Olgun, yargının siyasallaştığını, kadın cinayetleri ve çocuk istismarı gibi ciddi konularda etkin adımlar atılmadığını ifade etti.
"Cezasızlık Kültürü Devam Ediyor"
Olgun, konuşmasında ceza adaleti sistemindeki eksikliklere dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“Kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı ve nefret suçlarında etkin soruşturma yapılmıyor, failler çoğu zaman cezasız kalıyor. Yeni adliye binaları inşa ediliyor, ancak adaletin hızlı ve etkin tecellisi için bu yeterli değil.”
Adalet Bakanı'nın pembe bir tablo sunduğunu iddia eden Olgun, vatandaşların günlük yaşamlarında adaletsizliklerle yüzleştiğini belirtti.
Hukukun Üstünlüğü Endeksinde Türkiye’nin Durumu
Olgun, Türkiye’nin Dünya Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde yıllardır gerilediğini ve 2024 yılında 142 ülke arasında 117. sırada yer aldığını hatırlatarak, bu durumun 2010 yılındaki anayasa değişiklikleri ve 2017 referandumuyla daha da kötüleştiğini söyledi.
“Yargı bağımsızlığı yerine siyasallaşma hâkim. Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK), adaletin teminatı değil, iktidarın bir sopası haline gelmiştir,” dedi.
Kadına Yönelik Şiddet ve Çocuk İstismarında Artış
Olgun, kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarı gibi ciddi suçlarda yeterli cezaların verilmediğini vurguladı. 2024’te kadın cinayetlerinin rekor düzeye ulaştığını belirtti:
“2024’ün ilk 11 ayında 375 kadın cinayeti ve 233 şüpheli kadın ölümü kayıtlara geçti. Başarı bunun neresinde?”
"Adalet Sistemine Güven Tehlikeli Boyutlara Ulaştı"
Olgun, toplumdaki adalet sistemine olan güvenin sarsıldığını dile getirerek şu çarpıcı örnekleri paylaştı:
- Uzun Süren Davalar: İşçilerin kıdem tazminatı ve kira davalarının 4-5 yıl sürmesi.
- Siyasallaşmış Yargı: HSK’nın atamalarında liyakat yerine sadakatin esas alınması.
“Adaletin çürüdüğü bir ülkede ekonomik büyümeden ve toplumsal huzurdan bahsetmek mümkün değildir,” ifadelerini kullandı.
"Pembe Tablo Gerçekleri Yansıtmıyor"
Son olarak Olgun, Adalet Bakanı'nın çizdiği pembe tablonun Türkiye’nin gerçekleriyle örtüşmediğini belirtti ve bütçenin mevcut sorunları çözmekten uzak olduğunu söyledi. Konuşmasını, “Yeni bir yargı inşa etme zamanı gelmiştir. Hukukun üstünlüğünü, liyakati ve bağımsızlığı esas alan bir sistem kurmalıyız,” diyerek tamamladı.
