Sadıkbey Mahallesi’nden 58 yaşında ki Ali Ay, gripe yakalandığını düşünerek hastaneye başvurdu. Yapılan testlerde Ali Ay’a corona virüs teşhisi konuldu. Ay, 1 Nisan’da hastaneye yatırıldı. 6 gün serviste kaldı. 7’inci gün yoğun bakıma yatırıldı. 8’inci gün ise entübe oldu. O hastanede tedavi görürken yanından ayrılmayan biri vardı. Kızı Melahat… Babası iyi olsun diye sosyal medyadan videolar çekerek babası içi plazma bağışında bulunulmasını istedi. Sesini işiten bir kişi plazma bağışında bulundu ancak tedavi sonuç vermedi. Tüm yapılan müdahalelere rağmen Ali Ay, 20 Nisan günü hayata gözlerini yumdu.

33 yaşındaki Melahat Ay, hastalık sürecinde yaşadıklarını Afyon Postası’na şu sözlerle anlattı:  

BİZ DOYA DOYA YAŞAYAMADIK BİRBİRİMİZİ

Babam 58 yaşındaydı. Herkesin babası başkadır elbette ama benim babam da bambaşka bir insandı. Kalbinde hiç kötülük olmayan herkese yardımcı olmaya çalışan biriydi. Küslük nedir kin nedir bilmeyen biriydi. Nerde küs birisi varsa onların arasını bulmaya çalışırdı. Yıllarını çocuklarının geleceği için çalışan çabalayan borç üstüne borç yapıp evlatları daha rahat etsin diye uğraştı. Biz babamla hep mesafeliydik onların yetişme tarzından dolayı. Tabi sevgisini gösteremezdi ama biliyorduk ki bizi çok severdi babam. Bizde ona karşı göstermedik tam olarak sevgimizi. Babam benim sırtımı dayadığım koca dağımdı benim için ağlayanımdı çaresiz kaldığımda desteğimdi. Yaşayacak daha güzel günlerimizin olduğunu düşünüyordum. Biz doya doya yaşayamadık birbirimizi.

GRİP SANDIK, HASTANEDE GERÇEĞİ ÖĞRENDİK

Hastalığa nasıl yakalandı bilmiyoruz. Nerden bulaştı nasıl oldu. Ailede sadece babamda vardı kimsede çıkmadı.Grip olduğunu düşündük bikaç gün evde ilaç filan kullandı. Babam gribi zor atlatırdı acile gidip serum takılmadan iğne olmadan iyileşmezdi yine öyle zannettik. 4. gün sağlık ocağına gidip ilaç yazdırmak istemiş doktor “ateşin nefes darlığı halsizlik var acile git” demiş öylelikle hastaneye gittik. “Tomografi sonucuna göre yüzde 80 bulgu rastlandı” dedi doktor ve yatış verildi hemen.

VİRÜS YAVAŞ YAVAŞ TÜM ORGANLARI BİTİRDİ

1 Nisan da yattı babam hastaneye 6 gün serviste kaldı servisteyken konuşuyorduk telefonda gidiyorduk pencereye çıkıyordu görüyorduk. Ama 7.gün yoğun bakıma alındı. 8.gün entübe edildi. Tedaviye cevap vermediğini söyledi doktorlar hergün durumu daha kötü diyorlardı. Yavaş yavaş virüs organları bitirmeye başlamıştı. İlk sıkıntı akciğere tüp takıldı. Sonra karaciğer hasar görmeye başladı. Daha sonra diyalize girmeye başladı tabi biz yine çok kötü olduğunu düşünmüyorduk önlem için diyalize girdiğini düşünmüştük. Plazma tedavisi için kan arayışına girdik 16 nisanda video çekmiştim onun sayesinde İstanbul dan Salih Gedik ulaştı sağolsun Allah ondan razı olsun. 17 Nisan gittik Salih beyi aldık geldik 18 nisanda plazma alındı. Sonra form imzalamam için doktorla görüştük.

