10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlayarak sözlerine başlayan Gazeteci İsmail Akar, “Neden Çalışan Gazeteciler öce onu bir anlatalım. Yıl 1961. İstanbul basınındaki gazete patronları mevcut iktidardan beklentileri karşılanmadığı sebebiyle gazete çıkarmama kararı aldılar. Üç günlük bir boykot yapıldı. Ancak gazete çalışanları patronlara karşı direndi. Dediler ki üç günde olsa halkımızın haber alma hakkını gasp edemeyiz diyerek ‘Basın’ adıyla gazeteyi çıkarmaya devam ettiler. Patronlarında yelkenleri suya indi ve 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü olarak anılmaya başlandı. Bu bir bayram değildir. Bugünü bayram olarak görmek son derece yanlıştır. Bu dayanışma günüdür, birlik ve sorunların dillendirilmesi günüdür. 10 Ocak aslında demokrasi, özgürlük, adalet, düşünce hürriyeti her alanında bayrak olarak sallanması gereken bir gündür özünde” diye konuştu.

“Gazeteciler büyük fedakârlık içerisinde görevlerini yapıyorlar”

“Tüm gazeteciler büyük fedakârlık içerisinde görevlerini yapıyorlar” diyen Gazeteci Ahmet Tunca, “Anadolu basınında çalışan birçok gazeteci bazı haberleri atlamak zorunda kalıyor. Çünkü aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık hikâyesi yaşanıyor. Haberi es geçmek veya görmezden gelmek zorunda bırakılıyorlar. Dar çevrede gazetecilik yapmak daha zordur. Buna özellikle dikkat çekmek istiyorum. İstanbul’da yapılan bir adliye haberini Afyon’da yapılanla karşılaştıramazsınız. Afyon’da yaptığın haber döner gelir ve gazeteciye sıkıntı yaratabilir. Ama İstanbul’da yapılan haber büyük bir şehir olduğu için gazeteci daha rahattır. Küçük illerde gazetecilik çok daha zordur. Maddi sorunların yanı sıra toplum baskısı ve haber sıkıntısı da yaşanır” diye değerlendirmede bulundu.

“Geçmişte gazeteciler güçlüydü, gazeteler satılıyordu”

Eskiden 10 Ocak gibi günlerde gazetecilik mesleğinin sorunlarıyla ilgili paneller, toplantılar düzenlenmesi gerektiğini düşündüğünü söyleyen Gazeteci Polat Yılmaz, “Şimdi aynı görüşte değilim. Çünkü birçok asın mensubu görevini olması gerektiği gibi yaptığını düşünüyor. Böyle olunca mesleki sıkıntılarla ilgili düzenlenecek olan panellere, toplantılara ilgi göstermezler. Katılsalar bile haberini dahi yapmazlar. Birisi yazıp hepimize atsın diye beklerler. Herşeye rağmen Çalışan Gazeteciler Gününü kutluyorum. Geçmişte gazeteciler güçlüydü, gazeteler satılıyordu. Her muhabirin, yazarın takipçileri vardı. Gazeteciler topluma yön veriyorlardı. Bugün topluma yön veren gazeteci yok. Dolayısıyla satılan gazete de yok. Arz talebe bağlıdır. İnsanlar gazeteyi talep etmiyorlar. Bundan hepimizin ders çıkarmamız lazım” şeklinde konuştu.