Şemseddin Yasan’ın açıklaması şöyle: 

ATATÜRK’TEN BÖYLE BAHSETTİ

Aziz Hemşerilerim, Bugün Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesinin 99. Yılını şanla şerefle kutluyoruz. Bu büyük zaferi kanlarıyla canlarıyla Türk milletine armağan eden Gazi Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlarına minnet ve şükranlarımı sunuyorum. Şehit ve gazilerimizin ruhları şad olsun.

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM DEDİK

Büyük Taarruz, güneşin doğuşuna yakın bir vakitte, Türk vatanının düşman işgalinden kurtarılması için kararlılık, azim ve gayretiyle birlikte iman ve duanın gücüyle Kocatepe sırtlarından 26 Ağustos 1922 günü başlıyordu. Bu taarruz, ‘’Ya İstiklal Ya Ölüm’’ diyen şanlı Türk milletinin büyük savaşıydı. Saat 05.30’da Türk topçusunun tahrip atışları hedeflerini bir bir vururken piyade ve süvari birliklerinin ‘’Allah, Allah ‘’ sesleri Afyonkarahisar’ın dağlarında yankılanıyordu. 

"26 Ağustos, gece sabaha karşı,

Topların çelik ağzı çaldı bir hücum marşı.

Bu ölüm bestesinin içinde yandı dağlar,

Altüst oldu siperler, eridi demir ağlar." 

TARİHİN EN KANLI SAVAŞI

Tarihin en kanlı savaşı başlamıştı. Kur’an-ı Kerim okunmuş, başlarında subayları olmak üzere, topluca sabah namazını kılmış, düşmanın bir yıl boyunca hazırladığı demir örgüler ve dikenli tellerle güçlendirdiği istihkamlar aşılmaya başlanmıştı. Yekpare bütün vatan; genci-yaşlısı, kadını erkeği, dağı-taşı ile bu büyük savaşın zaferle sonuçlanması için canhıraş bir seferberlik içindeydi. 

Yahya Kemal, 26 Ağustos 1922 başlıklı şiirindeki dileğiyle milletin duygularına tercüman oluyordu: 

‘’Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi.

Senin uğrunda ölen ordu budur yâ Rabbi.

Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın,

Galib et, çünkü bu son ordusudur İslâm'ın.’’

ATATÜRK’ÜN EMRİNDEN SÖZ ETTİ

Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ile kurmay heyetinin hazırladığı stratejik taarruz, planlandığı gibi uygulanıyordu. 15 Mayıs 1919’da başlayan zalim ve vahşi Yunan işgali, bütün cephelerde kırılıyordu. Mustafa Kemal Atatürk, Yunan ordusunu takip etmesi için Türk ordusuna “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!” emrini veriyordu. Kahraman ordumuz, 26 Ağustos 1922’de bu korkunç istila ve işgalin intikamını alıyordu. Bu taarruz, 30 Ağustos’ta Büyük Zafer’le sonuçlanırken, Yunan ordusu bütün ham hayalleriyle 9 Eylül’de bir daha Türk vatanına yan gözle bakmamak üzere denize dökülüyordu.

YUNAN ORDUSUNUN YARISI YOK KEDİLDİ

Anadolu, 26 Ağustos 1071’de Sultan Alpaslan tarafından kapıları açılarak vatan yapılmıştı. Anadolu, Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerinde de yüzyıllar boyu Türk yurdu olarak kaldı. 26 Ağustos’ta Mustafa Kemal Paşa Anadolu’nun Türk vatanı olarak kalacağını kazandığı büyük zaferle dünyaya ilan etti. Büyük Taarruz’ dan dört gün sonra, 30 Ağustos’ta, büyük saldırı tamamlandığında, Yunan ordusunun yarısı yok edilmiş veya esir alınmıştı. Ordu Komutanı General Trikopis karargâhıyla birlikte, tutsak edilmişti. 

ARKALARINA BAKMADAN KAÇTILAR

Arkasına bakmadan kaçan Yunan ordusunun kaçkınları oluşturdukları yıkım birlikleriyle birçok  köyü, şehri, ekinleri yakarak, bazı masum insanları da öldürerek; bir sürü halinde denize doğru kaçıyordu. Anadolu’ya gelirken aldıkları yok etme emrini, kaçarken bile yerine getirmeye çalışıyorlardı. Yunan ordusunun vahşeti bir kez daha çirkin yüzünü gösteriyordu.  26 Ağustos'ta başlayıp 30 Ağustos'ta zaferiyle sonuçlanan Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi, dünya tarihinin gördüğü en büyük kahramanlık destanlarından biri olarak tarihe geçti.

“ŞEHİT GAZİLERİMİZİ ANIYORUM”

Değerli hemşerilerim, Türk milleti olarak; şuurumuzda ve benliğimizde yer edinen Malazgirt inancı, Çanakkale Geçilmez şuuru, 26 Ağustos kararlılığıyla vatan ve milletimize yönelecek her türlü fitne, pkk, Fetö gibi terör örgütleri ile destekçilerini ve diğer şer odaklarını alt etmek azminde bulunduğumuzu bu şanlı günde bir defa daha haykırıyor, şehit ve gazilerimizi rahmetle yad ediyoruz.Bu duygu ve düşüncelerle tüm Türk halkımızın ZAFER BAYRAMINI kutluyorum…