”Sağlık hizmeti ve hastane yönetimi çok yönlü ve zorlu bir alan. İnsan hayatıyla ilgili sorumluluk alıyorsanız en iyisini yapmalısını” diye söze başlayan ve OECD ülkeleri arasında ülkemizin sağlık hizmetlerinden memnuniyette sekizinci sırada bulunduğunu belirten Arabacı, “Memnuniyet oranı oldukça yüksek. Fakat yine OECD ülkeleri arasında sağlıkta kişi başına yapılan harcamalarda sondan ikinci sırada, 35. sıradayız. Türkiye şu anda sağlığa çok düşük harcama yaparak, bu harcamaya oranla neredeyse sağlıkta dünyanın en büyük memnuniyetini yaratmış durumda. Gayri Safi Milli Hasıladan Sağlığa ayrılan payın yükseltilmesi kaçınılmaz bir durumdur. Bununla beraber Özel Hastanelere uygulanan kamunun ödeme fiyatları 14 yıldan beri toplam kalemlerin yüzde 95'inde hiç değişmedi. Enflasyonun,döviz fiyatlarının ve asgari ücretin 4-5 kat artmış olduğu bu uzun sürede hala değişmeyen fiyatlarla hizmet vermek özel sağlık sektörünü zorluyor ve bu tablo özel hastanelerin hastalardan daha yüksek fark alarak hizmet vermesine sebep oluyor. Bu konuda olumlu yaklaşımlar bekliyoruz. Ülkemiz sağlık ortamının dünya ölçeğinde baktığımızda dahi gerek fiziki alt yapı, gerek donanım ve cihaz alt yapısı ve gerekse insan kaynakları açısından oldukça iyi durumda olduğunu düşünüyorum. Bu olumlu hallerle birlikte son dönemde hekim hasta ilişkilerinde bozulmalar söz konusu” şeklinde konuştu.

 

“Son dönemde hasta ve hekim ilişkilerinde bozulma var”

 

Hekimin çalışma ortamında saygı görmesi çok önemlidir. Bir dönem şikayetlerin özendirilmesi, herkesin olur olmazı şikayet etmesine ve beklentilerin çok uç noktalara gitmesine sebep oldu. Şu anda bu yanlışın cezasını çekiyoruz. Yeni mezun olan tıp öğrencileri  kalp-damar, genel cerrahi, beyin cerrahisi, dahiliye ve kadın-doğum gibi bölümleri eskisi kadar istemiyorlar. Daha ziyade hastayla çok karşı karşıya kalmayacakları, mesai harici çalışmayacakları, çok nöbet tutmayacakları, dava açılmayacak branşlara doğru kayıyorlar. Halbuki sağlığın ciddi ve hayati yükünü çeken branşların en iyi beyinler tarafından seçilmesini sağlamamız lazım. Bunun tekrar organize edilmesi lazım. Ne kadar önlem alınsa da sağlıkta şiddet maalesef devam ediyor. Bu da hasta ve hekim ilişkisine yeni bir parametre koyuyor. Siz hekim olarak hastayla karşılaştığınızda en iyi ne yapabilirim diye düşünmek yerine nasıl tepkisini almayabilirim şeklinde düşünüyorsunuz. Bunun üzerine çalışılması gerekiyor” şeklinde değerlendirmede bulundu.

 

“Bazı hayati branşları yeni mezun hekimler tercih etmiyorlar”

Medyanın sağlıkla ilgili sansasyonel haberler yapması konusunda da konuşan Arabacı, “Okuyucu veya izleyici haberin içeriğine bakmıyor. Sadece sansasyonel başlığa bakıyor. Belki başlıkla haberin içeriği aynı değil. ABD’de en uç düzeyde yaşanan tıbbi kötü uygulamayla ilgili hukuki düzenek ve sigorta sistemi ülkemizde de sağlık ortamını bozmaya başladı. Tıbbi kötü uygulamaları önlemek amacıyla çıkarılmış bazı yasal düzenlemeler maksadı aşan sonuçlar doğurmaya başlıyor. Bu defansif tıbbın gelişmesine neden oluyor. Yani hekim dava açılabilir düşüncesiyle riskli vakalardan uzak durmaya başlıyor. Hastayla hekim arasına başka kimseleri sokmamak gerekli. Hasta zarar görüyor.

Şirket bünyelerinde 3 hastane, 2 okul ve 1 adet catering firması bulunduğu bilgisini paylaşan Arabacı, toplamda 1154 çalışanlarının bulunduğunu, bununla istihdama büyük kakı yaptıklarının bilgisini paylaştı.

Yayın sonrası Gün FM Anı Defterine görüşlerini yazan Arabacı Gün FM yetkilileriyle yayın anısına fotoğraf çektirdi.