Afyon’un o kasabasında kağnılar ay ışığında yürüyecek

Büyük Taarruz’un 100’ncü yılı kapsamında Afyon Gazeteciler Cemiyeti’mize bir öneride bulunmuştum. 

100. Yıl Büyük Taarruz Ödülleri adı altında bir gece tertip edelim bu geceye Türkiye’nin en önemli simalarını davet edelim, belirli kategoriler oluşturup bu kategorilere göre ödüller verelim demiştim.

Merak edenler bu önerilerimin yer aldığı yazımı buraya tıklayarak okuyabilir. 

Cemiyetimiz talep ederse önerilerimi bir proje dosyası olarak kendilerine sunabileceğimi ifade etmiştim.

Bu yazıyı yazdığım saate kadar arayan soran, getir bakalım şu projeni diyen olmadı. (Cuma, 14.07)

Dilerim çok daha iyi bir düşünce geliştirmişlerdir ve bunu tartışıyorlardır. 

Benim özlemim -ben olayım ya da olmayayım- cemiyetimizin çok daha aktif, projeci, dinamik bir yapıya kavuşmasıdır.

Şu anda yapılan iş sadece il protokolünü ziyaret etmekten ve onları dernekte misafir etmekten öteye geçmiyor. 

Umarım bir an önce bu ziyaret etme ve ziyaret edilme aşkı son bulur, etkili, konuşan, konuşulan bir meslek örgütü oluruz. 

Neyse… 

Bu yazımı okuyan Sultandağı ilçemizin Dereçine Beldesi’nin CHP’li Belediye Başkanı Ömer Yıldız bir mesaj gönderdi. 

İddialı konuştu…

-100’ncü yılda en görkemli kutlamayı Dereçine Belediyesi yapacak dedi ve şöyle devam etti:

-Miralay Reşat Bey'in karargâhını Dereçine'de yeniden kuracağız.

-Ay ışığının altında kağnıları tekrar yürüteceğiz.

-Bu topraklar ülkenin kurtuluş toprakları. Afyon'a Dereçine'ye ve atalara layık olmalı yöneticiler.

Bahsettiğim kasaba 2 bin nüfuslu bir kasaba.

Bu kasaba şimdiden, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk ışıklarının yakıldığı Büyük Taarruz zaferinin 100’ncü yılına hazırlanıyor. 

Dereçine Belediye Başkanı Ömer Yıldız’a duyarlılığı ve hassasiyeti için teşekkür ediyorum.

Valiliğimiz bu konudaki etkinliklerin Cumhurbaşkanlığı himayelerine alınması için neler yapılabilir bunu araştırıyordu.

Şu anda son durum ne bilmiyorum. 

Daha önceki senelerde Afyon Kocatepe Üniversitesi bünyesinde neler yapılabileceği noktasında çalıştaylar düzenlemiş, bu çalıştayların sonuçları yine valiliğimize teslim edilmişti. 

Türkiye’nin pek çok üniversitesinden gelen akademisyenlerin fikirleri, projeleri derlenip toparlanmıştı. 

Şu anda Büyük Taarruz Zaferi’nin 100’ncü yılına sadece 7 ay kaldı ancak bizleri heyecanlandıracak bir hareket görmedim, Dereçine’den gelen mesaj dışında…

Dilerim bir ve bütün bir şekilde 100’ncü yılı idrak ederiz. 

Bende şahsi olarak bu sürece yazılarımla katkı sunmaya çalışacağım.

Sözde değil özde gayret edeceğim.

Bu şekilde köşe yazılarımız ve haberlerimizin dışında şahsi bir eylemim daha olacak.

Beni takip edenler bilir, yakın zamanda “Meraklı Melahat’ın Kocatepe Yolculuğu” isimli çocuklar için yazdığım bir kitap çalışması vardı. 

Bu kitabı okuyan çocuklar Melahat karekteri ile zamanda yolculuğa çıkıyor, Mustafa Kemal Paşa başta olmak üzere, Kara Fatma ile, Şükrü Çelikalay ile, Bayatlı Yarbay Arif Bey ile, Yunan generali esir alan Afyonlu Ahmet Çavuş ile tanışıyor. 

Kısacası bu kitapla çocuklar Büyük Taarruz’un ne olduğunu, o taarruzda neler yaşandığını, bu taarruzun nasıl yönetildiğini, bu taarruzun kahramanları ile konuşarak öğreniyor. 

Kitaptaki olaylar, karekterler hikaye akışına göre Ressam Başak Nakilcioğlu tarafından  resimlendi. 

Elimde yaklaşık bin kitap var. 

Hepsini Afyonkarahisar’daki köy okullarına göndereceğim.

Aslında bu fikir, Başak Hanım’ın fikri. 

Bu konuyla ilgili İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile yakın zamanda temas kuracağım. 

Koordinasyonu sağlamalarını rica edeceğim, bu talebime olumlu yanıt alamazsam kendi gayretimle elimdeki bu bin kitabı çocuklarımıza ücretsiz bir şekilde ulaştırmaya gayret edeceğim.

Bir destek bulursak yeni baskılar yapıp daha fazla  çocuğumuza ulaşabilir, bu şehirde Büyük Taarruz bilincini oluşturabiliriz. 

Umarım çorbada bizimde tuzumuz olur…