27- 28 Ekim tarihinde Afyonkarahisar’da gerçekleştirilen 12. Ege Kadın Buluşması’nın sonuç bildirgesiyle ilgili Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkan Yardımcısı Serap Öztürk basın açıklaması yaptı. Öztürk’ün açıklamasında dernek yönetim kurulu üyeleri de hazır bulundu. Öztürk, buluşmada 7 ana başlık altında kurulan atölyelerde kadın sorunlarını değerlendirdiklerini belirtti. Kadınların yaşadıkları sorunları çözüme kavuşturmak için çeşitli kararlar aldıklarını ifade eden Öztürk; “Güncel yaşamda fiziksel ve cinsel şiddet öncelikli gibi görünse de ekonomik şiddet ve psikolojik şiddet üzerinde çok konuşulmamaktadır. Kadınların hayat boyu ve evlilik içinde ekonomik şiddet gördükleri çok belirgindir. Son günlerde boşanma davalarında kadınlara verilen nafakalar üzerinde yapılan çalışmalar, kadının ev içi emeğine el konulması, hiçbir maddi destek olmaksızın kapı önüne konulması talebinden ibarettir. Yasada net olarak belirtildiği halde günümüzde kadınların ekonomik hakları geri alınmak istenmektedir. Nafaka üzerinden yola çıkılarak kadının bütün sosyal ve ekonomik hakları bizzat devlet eliyle yok edilmeye çalışılmaktadır” dedi.

“HİÇBİR YASANIN DEĞİŞMESİNE İHTİYAÇ YOKTUR”

Hiçbir yasanın değişmesine ihtiyacın olmadığını kaydeden Öztürk; “Kadınların nafakasına ‘erkeklere haksızlık oluyor’ diye müdahale etmek isteyenler; her gün en az 3 kadının öldürüldüğü ülkemizde neden hala bu cinayetleri engelleyecek özel bir müdahale birimi oluşturamadıklarını sorgulamalıdır. Elimizde var olan 6284 sayılı yasa; Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) ve Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesi’ne uygun olarak hazırlanmıştır. Hiçbir yasanın değiştirilmesine ihtiyaç yoktur. Talebimiz bu yasaların etkili bir biçimde uygulanmasıdır. Medeni Kanunun değiştirilmesine, yargı eliyle tasfiyesine ve Uluslararası Sözleşmelerin rafa kaldırılmasına izin vermeyeceğiz!” diye konuştu.

“DEVLET BU KONUDA TEŞVİK SİSTEMİNİ GELİŞTİRMELİDİR”

Kadınların istihdam konusunda da birçok sıkıntıyla karşı karşıya kaldığını belirten Öztürk, kararla aldıkları çözüm önerilerinden bahsetti. Öztürk şöyle devam etti; “Kadının işgücüne katılım düzeyi hala AB ülkeleri ve OECD ülke ortalamalarının gerisindedir. Ülkemizde, çocuk, yaşlı, engelli aile bireyi bakımı gibi bütün ev içi bakım sorumluluklarının muhatabı kadındır. Bunun sonucu olarak kadın çalışma yaşamından uzak kalmaktadır. Bu sorunun çözülebilmesi için; Kurumsal çocuk bakımı ve kurumsal yaşlı bakım hizmetlerinin nitelikleri ile birlikte sayılarının artırılması, işyerlerinde kadın sayısına bağlı kreş açma zorunluluğu uygulamasından vazgeçilerek, genel çalışan sayısı odaklı bakım hizmeti desteği sunulması ve düşük sayıda çalışanı olan işyerleri için ortak bakım merkezlerinin kurulması gerekmektedir. Ev ve bakım sorumluluklarını üstlenecek bir başka bireyin istihdamını teşvik edecek mekanizmaların geliştirilmesi de önemli kolaylık sağlayacaktır. Devlet bu konuda teşvik sistemini geliştirmelidir.”

“SOSYAL SORUMLULUKTA FARKINDALIĞI ARTTIRACAĞIZ”

Sosyal sorumluklarda farkındalığı arttırmak için her türlü çalışmayı yapacaklarını kaydeden Öztürk konuşmasını şöyle tamamladı; “Kadın örgütlülüğüne giden yolda içinde bulunduğumuz koşullarda, hukukun üstünlüğü siyasi erk eliyle yok edilmekte, kadını ikincil durumda gösteren dini bakış açısı yaygınlaşmakta ve dinsel faktörlerle bugün değil ölüm sonrası hayat empoze edilerek kadınların motivasyonu düşürülmektedir. Kadın sorunlarının çözümlenmesi için öncelikle örgütlenmenin sürdürülebilir olması sağlanmalıdır. Bunun için de STK’larla işbirliği yapmaya devam edeceğiz. Kurum ve kuruluşları harekete geçirecek ve koyduğumuz hedefe ulaşırken yasal çerçevede güç birliği içinde çalışacağız. Kamusal alanla diyaloğu devam ettirmekten vazgeçmeyeceğiz. Sosyal sorumlulukta farkındalığı arttıracağız. Yerel yönetimlere teslimiyetçi olmayacağız. Yerel yönetimlerin kadın sorunlarına müdahaleci olmasını, cinsiyete dayalı bütçeleme yapmasını, eşitlik birimini kurmasını, kadın emeğini değerlendirmesini, kadına yönelik cinsel ve fiziksel saldırıların engellenmesi için, sosyal yaşam alanlarını güvenli hale getirmesini sağlayacağız.”