazık ki bu bayramı da buruk bir şekilde geçirdik. Koronavirüs sebebiyle bayramlarımızın eski tadı olmadı, olmuyor. İnşallah bu hastalıktan kurtulur ve normal yaşantımıza döneriz. Diğer taraftan İslam Dünyası kan ve gözyaşı içerisinde. Akan Müslüman kanı kesilen kuban kanından daha fazla. Bu durumun bir an evvel son bulması için hepimizin üzerine düşeni yaparak İslam Birliğini kurmalı ve dünyada yeniden barışı ve adaleti tesis etmeliyiz. Yeryüzünde zulmün olmadığı, gözyaşlarının mutluluktan aktığı bir dünyaya vesile olması ümidiyle Kurban Bayramımız mübarek olsun.
   YOL KENARINDAKİ ÇÖPLERİ TOPLATMAK YETMEZ.
   Bayramlar bizim medeniyetimizde sadece yaşayanlara değil hayatını kaybedenlere de bayram olmaktadır. Bu bağlamda özellikle arefe ve bayram günlerinde kabir ziyareti yapılır. Belediyemiz de arefeden önceki gün temizlik görevlilerine talimat vererek mezarlık yolu üzerindeki çöpleri toplatıyor. Ancak Bayraktepe Mezarlığı yolunun tek sıkıntısı çöpler değil. Yol kenarlarındaki topraklar, yola sarkan ağaç dalları, yol kenarlarında filizlenen ağaçlar trafik akışını olumsuz etkilemektedir. Bazı noktalarda iki araç geçişi bile zorlukla yapılmaktadır. Dolayısıyle  bu durum kazalara sebebiyet vermektedir. Burada meydana gelen her kazadan belediye mesuldür, sorumludur. Allah rızası için şu yola bir bakın. 
   YOL VE KALDIRM KENARLARINDAKİ AĞAÇLARA BUDAMA YAPILMALI. 
   Şehir içi yollarda da durum çok farklı değil ne yazık ki. Ağaçların yollara sarkan dallarından dolayı araçlar yol kenarına yaklaşamamakta, bu durum trafik akışını olumsuz etkilemektedir. 100 binlerce TL değerindeki araçların boyalarına zarar vermektedir. Gerekli budamaları derhal ve düzenli olarak yapılması gerekir. Kaldırımlarda da aynı sıkıntı vardır. İnsanlarımız sarkan ağaç dalları sebebiyle eğilerek yürüyebilmektedir. Özellikle kavşak noktalarındaki dikilen ağaçlar ve güller de titizlikle takip edilmeli, görüş alanını kapatmaması sağlanmalıdır. 
   KÖY VE KASABA YOLCULARI İÇİN DE KAPALI DURAKLAR YAPILMALIDIR.
   Bu bağlamda yolcu indirme-bindirme durakları, bu işlem sırasında trafik akışını etkilemeyecek şekilde düzenlenmelidir. Köy ve kasabalardan gelen yolcuların durakları da iyileştirilmelidir. İnsanlarımızın araç beklerken güneşten ve yağıştan etkilenmeden bekleyebilecekleri kapalı duraklar yapılmalıdır. Bizce belediyenin en büyük görevi yaşamı kolaylaştırmaktır. Söz konusu hususlar ise çok az masrafla yapılabilecek işlerdir. Sadece biraz hassasiyet ve insan merkezli bir bakış açısına ihtiyaç vardır.
   ARAÇ MUAYENE ÜCRETLERİ YÜKSEK, MAKUL SEVİYEYE ÇEKİLMELİ.
   Virüs sağlığımız kadar ekonomimizi de etkilemiştir. Bu sıkıntılı süreçte artık her masraf kalemi sorgulanır hale gelmiştir. Bu bağlamda araç muayene ücreti adı altında TÜVTÜRK’ün almış olduğu ücret de haklı olarak tepkilere neden olmaktadır. Bilindiği gibi binek araçların iki yılda bir, ticari araçların ise her yıl muayene yaptırma zorunluluğu var. Sıra size geldiğinde 15-20 dakikalık bir kontrol için alınan ücret, egzost muayenesi ile birlikte 410 TL’yi bulmaktadır. Bu fiyatı bakanlık mı yoksa şirket mi belirliyor? Fiyat hangi kriterlere göre belirleniyor? Şirketin hizmet sunuş şartları bakanlığınıza göre uygun mudur? Bilindiği gibi her hangi bir ikram da bulunulmadığı gibi en temel ihtiyaçlar bile (lavabo ve mescid gibi) karşılanmamaktadır. Ayrıca insanlarımız ne zaman çağrılacağını bilemediğinden hep tedirginlik içerisindedir. Sıralamanın insanların görebileceği şekilde dışarıda dijital bir tabela şeklinde  bulunması sizce de uygun değil midir?  Bu ve gerekli diğer şartların yerine getirilmesi konusunda denetimler yapılmakta mıdır? Ulaştırma bakanlığının gerekli düzenlemeleri yaparak mağduriyetleri ortadan kaldırmasını bekliyoruz.
Bu düşüncelerle hepinize teşekkür ediyor, sağlıklı ve huzurlu günler diliyorum.