Mahmud Derviş (1941, 2008). Filistinli şair. Direnişin ve aşkın şairi…

7 yaşında doğduğu köy İsrail tarafından işgal edilir ve yıkılır. Ailesiyle Lübnan'a göç etmek zorunda kalır. 1 yıl sonra ülkeye geri dönerler fakat kendi köyleri yerle bir olmuştur. Deyru'l-Essed köyüne yerleşirler. 

Acıyı, zulmü, umudu hep taşır yüreğinde. Şiirleri insanın boğazına düğümlenir. İnsanı söyler, hep umudunu ve aşkını haykırır.

Şiirleri 20'den fazla dile çevrilen şair, 2003 yılında uluslararası Nazım Hikmet şiir ödülüne alır. 1982 yılı Eylül ayında Sabra ve Şatilla'da yaşanan katliamın ardından Beyrut Kasidesi’ni yazar. 

Şiirleri ve yazıları nedeniyle birçok kez tutuklanarak cezaevinde yatar. Filistin halkının yaşadığı acıyı dile getirir. 

İlk tutuklanmasını “ilk aşkım” diye söyler. 

Memleketi, halkı, sevdasıdır yüreğinde, hücresinde geceler boyu içinde sevdasıyla yanar. 

Topladık sesin küllerini

getirdik biraraya.

Böylece söyler olduk

acılı türküsünü yurdumuzun.

Hep birlikte sazın bağrına

ektik bu türküyü,

Evlerin damlarına taş fırlatır gibi

fırlattık attık bu türküyü,

alın, dedik,

sancıdan kıvranan kalplere.

...Hüzün yıllardır yüreğimizde

Hâlâ varamadık sabaha!

Günlerin istemlerini dizginlediği

Rüzgârın körüklediği bir ateştir hüzün...

Bir tarafta acılı türkülerini söyler memleketinin, bir tarafta yüreği hüzünle dolu insanlarını, halkını... Ve sorar: 

Nereye gideceğiz bu son sınırdan sonra?

Nerede uçacak kuşlar,

Bu son gökyüzünden sonra?

Bir yurdu olmamak, mülteci olmak, toprağından koparılmanın sancısı, gidilecek neresi kalmıştır? Nereye gidebilir insan? Yüreğinden derin yaradır. Ve ölümünü soranlara umutla haykırır: 

- Ölümün nasıl olsun?

- Çatıdan geçen yıldızlar gibi masmavi...

Ve aşk… Derin sancısı. İçini kemiren, yakan arayışı…  

Ellerini istiyorum

Kalbimi taşıyabilmek için…

" Dedim ki.

 .. “En güzel kadına vurgunum..."

İçinde hep bir direnişle, haykırışla, umutla ve aşkla tutuşur. Ve şiiriyle…

"Ağır ağır öldürün beni ki son şiirimi yazayım…"