BABAMA VERİLEN İLAÇ BANA VERİLSEYMİŞ NABZIM 500 ATARMIŞ

Doktora biraz sesimi yükselttim kaç gündür babamla ilgili bir açıklama yapılmıyor babamın durumu nedir bize bilgi vermek zorundasınız dedim. Oda babanız kötü değil babanız çok kötü akciğerler bitti karaciğer bitti böbrekler bitti organ yetmezliği başladı babanıza verdiğim ilaçları size versem 400 500 atar nabzınız ama babanızın kalbi ancak çalıştırıyoruz herşeye hazırlıklı olun dedi. O an hastane başıma yıkıldığını hissettim.

BİR KEZ OLSUN BABAMA SENİ SEVİYORUM DEMEK İSTEDİM

Yalvardım doktora bi defa olsun babamı görmek istiyorum bütün sorumluluk bana ait bulaşırsa bulaşsın nolur sizin giydiğiniz kıyafetlerden giyeyim göreyim daha ben bugüne kadar babama seni seviyorum demedim onu söyleyeyim dedim tabi izin verilmedi. Hastanede bağırdım çağırdım sinir krizi geçirdim. Bırakma bizi babam nolur bırakma uyan artık uyan seni çok seviyorum babam diye bağırdım. Bütün herkes bana bakıyordu ama umurumda değildi canım yanıyordu gidiyordu babam yavaş yavaş bırakıyordu bizi. 19 Nisan doktorla tekrar görüştüm plazmanın verildiğini ama değişen hiç birşeyin olmadığını söyledi. Bende bi umut ya diyelim ki virüsü yendi organlar yavaş yavaş kendini toplar mı böbrek nakli filan olur abimin kardeşlerimin annemin benim illa birisi uyar veririz gibi düşünüyorum. Bunları konuşmak için çok erken dedi yine içime ateş düştü o an. 19 Nisan 22.30 gibi istemsizce yine hastaneye gittim saat 02.00 ye kadar bahçesinde bekledim video çektim bizden iyi haber bekleyen o kadar çok insan vardı ki dua istedim yine elimizden bişey gelmiyor sadece dua dedim. Ve sabah 20 Nisan canım babamı kaybettik.

BABAMIN HİÇ HASTALIĞI YOKTU

Babamın hiç bir hastalığı yoktu sadece baş ağrısında ve grip olduğunda hap kullandığını biliyim. 20 yıldır neredeyse sigara kullanmıyordu.

GİDİN KIZIM GELMEYİN DEDİ

Tedavi sürecinde ömrümden ömür gitti derler ya aynen öyleydi çaresizce bilinmezi bekliyoruz çünkü tedavisi yok çünkü ilacı yok. Normal bir hastalık değil ziyaret edesin. Göremiyorsun dokunamıyorsun sesini duyamıyorsun. Yoğun bakıma yatmadan servisteyken pencereye çıktı 1 dk bile duramadı gidin kızım gelmeyin dedi kardeşimle bana. Babamı en son görüşümüz oydu.

ŞİMDİ YANIMDA OLSAYDI…

Babamın herşeyini özlüyorum. Sosyal medya kullanmamızı istemezdi hep onu söylerdi şimdi olsaydı yine kızsaydı. İnsan kaybedince daha çok anlıyor değerini sevdiği insanın. Şimdi olsaydı elinden tutup gözlerinin içine bakıp “seni çok seviyorum babacım” demek isterdim iyi ki benim babamsın demek isterdim.

NE OLUR BUNU CİDDİYE ALIN

Bende ciddiye almadım gerçekten bize nasıl bulaşacak aman kafasındaydım ama babamı hastaneye yatırdığımız anda bu çok ciddi birşey. Nolur dikkat edin nerden gelecek bize bişey olmaz demeyin. Hiç belli olmuyor nereden geleceği. Sabredin zamanla bitecek mecbur kalmadığınız sürece çıkmayın. Lütfen.

NORMAL BİR ŞEKİLDE YIKANIP DEFNEDİLDİ

En korktuğum şeyde babamın cenaze işlemleriydi yıkanma olmayacak kefen olmayacak cenaze namazı kılımayacak vs diyorlardı. Ama çok şükür ki normal şartlarda oldu herşey yıkanması yapıldı kefenlendi cenaze namazı kılındı ve aile mezarlığına dedemin yanına defnedildi. Bu dönemde gerçekten bunları yapabilmeye bile çok şükür diyoruz. Son görevlerimizi de yerine getirmiş olduk.