İnternet sayfanızda 08.02.2019 tarihinde “Kale Bekçisi” rumuzu ile “Vedat Sever’i Görevden Alan CHP Genel Merkezini Kutluyorum” başlıklı bir yazı yayınlandı.

Son cümlesi dayakla biten bu yazıya CHP yönetimlerinden bir tepki gelmeyince bir üye olarak cevap hakkımı kullanmak istedim.

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, bu yazıyı kime yazdığımı bilmiyorum. Şu anda sanal alemde, sanal bir kişiye mektup yazıyorum. Kendine ve düşüncelerine güvenen bir yazarın yazdığı yazının altına imzasını da atması gerektiğini düşünüyorum. Aksi halde idam sehbasında başına çuval geçirip insanları asan ve yaptığı işten utanç duyan bir cellattan farkınız kalmaz. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunarak yazıldığını düşündüğüm bu yazının çay içme ve aday gösterme ile ilgili kısımlarına Vedat Bey’in detaylarıyla cevap vereceğini düşünüyorum.

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, Vedat Sever, sol ideolojiye ömrünü veren bir kişidir. Üniversite yıllarında dahi inandıkları nedeniyle sürgün yiyen Vedat Sever, devlet memuriyeti günlerinde de hem kendisi hem de ailesi bedeller ödemiş, ancak eğitim camiasında başarılı bir kariyer sonrası Okul Müdür olarak emekli olmuştur. Daha lise çağlarında CHP Milletvekili rahmetli İsmail Akın’ın gençlik kollarında çalışmıştır. Emekli olduktan sonra ömrünü boyunca mücadele ettiği değerler uğruna CHP'ne üye olmuş, rahmetli Ali Çengelci’nin il başkanlığı döneminde iki dönem il sekreterliği, Yalçın Görgöz’ün il başkanlığı döneminde il sekreterliği, birlikte görev aldığımız dönemde de il başkan vekilliği görevlerini yapmış, son olarak 3 adayın yarıştığı kongrede, karşısına çıkan parti yetkililerine rağmen seçimi açık ara kazanarak bileğinin hakkıyla Merkez ilçe başkanlığı görevine gelen deneyimli bir siyasetçidir. Size iletildiği gibi ve yazdığınız şekliyle bu partide birileri “çay içiyorsa” bunu en çok hak edenler Vedat Hocam ve onun gibi daha niceleridir. Yıllardan beri iktidar yüzü göremeyen bir partiyi ayakta tutan, hala Ana Muhalefet Partisi olarak kalmasını sağlayan da bu emekçilerimizdir. Onlara hem partimiz hem de ülkemiz adına şükran borçluyuz.

Katılımcı, demokratik bir siyasal anlayışı belirleyen CHP’de (çok özel istisnai durumlar haricinde) seçimle gelenin seçimle gitmesi esastır. Bu sol bir partiyi, itaat partilerinden ayıran en önemli özelliklerden birisidir. Hele ki görevden almalar sıradanlaşmışsa, “partinin çıkarlarını korumak” adı altında yapılıp, başka amaçlara hizmet ediyorsa, bir de bütün bu yaşananlar ülkemiz için son derece önemli bir yerel seçimin hemen öncesinde meydana geliyorsa, “bu yapılanın faydası kime, zararı kime” düşünmek gerekir. Size iletilenleri bir başka gözle irdelemek gerekir diye düşünüyorum. Sonuçta bu yaşananlara en güzel cevabı günü geldiğinde CHP üyeleri verecektir. Üyelerimiz bu partiye hergün uğrayıp çayını burada içenleri, partisini yalnız bırakmayanları asla unutmaz.

Hayatın hiçbir alanında şiddetin olmasını istemeyen bir siyasal partinin mensubu olarak yazınızdaki “Genel merkeze çağırıp dövmediklerine dua et” cümlesini bir kez şiddetle kınıyorum. Siyaset düşüncelerin çarpışmasıdır, kaba kuvvetin değil.

(Not: Kamuoyu önünde çok fazla detaya girmeden paylaştığım bu görüşlerim sonrası yüz yüze görüşmek isterseniz memnuniyetle kabul ederim. En azında gülcemalinizi görmüş olurum.)

Saygılarımla..

Dr. M. Kemal Demirkırkan